Serial ATA Teknolojisi: Teknolojinin Dünü, Bugünü
Paralel ATA, teknolojik gelişiminin son noktasına gelmiş gibi görünüyor. Durum böyle olunca da, daha hızlı bir arabirim gerekiyor. Geliştiricilerden oluşan büyük bir grup, bu ihtiyacı Serial ATA arabirimi ile çözmeyi başardı. CHIP, teknolojideki bu son değişiklikleri sizler için araştırdı ve yorumla
Serial ATA II: Ağ uygulamalarına ekstra güç
Henüz Serial ATA 1.0 arabirimi ile doğru düzgün tanışılmadan,
Serial ATA II arabiriminden söz edilmeye başlandı. Geçen
aylarda katıldığımız IDF’de bu konseptin ilk ürünlerini görme
fırsatımız oldu. Bu arabirim çok daha hızlı olduğundan dolayı, ağ
donanımları ve sunucular için düşünülmüş bir teknoloji. Serial ATA
1.0 gibi Serial ATA II de yüksek bir bant genişliğe sahip.
Dolayısıyla bu arabirimin de optik cihazlar ve veri depolama
ürünlerinde kullanılması düşünülüyor. Serial ATA 1.0’da olduğu gibi
Serial ATA II de, incecik bir kablo ile veri aktarımı yapıyor.
Ayrıca jumper ya da değişik ayarlamalara da gerek kalmıyor. Bu
sayede, entegre ettiğiniz her bir cihaz, sistem tarafından otomatik
olarak tanınıyor ve çalıştırılması sağlanıyor. Serial ATA II, iki
dönemde gelişimini tamamlayacak. İlk dönemden, sunucu ve ağ
donanımlar etkilenecek. Arabirimin iyice oturması sonucundan da,
ikinci dönem devreye girecek. İkinci dönemde, daha yüksek bir
transfer oranı, yani bant genişliği, üst mertebelere taşınacak.
Serial ATA II, Serial ATA 1.0 arabirimine de uyumlu olacak. Serial
ATA II arabiriminin 2003 yılının 2. yarısında tamamlanması
hedefleniyor. Bu arabiriminin gelişmesini sağlamakla görevli olan
Serial ATA II Working Group, Serial ATA 1.0’ı geliştiren grubun
aynısı.
IDF fuarında, Serial ATA 1.0 arabirimi için üretilmiş çeşitli ürünler tanıtılmıştı. Örneğin Adaptec, Serial ATA Controller ve PCI RAID kartlarını tanıtmıştı. Seagate ise Serial ATA sabitdisklerini tanıtmıştı. Geçtiğimiz ayda gezdiğimiz CeBIT fuarında Maxtor’un da Serial ATA diskleri ürettiğini görme fırsatını bulduk.
Sonuç: Serial ATA’ya geçiş hazırlıkları
Yeni arabirime geçiş için bu arabirimi destekleyen ürünlerin
fazlaca piyasada bulunması gerekir. Bu yüzden olsa gerek, SATA
adaptörleri geliştirildi. Bu adaptörler sayesinde, Paralel ATA
arabirimli bir disk, Serial ATA arabirimine göre çalıştırılabilir.
Çalışabilmesinin nedeniyse, paralel sinyal iletiminin bu adaptörler
sayesinde seri sinyal iletimine dönüştürülmesi...
Bu adaptörlerin, seriye geçiş için maliyeti artırması, bir
dezavantaj gibi gözükebilir. Ama paralel kullanımda çok önemli bir
yer tutan bellek ihtiyacının minimuma indirilmesi çok büyük bir
avantaj. Bu da doğal olarak geçiş süresini kısaltır. Bu tür
bir gelişme çok güçlü bir arabirim olan Firewire cephesinde
yaşanmıştı ve halen yaşanmaya devam ediyor. Bildiğimiz gibi
Firewire ya da IEEE1394 diye adlandırılan arabirim, senelerdir
piyasada olmasına ve çok hızlı bir arabirim olmasına rağmen,
geniş bir ürün seçeneğine sahip değil.Oysa, sabitdiskler veya optik
sürücüler, Firewire arabirimi tarafından rahatlıkla
desteklenebilir. Dileriz Firewire’ın başına gelen Serial ATA’nın da
başına gelmez!
Paralel ATA versiyonlarında sinyal iletim kabloları ile güç
kabloları farklıydı. Serial ATA’da sinyal iletim kabloları ile
güç kablolarının aynı hat üzerinden iletilmesi öngörülüyor. Ama,
IDF (Intel Developer Forum) ve CeBIT fuarındaki izlenimlerimizden
yola çıkarak, sinyal kablosu ile güç kablosunun aynı kanalı
kullanmadığını söyleyebiliriz. Hatta Serial ATA cihazlarının güç
girişi farklı olduğu için, 4 pin’i 15 pin’e çeviren basit bir kablo
dönüştürücüsü de kullanılıyor. Serial ATA arabiriminin yüksek veri
transfer hızına sahip olmasından dolayı hata düzeltme fonksiyonu
entegre edilmiş. Bu sayede yüksek hızdan dolayı oluşan hatalar
minimuma indirgeniyor. Sistem çalışırken cihaz dahil etmek veya
çıkarmak veya çok yüksek kapasiteli disklerin bu arabirim ile
çalıştırılmasına yönelik fonksiyonların ise gelecekte entegre
edileceği söyleniyor. SATA’nın fiziksel veri iletimi için, +250 mV
ile -250 mV’luk bir gerilim uygulanıyor. Bu gerilim değeri SCSI
arabiriminde kullanılan değer ile aynı. Yani Serial ATA’da LVDS
tekniği kullanılıyor. Low Voltage Different Signal tekniği
sayesinde elektro manyetik voltaj sorunları minimuma indirgeniyor
ve dolayısıyla veri transfer performansı da önemli ölçüde artıyor.
Bu da SCSI arabirimini tehlikeye sokuyor. Çünkü SCSI arabirimi, bu
teknik sayesinde oldukça başarılı sonuçlar verebiliyor. Serial Ata
kablosundaki aşırı yüklemeyi kaldırmak için 8B/10M kodlaması
kullanılıyor. Bu kodlamada bir byte 10 bit’lik bir gruba
dönüştürülüyor. Bu teknik sayesindeyse, alıcı ve verici tarafından
senkronizasyon bozulmuyor ve veri iletim yolu da güvenlik
altına alınıyor.
Kablo bağlantılardaki değişiklik: Kablo karmaşasına
son
Paralel veri iletiminde hız sadece kısa mesafeli uzaklıklarda
etkiliydi.Uzun mesafelerle veri iletimi gerçekleştiriliyor, ama hız
önemli derecede düşüyordu. Bunun nedeni ise, bit sayılarının uzun
mesafede rasgele hızlarda gitmesi ve bundan dolayı bir karmaşanın
meydana gelmesiydi. Ayrıca, 40 veya 80 iğneli paralel kablolar
kalın olduklarından dolayı, yeterince esnek bir yapıda değillerdi.
Bu nedenle de, kasanın içindeki hava sirkülasyonunu da
etkiliyorlardı. Yeni bağlantının bir diğer özelliği
de, paralel bağlantıdan alıştığımız kalın kablo yerine çok daha
ince bir kablo kullanılması. Dolayısıyla yeni bağlantının
pin sayısı da diğer bağlantıya göre daha düşük. Serial ATA için 6
ya da 8 damarlı bir kablo yeterli. Paralel kablolarda bu damar
sayısı 40 idi, hatta Ultra ATA 66 ve 100’lerin çıkması ile birlikte
damar sayısı da 80’e çıktı. Seri bağlantıda zaman gecikmesinin
yaşanması mümkün değil. Çünkü seri bağlantıda, paralel bağlantının
aksine sinyal iletimi tek bir kanaldan yapılıyor. İğne sayısının
düşük olduğu bu bağlantıda, ses kartı ile CD-ROM arasında bağlanan
kablo gibi incecik bir kablo kullandığından dolayı, hava
sirkülasyonu da olumsuz yönde etkilemiyor.
Yeni arabirimin bir diğer önemli avantajı ise, yazılım kurulum sürecinin azalması ve kablo maliyetlerinin düşürülmesi. Master/Slave sorununu ile çoğumuz karşılaşmışızdır. Sisteme entegre ettiğiniz bir IDE cihazı, bu yüzden kullanıcıya dertli anlar yaşatabilir. Paralel ATA iki adet master mimarisine sahipti. Bu master mimarisine iki adet de slave dahil ediliyordu.
Bu nedenle günümüzün anakartlarında toplam dört adet IDE cihaz sisteme bağlanabiliyor. SATA bu soruna teke tek bir çözüm getiriyor. SATA Host Adaptörü, shadow register setine sahip. Bu register seti, günümüzün sabitdisklerinde bulunan register setlerini emule ediyor. Bu özellik sayesinde ATAPI ve ATA komutları, SATA protokollüne dönüşebiliyorlar. Master/Slave desteği de bu tür bir emulasyon ile yapılıyor. Eski bir diske sahip olan kullanıcılar, özel geliştirilmiş bir adaptör sayesinde SATA controller üzerinden çalıştırılabilirler. Kısaca burada master/slave ilişkisi yok. Yine dört adet cihaz destekleyen bu bağlantı, paralel arabirimden farklı olarak peer to peer tekniği ile çalışıyor. Yani, her bir cihaz kendi kablosu üzerinden ve tek bir port üzerinden bağlanıyor. Böylece host adaptörüne cihaz başına bağlantı yapılıyor. Bu sayede jumper ayarlaması ve Bus terminolojisi tarihe karışıyor. Yani, her bir cihaz, diğer cihazdan bağımsız bir şekilde çalıştırılıyor. Bu standardı destekleyen cihazları konfigüre etmek gerekmiyor. Jumper ayarı yok. Ayrıca işletim sistemleriyle uyumsuzluk da söz konusu değil. Buna ek olarak özel sürücüler kurmak da gerekmiyor. Bu protokolün bir diğer önemli yanı ise, sadece dahili veri transferler için düşünülmüş olması. Yani USB/USB2 ve Firewire arabirimleri, harici bağlantılar için yerlerini SATA’ya bırakmıyorlar.
ATA’nın gelişimi:
SATA/1500 kullanıma hazır İlk zamanlarda bir ATA standardından söz
edilmezdi. Çeşitli firmaların tavsiyeleri ve tecrübeleri sonucunda
zamanla anakart üreticileri de destek vererek ATA özellikleri
geliştirildi. Ardından, ANSI (American National Standarts
Institude) tarafından bir standart haline getirildi. Bu gelişmeden
sonra Small Form Factor komitesi ATAPI arabiriminde standartlaşmaya
gitti. Böylece CD-ROM ve sabitdiskler için ATA kabloları
geliştirildi. Bu arabirim sürekli geliştirilerek
standartlaştırıldı. Yani amatörce bir yol izlendi. Örneğin çok
önemli olan BUS terminasyonu bu standarda sonradan eklendi. En son
değişiklik ise, hepimizin bildiği 40 damarlı kablodan 80 damarlı
kabloya geçiş ile yapıldı. Bu ekstra damar sayısı yüksek veri
transfer hızlarının güvenli yapılabilmesi için geçerli. Çünkü
gerilim iletimi ile veri aktarımda sorunlar yaşanabilir. ATA 100
arabiriminin teknolojik gelişmenin sonuna yaklaşması sonucu yeni
bir arabirim için kollar sıvandı. Ve sonunda Serial ATA standardı
geliştirildi. Bugünlerde birçok veri transfer uygulaması seri
bağlantıyı tercih ediyor. Bu da en çok paralel ATA arabirimini
etkiliyor. Çünkü saniyede 100 Mbyte’lık bir hız ile veri transferi
gerçekleştirebilen bu arabirim teknolojisinin sınırına dayandı. Bu
yeni arabirim Ultra Serial ATA 1500 ya da SATA/1500 olarak
adlandırılıyor.
Serial ATA’ya geçiş:
Paralel ATA gelişimini tamamladı Serial ATA, IDE ATA’nın bir
sonraki adımı olarak görülüyor.Yeni arabirimi geliştiren
grup geçtiğimiz aylarda bu yeni endüstri standardının son
rötuşlarını tamamladı. ATA 1.0 olarak adlandırılan bu yeni
standart, Intel Developer Forum’da ilgili kişilere tanıtıldı. Yeni
standart sayesinde yeni nesil sabitdiskler daha yüksek bir
performansla çalıştırılabilecek. Intel ve AMD işlemcileri de bu hız
artışından faydalanabilecekler. Kablonun ince olması sayesindeyse,
kasa içindeki hava sirkülasyonu daha etkili hale gelebilecek ve
kasa içi ısı değeri düşebilecek. Bu da sistem kasalarını daha küçük
boyutlara indirebilecek. Yeni seri I/O mimarisi, günümüzde
kullanılan paralel I/O yapısının yerini aldıktan sonra, optik
sürücü/yazıcı ve sabitdisk gibi cihazlara yüksek bir bant genişliği
sunacak. Yeni arabirimin bir çok üretici tarafından desteklenmesi
de önemli bir avantaj... Örneğin, APT, Dell, Intel, IBM ve
Maxtor’un yanı sıra Seagate de bu yeni arabirimi ürünlerine entegre
etmeye başladı bile.
Serial ATA’nın teknik özellikleri: SCSI arabirimine
rakip
Bu teknolojinin performans değerlerinin ne olduğu hakkında çok net
bilgi yok. Serial ATA’nın teorik olarak saniyede 600
Mbyte’lık bir veri transfer oranına ulaşılması gerekiyor. Buna
karşın, arabirimi geliştiren grup, veri transfer hızının en az
saniyede 150 Mbyte olacağını garanti ediyor. Serial ATA, piyasada
bulunan işletim sistemleriyle ve yazılımlarla uyumlu olmakla
kalmıyor, master/slave konseptini de destekliyor. Bunu Paralel
ATA’nın BUS topolojisi ile karıştırmamak gerek. Bu arabirim, daha
çok yıldız topolojisine benziyor. Çünkü yıldız topolojisinde de
olduğu gibi sistemler bire bir bağlanıyorlar. Ayrıca veri iletimi
ve gönderimi, farklı veri yollarından yapılıyor. Nedeni ise,
LVDS’nin, yani simetrik veri iletim tekniğinin kullanılması.
Sabitdiskler veya optik cihazlar, diğer bilgisayar donanımları ile iletişim kurmak için arabirimleri kullanırlar. İlk arabirim IBM bilgisayarlarda bulunuyor ve ST-506 olarak adlandırılıyordu. Bu arabirim 20 ve 34 pinlik iki kabloya sahipti ve verileri seri formatta iletirdi. Bir işlemde bir bitlik bir bilgi aktaran bu arabirim, 0.625 MBps-1.2 MBps arasında değişen bir hız değerine sahipti. Sonra Maxtor tarafından ESDI oarak adlandırılan yeni bir arabirim geliştirildi. ST-506’nın devamı olan bu arabirim, aynı kablo sistemine sahipti ve 3 MBps’lik bir veri transfer hızına çıkabiliyordu. Bu arabirim ile birden çok cihaz aynı kablo üzerinden desteklenebiliyordu. Ama pek tutulmadı ve yerini SCSI arabirimine bıraktı. Integrated Device Electronics veya kısaca IDE olarak bildiğimiz arabirim bir sonraki gelişme idi. ATA yani Advanced Technology Attachment olarak da adlandırılan bu arabirim, controller’ın diskin içine girmesi ile ünlenmişti.
Günümüzde IDE arabirimi anakartın üzerinde geliyor. Hepimizin
bildiği master/slave olarak adlandırılan arabirime, iki adet cihaz
bağlanabiliyor. Yalnız 40 pinlik bir kablo ile bağlanan bu
cihazlara jumper ayarı yapmak gerekiyor. Ama üreticiler
durmak bilmediler ve Enhanced IDE arabirimini geliştirdiler... Fast
ATA ya da ATA 2 olarak adlandırılan bu arabirim, saniyede
16.6 MB’lık hız değeri ile göze çarpıyordu. 2 GB’nın üstündeki
kapasiteye sahip olan diskler için üretilen arabirimin
sorunu ise 8.4 GB limiti idi. ATA arbiriminin 28 bit adresleme
kullanılmasına karşın, BIOS 24 bit adreslemeyi kullanıyordu ve
ancak 8.4 GB adreslenebiliyordu. INT 13’ün BIOS’a eklenmesi ile bu
sorun çözüldü. Çünkü bu özellik sayesinde BIOS adreslemesi 64 bit’e
çıkarıldı. Tek sorun bu değildi. Fat 16 sistemi sadece 2.1 GB’ı
adresleyebiliyordu. Dolayısıyla büyük kapasiteli diskle 2.1 GB’lık
partisyonlara ayrılmak zorundaydılar. Ama FAT 32’li Windows
sürümünün çıkması ile birlikte bu sorun da çözülebildi.
IDE cephesinde gelinen sonraki nokta ise Ultra Ata arabirimi.
ATA-2 ile uyumlu olan bu arabirim, saniyede 33 MB’lık bir hıza
sahipti. Bu arabirim ile birlikte Cyclical Redundancy Check Error
kontrolü getirildi. CRC, yazılması gereken verinin
yazmadan önce kontrol edilmesi ve hata bulunursa yazma işleminin
tekrardan başlatılması işlemine denir. Bu sayede hız ve
güvenirlilik artırıldı. Zamanla bu arabirim de geliştirildi ve
sırayla ATA-66 ve ATA-100 arabirimleri geldi. Adlarından da
anlaşıldığı gibi bu arabirimlerin hızları 66 MBps ve 100 MBps.
Günümüzde yaygın olarak Ultra ATA-100 kullanılıyor. Hatta
bazı anakart üreticilerinin Ultra ATA-133’ü desteklemeye
başladıklarını görebiliyoruz. Ama IDE arabirimi yerini daha geniş
bir desteğe sahip olan Serial ATA’ya bırakıyor.