Senua's Saga: Hellblade 2 İncelemesi - İşte son dönemin en çok beklenen oyunu!
Beş yılı aşkın bir süredir geliştirilmekte olan Hellblade 2’yi uzunca bir süre oynadık. Şimdiye kadar gördüğümüz en iyi görseller ve seslere sahip ve hikayesi de yine oyuncuları derinden etkileyecek!
Xbox'ın son yıllardaki en büyük stratejilerinden biri, oyun kataloğundaki özel oyun sayısını artırmak için stüdyo satın alma üzerine kurulu. Ölçek açısından ve davalarla sürekli göz önünde kalan satın almalar, Bethesda ve Activision gibi devleri içerse de, bizce Xbox Game Studios'un bünyesindeki; rekabeti büyük ölçüde güçlendirecek ve en önemli zayıflıklardan birini kapatacak Ninja Theory daha büyük bir öneme sahip. Heavenly Sword ve Devil May Cry serisi gibi hikaye odaklı aksiyon macera oyunlarında büyük bir geçmişe sahip olan stüdyo, Xbox'ın yıllardır dolduramadığı boşluğu kapatmak için biçilmiş kaftan. İlk oyun, Hellblade: Senua's Sacrifice'ın başarısından 7 yıl sonra Ninja Theory, bu sefer de Xbox Game Studios çatısı altında devam oyunu için 5 yıllık upuzun çalışmalarını oyun severlerin beğenisine sunuyor.
Senua's Saga: Hellblade 2, uzun zamandır beklenen bir oyun. İlki herkese hitap etmiyor olsa da, sektörde iz bırakmayı başarmıştı. Microsoft Türkiye’nin sağladığı erken erişim koduyla yeni oyunu bir süredir oynuyorduk ama artık oyun çıkışını gerçekleştirdi ve ilk günden Türkçe olarak Game Pass'teki yerini de aldı. Dolayısıyla artık incelememizi yayınlamanın zamanı da geldi.
Kim bu Senua ve nesi var?
İncelemenin derinliklerine dalmadan önce ilk oyunu oynamamış
olanlar için sizi neyin beklediğini anlayabilmeniz açısından
Hellblade serisinin ne hakkında olduğundan bahsetmemiz gerektiğini
düşünüyoruz. İskandinav mitolojisi ve Kelt kültüründen ilham alan
bir fantastik dünyada geçen oyun, Orkney’li bir Pict savaşçısı
Senua'yı konu alıyor. Senua'nın karakterinin ana ilham kaynağı
aslında Iceni kraliçesi Boudica. Adı ise tarihçiler tarafından uzun
süredir kayıp olan ancak 2002'de yeniden keşfedilen ve ilk başta
yanlışlıkla Senua olarak okunan bir Kelt tanrıçası olan Senuna'dan
geliyor. Kahramanımız Senua, kafasında sürekli olarak eylemlerini
ve kararlarını tartışan sesler duymasına neden olan bir psikozdan
muzdarip. Geliştirici firmanın bu durumu sinirbilimciler ve gerçek
hastalar ile kapsamlı bir şekilde çalışarak hikayeye ve karaktere
aktardığını belirtelim. Oynarken bu konuda ne kadar mükemmel bir iş
çıkarıldığını da göreceksiniz.
Senua'nın yeni yolculuğu 10. yüzyıl Viking İzlanda'sında geçiyor ve etkileyici Unreal Engine 5 sayesinde ortam her zamankinden daha canlı görünüyor. Senua, bu kez içindeki ve dışındaki karanlıkla savaşmaya kararlı ve bu yüzden amacı köleleri tacirlerinden dehşetinden kurtarmak. Spoiler vermekten kaçınmak ve Ninja Theory'nin bu hikayede özenle hazırladığı sürprizleri korumak için elbette daha fazla ayrıntıya girmeyeceğiz.
Kafamızdaki seslere gerçek insanlar eşlik
ediyor
Kafasındaki seslerle Senua zaten ilk oyunda da pek yalnız seyahat
ediyor sayılmazdı. Oyun, kahramanımızın hayatına damgasını vuran
psikozu ilk elden hissederek deneyimlememize imkan tanıyordu. Ancak
bu kez yolculuğumuzda fiziksel olarak da yalnız değiliz. Macera
boyunca Senua, ortak bir amaç doğrultusunda kendisine katılan
karakterlerle tanışıyor. Bu katılım sadece daha az aksiyonlu
kısımları daha dinamik hale getirmekle kalmıyor, aynı zamanda
karakterlerin kendilerine de çok daha fazla derinlik katmayı
başarmış.
İyi bir hikaye denilince bizim için akan sular durur. Bu oyunda her zamankinden daha zengin olduğunu belirtelim. Senua'nın ruh durumunu iyi biliyoruz, ama şimdi etrafındaki insanlarla konuşmasını da duyuyoruz, onların seslerinin kendi düşünceleriyle boğuştuğunu görüyoruz ve bazen bu iç tartışmadan doğan soruları yanıtlaması veya sorması için onu yönlendiriyoruz. Yardımcı oyuncu kadrosu oldukça geniş ve deneyimi zenginleştiren çok çeşitli olay örgüsü farklılıkları sağlıyor.
Ancak gerçek yıldız Melina Juergens’e bir parantez açmak gerekiyor. Ninja Theory'nin eski video editörü, Senua'ya bu oyunda da yine mükemmel bir şekilde hayat vermeyi başarmış. İlk oyunda zaten çok iyi bir iş çıkarmıştı ve bu devam oyununda kendini aşmış. Karakteri tamamen kendine ait kılmış ve her hareketi, her kelimesi ve her acı çığlığı bize birçok şey hissettiriyor. Oyuncu kadrosunun geri kalanının hakkını da yemeyelim, çünkü hepsi önemli bir rol oynuyor ve Ninja Theory'nin kullandığı inanılmaz yüz ifadesi teknolojisi ile birleştiğinde, hepsi olağanüstü derecede canlı duruyor. Gerçekten, kendilerini ifade etme ve yüz hatlarını hareket ettirme şekillerinin oynarken sizi de şaşırtacağına eminiz. Böyle bir şeye bir oyunda nadiren tanık oluyoruz.
Sinema filmi gibi oyun yapmışlar
Senua's Saga: Hellblade 2, nasıl bir oyun olmak istediğinde kararlı
ve bu oyunun her milimetresinde kendini gösteriyor. Ekranın üstünde
ve altında sinematik siyah bantlar kullanma kararı da bunlardan
biri. Oyunun güçlü bir greni var, bölümden bölüme zarif ve ilgi
çekici geçişler kullanıyor, ayrıca bizi iletmek istediği şeye daha
da bağlayan binaural anlatımdan yararlanıyor (bu arada kulaklıkla
oynamak kesinlikle şart) ve savaş bölümleri bile sinematik olmasa
da sinematik gibi hissettiriyor.
Hellblade 2, benimde oyunu oynadığımız Xbox Series'de tek grafik modunda ve 30 fps kilitli olarak çalışıyor. Bu duruma daha önce ses yükseltenler olmuştu. Aslında başka bir oyun olsa bu seçimin kullanıcıya bırakılması aslında en doğru olanı ama bu oyun özelinde Ninja Theory'nin doğru seçimi yaptığını düşünüyoruz. Hellblade 2'nin doğası ve hatta savaşlar 60 fps'ye "ihtiyaç" duymasını gerektirmiyor. Görsellik bu oyun için ilk planda tutulmuş ve bozulması istenmemiş. Sonuç olarak da Hellblade 2 muhtemelen şimdiye kadar gördüğüm görsel açıdan en güçlü oyun durumda.
Karakterlerin yüz ifadelerinden daha önce bahsetmiştim ancak animasyonlar, manzaralar, taşların dokuları, yollar, ay, su, toprak, güneş, hava ve yıldızlar (Ezhel şarkı sözü gibi oldu :D) daha önce nadiren gördüğümüz bir seviyede. Hellblade 2 dudak uçuklatan görseller sunuyor ve en güzeli de bunları her seferinde sunuyor olması. Oyunun ışıklandırması, yansımaları ve gölgeleri de deneyimi başka bir boyuta taşıyan grafiklerde önemli bir rol oynuyor. Bir video oyunundaki en önemli şeyin nasıl göründüğü olduğunu söyleyemeyiz elbette ancak bu durumda grafikler Hellblade 2'deki hikayenin gerçekçiliğini artıran hayati bir bileşen.
Aynısının daha fazlası, ama daha iyisi
Oynanış elbette bir video oyununun en önemli parçası. Hellblade
2'de Senua'yı kontrol ederken yapmamız gereken şeyler genel olarak
ilk oyundakilerle aynı. Dövüş her zaman yine bire bir olarak
kuruluyor, ancak oyunun yönetilme şekli bunu doğal hissettiriyor ve
artık daha sinematik. İzlemesi ve oynaması gerçekten keyifli
hissettiriyor. Her zaman olduğu gibi, bir güçlü ve yavaş bir de
hızlı saldırımız var. Tabii ki saldırılardan kaçma ve onları
kılıçla engelleme seçeneğimiz de yerini koruyor. Belli sayıda doğru
savunma yaptığımızda aktif hale gelen odaklanma gücü ile zamanı
yavaşlatmak ve arka arkaya birden fazla kez saldırıp rakibi yenmek
de mümkün oluyor.
Bu konuda çok küçük değişiklikler var ancak bence oyun zaten bunu da istemiyor. Dövüş ilk oyundan çok daha ağır ve vahşi hissettiriyor ve artık aynı anda sadece tek bir rakiple mücadele ediyoruz. Yeni rakipler sırayla geliyor. Her kılıç darbesi de size aitmiş kadar gerçek. Varsayılan olarak, oyun dinamik olarak seçilen ve savaştaki performansınıza bağlı olarak değişen ve çeşitlenen bir zorluk derecesine sahip. Dürüst olmak gerekirse, oyuncuyu hayal kırıklığına uğratmamak ve hikayeye odaklanmalarına izin vermek için çok zarif ve akıllıca düşünülmüş bir yol. Ancak elbette isterseniz ayarlardan bunu daha zor hale getirebilirsiniz.
Bolca keşif var ama açık dünya değil
Aksiyonun dışında, Hellblade 2 büyük keşif bölümleri de içeriyor.
Daha önce de belirttiğim gibi, bunlar artık nadiren tek başına
gerçekleşiyor. Gerçek İzlanda'dan modellenen manzaraların tadını
çıkarırken ve "koleksiyon parçaları" aramak için dolanırken
konuşmalar yapmamıza izin veriyor. Ninja Theory'nin yeni oyununda
da ilk oyunun hayranları için tanıdık gelecek bulmacalar yine
bulunuyor. Bu arada ekranda herhangi bir arabirim yok. Yani nereye
gitmeniz, ne yapmanız gerektiğine karar vermek için kafanızdaki
sese iyi kulak vermeniz gerekiyor.
Bizi sahnenin bir bölümünde belirli şekilleri bulmaya davet eden, ufka baktığımızda aradığımız şeyi bulduğumuz belirli yeri bulmaya zorlayan bulmacalar hala var. Ancak bu kez Ninja Theory bulmacaları zenginleştirmek ve daha az tekrarlı hale getirmek için yeni unsurlar eklemiş. Sonuç olarak, Hellblade 2'nin oyun deneyimi ilk oyuna benziyor ancak aynı zamanda doğru yönde doğal bir evrim geçirdiği de kesin.
Sonuç
Senua's Saga: Hellblade 2'nin yapımı beş yılı aştı. Bu, oyunun
detaylarında kendini belli ediyor. Tamamlanması on saatten biraz
daha az süren yeni oyun uzun olmasa da en küçük milimetresine kadar
ölçülmüş ve en küçük ayrıntısına kadar titizlikle hazırlanmış bir
eser olarak nitelendirebiliriz. Benzersiz grafikleri sürükleyici ve
etkileyici seslerini, Melina Juergens'in başını çektiği
performanslar ve heyecan verici bir hikaye deneyimi tamamlıyor.
Savaş her zamankinden daha sezgisel hissettiriyor, bulmacalar
dinamizm ve çeşitlilik sağlıyor ve burada kendiniz deneyimlemeniz
için bahsetmeyeceğiz kesinlikle muhteşem ve destansı başka bölümler
de var. Hellblade 2, kitlesel pazara hitap eden ve herkes için
eğlenceli olan video oyunlarından biri değil orası gerçek. Yani
herkese göre değil, biraz sanatsal. Rahatsız edici, farklı,
alışılmadık bir çalışma, ama aynı zamanda Xbox kataloğunda tam
olarak eksik olan şey!
İlk bölümden daha mı iyi? Neredeyse her açıdan daha iyi olduğundan hiç şüphemiz yok. Oyun dünyasında nadiren görülen sinematik bir yaklaşıma da sahip. Hellblade 2 herkese göre olmayabilir, ancak sizin tarzınız bir oyunsa veya ilk oyunu sevdiyseniz bunu sevmemenizin hiçbir yolu yok. Sonuç olarak, bir başyapıt. Üstelik tamamen Türkçe ve Xbox Game Pass sahipleri için de tamamen ücretsiz.
95
Yapımcı
Xbox Game Studios
Geliştirici
Ninja Theory
Platform
Xbox Series S/X, PC,
Switch
Tür
Aksiyon macera,
Bulmaca oyunu
Web
https://senuassaga.com/