Şehir efsaneleriyle yeri belirlenen "hayalet ada"
Bir dönem Pasifik Ateş Çemberi içinde bulunan ve şehir efsaneleri ve aşk hikayelerine konu olan hayalet ada Teonimanu’nun gizemlerle dolu hikayesine göz atıyoruz.
İnsanlık tarihinde, bir felaketten sonra kaybolan ada ve medeniyetler hakkında bol miktarda hikaye bulunuyor. Ancak, Solomon Adalarındaki kaybolmuş Teonimanu’nun hikayesi muhtemelen çoğu kişi tarafından bilinmiyor. Bu kara parçasının varlığını, sadece günümüzde bölgede yaşayanların kültürel hafızası sayesinde biliyoruz.
Hikaye anlatımı ve efsanelerin oluşumu, insan kültürünün temellerinde yer alır. Bu tür hikayelerin birçok unsuru fantastik ve inanılmaz olsa da, nesiller boyu aktarılan birçok soyut “gerçek” bu hikayeler sayesinde taşınıyor. Ancak efsaneler, bu tür “derslerin” yanı sıra, özellikle uzak geçmişte meydana gelen olaylar hakkındaki tarihsel bilgileri de taşıyabiliyor. Bazı araştırmacılar uzun bir süredir efsanelerin arkasındaki gerçekleri arıyor olsa da, artık daha geniş bilim topluluğu da yerel efsanelerin binlerce yıl önce gerçekleşmiş jeolojik olaylara ışık tutabileceğini fark ediyor.
Teonimanu Adası'nın hikayesi
Bunun en iyi örneklerinden biri Teonimanu Adası olabilir. Eğer Google Earth üzerinde 9°59'36"G 161°59'10"D koordinatlarına giderseniz, Pasifik Okyanusu’nun genel mavisiyle çevrili koyu mavi bir bölgeyle karşılaşırsınız. Bu koyu renkli bölge, Lark Shoal olarak bilinen ve suyun 1 ila 14 metre altında kalan küçük bir kara kütlesini gösteriyor. Ancak birkaç yüz yıl öncesine gidebilseydik, Lark Shoal’ın bulunduğu yerde, Teonimanu olarak adlandırılan bir adayla karşılaşırdık.
Bu kayıp adaları bölgedeki insanların sözlü gelenekleri ve tarihleri aracılığıyla öğrenen Sunshine Coast Üniversitesi jeologu ve jeomitologu Profesör Patrick Nunn'a göre bu ada, diğer birkaç ada ile birlikte dalgaların altına batmadan önce yüzlerce insanın eviydi.
Anlatılardan, Nunn adaların muhtemelen 16. yüzyılın sonları ile 18. yüzyılın sonları arasında, yani İspanyol kaşif Álvaro de Mendaña'nın (1568) ve İngiliz kaşif James Cook’un bölgeye geldiği zamanlar arasında bir dönemde kaybolduğunu tahmin ediyor. Adanın çok hızlı bir şekilde battığı söyleniyor. Hikayeler, sadece birkaç kişinin kanolarına ulaşmayı başardığını ve diğer güvenli adalara gidebildiğini anlatıyor. Anlatılana göre bu kaybolan adalar, devasa bir dalga tarafından vuruldu ve bir anda haritadan kayboldu.
Neden deprem mi?
Günümüzde, Teonimanu’nun adayı destekleyen deniz tabanı sırtının kararsız hale gelmesine neden olan bir deniz tabanı depreminden etkilendiğini biliyoruz. Bu, sırtı su altına sürükleyen ve Teonimanu’yu kaplayan tsunamiler yaratan dev bir heyelana yol açtı.
Eğer bu bölgede nesiller boyu yaşayan insanların sözlü gelenekleri olmasaydı, bu olayı muhtemelen bilemezdik. Nunn’un yazdığı üzere, “Hikayeleri kolayca efsaneler, kurgu olarak görülebilir, ancak birçok eski hikaye gibi, zamanla anlatı süslemeleriyle kaplanmış gerçek gözlemler olan gerçekler içerir.”
Sauwete'au adında bir kadın...
Teonimanu’nun kaybolmasıyla ilgili hikayelerin çoğu, Sauwete'au adında bir kadınla başlıyor. Anlatılana göre bu güzel kadın, Ali'te adasında yaşayan Roraimenu ile evliydi. Bir gün, Sauwete'au başka bir adama, Kaliita’alu’ya aşık oldu ve onunla birlikte Teonimanu’ya kaçtı. Roraimenu, intikam almak için öfkeyle adaya bir dalga laneti gönderdi ve şanssız ada, sekiz yıkıcı dalgayla sarsılırken Ali'ite’nin en yüksek noktasına tırmanarak bu olayı memnuniyetle izledi.
Bu lanetin ardından hayatta kalanlar çeşitli Solomon Adaları’na dağıldılar, ancak daha birçok kişi bu acımasız intikamda hayatını kaybetti.
Elbette, bu hikayenin anlatısının büyük bir kısmının abartılı ve hayali olduğu tahmin edilebilir, ancak yine de olan çok gerçek ve yıkıcı bir olaya işaret ettiği tartışılamaz.
Lark Shoal, sık depremleri ve volkanik faaliyetleriyle bilinen Pasifik Ateş Çemberi içinde yer alır. Sismik verileri değerlendirerek orijinal heyelanın enkazlarını belirleyen Nunn, sırtın doğası gereği kararsız olduğunu gösterdiğini söylüyor.
Pasifik genelinde, Teonimanu ile benzer bir kaderi paylaşan ve kaybolan başka adaların da hikayeleri bulunuyor. Bu anlatılar, hem sulara hem de tarihe gömülmüş bir dünyaya dair bazı fikirler sunuyor. Ancak Solomon Adaları’ndan ve nesiller boyu volkanik bölgelerde yaşayan diğer yerlerden gelen hikayeler, günümüz için de bazı dersler içerebilir. Küresel sıcaklıklar ve deniz seviyeleri yükselmeye devam ederken, bu efsaneler korkutucu bir şekilde gerçeğe yaklaşabilir.