Scorn İncelemesi: Bu oyunu H.R. Giger görse çok mutlu olurdu!

Size kâbuslar yaşatabilecek bulmaca unsurlarına sahip, ilhamının çoğunu korku erotizmden alan Scorn, H.R. Giger’i mutlu edecek kadar sapkın değil ama yeteri kadar sıra dışı bir deneyim sunuyor.

This browser does not support the video element.

6 yıl önce, Scorn ilk duyurulduğunda izlediğimiz tanıtım videosunda, H.R. Giger'ın eserlerinden ilham alan biyomekanik nesnelerin doldurduğu grotesk görsellerden daha fazlası yoktu. Ne bir arabirim, ne de diyalog. Başarılı bir teaser videosu olduğunu düşünmüş ve elbette oynama listesine de eklemiştik. Zamanı geldi, Xbox exclusive olarak Gamepass’de ilk günden yerini aldı ve bir süredir de oynuyoruz. Anladık ki daha önce izlediklerimiz sadece ara sahne değil oynanışın bir parçasıymış. Oyunda bir arabirim, harita ya da ne yapacağımızı söyleyen en ufak bir yönlendirme bile yok. Scorn, oyundan çok bir deneyim gibi. Açıkça söylemek gerekirse oyun, yeni nesilde, ekrandakinin gerçekten etkileşimli olup olmadığından şüphe etmemize neden olan ilk oyun oldu. Öyle ki oyunun başladığını anlamak için analog çubuğu oynatıp test etmemiz gerekti.

Scorn, içinde dolaşabileceğiniz canlı bir tablo gibi. Oyunda aldığınız her ekran görüntüsünü tablo olarak duvarınıza asarak rahatlıkla bunun H.R. Giger ya da Zdzislaw Beksinski'nin pahalı bir tablosu olduğu konusunda arkadaşlarınızı kandırabilirsiniz. Kemik, metal ve deriden oluşan büyük, iğrenç katedraller bir an için önünüzde uzanıyor ve kısa bir süre sonra çoğu ölmüş bir şeyin kalıntılarıyla dolu iç organlar gibi görünen şeylerin arasında sürünüyorsunuz. Oyun birbiri ardına cinsel çağrışımlarla dolu detaylar sunuyor. Scorn ilhamının çoğunu korku erotizmden alıyor. Ürkütücü ve sadist erotizm her gözeneğinizden sızıyor. Elbette Giger'ın isteyebileceği kadar doğrudan sapkın değil. Ne de olsa sonuçta bu büyük olasılıkla belirli sınırlar içinde kalması gereken bir Game Pass oyunu.

Scorn çoğu oyuna benzemiyor
Kim olduğunuz, nerede olduğunuz, ne olduğunuz ve ne yapmamız gereken konusunda en ufak bir bilgiye sahip olmadan başlıyoruz. Aniden devasa ve gizemli bir binanın içine hapsolmuş zavallı çıplak bir yaratık olarak uyanıyoruz. Duvarlar, zemin ve çatı aynı yapıda şekillendirilmiş; kemiklerin, organik malzemelerin ve mekanik parçaların ürkütücü bir kombinasyonu. Neyin ne olduğunu bilmek nadiren kolay ve oyun size hiçbir şey söylemiyor.

Yardım almıyorsunuz, bunun yerine etrafta dolaşmanız, etrafa bakmanız, bir şeylere dokunmanız, nesneleri etkinleştirmeniz ve etrafınızdaki dünyayı deneyimlemeniz ve anlamanız gerekiyor. Sizi bekleyen cehennem manzarasını keşfederken, ilerlemeniz için çözmeniz gereken bulmacayı da kendiniz bulmanız gerekiyor nasıl çözeceğinizi de. İlk başta bu mekaniği anlayana kadar bir miktar bocalasanız da anladıktan sonra işler daha da kolay hale geliyor. Tüm bölgeler birbiriyle bağlantılı, her mekanizmanın çevre üzerinde bir etkisi var ve bunlar aslında daha büyük entegre bulmacanın bir parçası. Etkilerini anlamak ve kavramak için zaman ayırmaya çalışmanızı tavsiye ederiz.

Ayrıca henüz kullanamadığınız bir yol veya biomekanizma ile karşılaşırsanız, mutlaka bunu daha sonrası için hatırlayın. Genellikle bu kilidi açmak için bir anahtar ilerde karşınıza çıkıyor. Scorn'daki makinelerin çoğunun hareket edebildikleri birden fazla yön ve gerçekleştirebildikleri birden fazla işlem var. Bunları da mutlaka denediğinizden emin olun ki sonra bizim gibi çıldırmayın. Bu arada karakterin silahlar, mekanizmalar ve dünya ile tüm etkileşiminin kesintisiz animasyonlar ile görselleştirilmesi deneyimi bir üst boyuta taşıyor.

Burası neresi, nereye gitmem gerek, neredeydim?
Oyunu bırakmak istediğimiz anlar olduğunu inkar etmeyeceğiz, çünkü oyun göz kamaştırıcı güzellikteki dış görünüşüne rağmen kolayca kafa karıştırıcı hale gelebiliyor. Neredeyim ve en önemlisi, nereye gidiyorum ve neredeydim? Oyunun bir harita sunmamasını çok iyi anlıyoruz. Scorn, sizin o dev dünya içinde küçük ve çaresiz hissetmenizi istiyor. Ancak yine de nerede olduğunuzu anlamak için çok daha iyi bir iş çıkarılabilirdi. Oyun o kadar spesifik görsel işaretçilere sahip ki, daha net yönlendirme için bunlar kullanılabilirdi.

Elbette asıl sorun şu ki; son dönemde oyunlar mutlak memnuniyetimiz için oyuncuları olması gerekenden çok daha fazla yönlendirmeye başladı ve yön bulma yeteneklerimizi pek kullanmaz hale geldik. İtiraf etmek gerekirse Scorn’da dolanırken gördüklerinize biraz zaman ayırır ve alanı dikkatlice incelerseniz, aslında yolu bulabiliyorsunuz ve alıştıkça daha da kolaylaşıyor. Kural basit: bir kapıyı açmalı ya da bir makineyi etkinleştirilmelisiniz ve bunun için eksik parçayı ya da çözümü aramanız yeterli ki bu, oyundaki zorlukların çoğunun kendini asıl hissettirdiği yer. Scorn'daki bulmacaların çoğu, gözünüzü kullanırsanız, oldukça mantıklı ve yapmanız gerekenler arasında net bir bağlantı var. Böylece cevapları arayan bir soru işareti gibi dolaşmak zorunda kalmazsınız :)

Genel olarak, zorluklar oyunun görsel tarzı ile eşleşiyor ve oyun vahşetini hiçbir şekilde gizlemiyor. Örneğin ilk bulmacalardan birinde zavallı bir yaratığın elini kullanmanız gerekiyor ve bu noktada yardım almak için ister yaratığı hapishanesinden kurtarabilir isterseniz de makineyi etkinleştirmek için onu vahşice öldürüp elini kesebiliyorsunuz.

Zorda kalmadıkça savaşmayın, sadece sabır!
Savaş mekanikleri konusuna gelirsek; internette duyduklarınızın çoğuna inanmayın ve başta düştüğümüz hataya düşmeyin diye baştan sizi uyarmak istiyoruz. Çok zorda kalmadıkça ve köşeye sıkışmadıkça savaşmayın, yiğitliğin onda dokuzu kaçmaktır ve Scorn sanırım tam da bunu yapmanızı istiyor. Scorn'daki düşmanlar, aslında siz ortaya çıkana kadar etrafta kendi hallerinde dolaşan bir grup et yığınından ibaret. Onları rahat bırakırsanız, sizi rahatsız etmezler. Tavsiyemiz hiç rahatsız etmeyin ve sadece uzaktan sabırla yolunuzdan çekilmelerini bekleyin. Bir şekilde fark edilirseniz de bir oda geri kaçıp bekleyin. Merak etmeyin sizi izlemeyecekler. Ancak iki yaratık arasında kalırsanız da elbette birini haklayıp o yönde kaçmanız da mecburi oluyor. Yaralandığınızda Rb tuşunu kullanarak kendinizi iyileştirebiliyorsunuz. Dolayısıyla buldukça, elinizdeki örümceğe benzer yaratık vasıtasıyla bu ilk yardım kitlerini doldurmanızı da tavsiye ederiz.

Maalesef fazla silah seçeneğiniz yok ve cephane de çok bol sayılmaz. Bu yüzden genelde küçük sürüngenler için mümkün olduğunca, onlara dürterek zarar vereceğiniz silahı kullanmanızı tavsiye ederiz ki, büyük yaratıklar için şansınız olsun. Ancak fazla dayanıklı olmadığınız için ölüm çok uzakta değil. Ne mutlu ki oyun sizi çok fazla geri atmıyor ve genelde sadece o odanın en başından başlamanız yeterli oluyor. Geri döndüğünüzde ise aslında iki seçeneğiniz var; ya yaratıklara tekrar saldırmayı tercih edersiniz ya da beklersiniz ki bizce en iyi seçenek bu.

Sonuç
Scorn, her şeyden önce sizi tamamen benzersiz bir atmosfere sokan güçlü ve unutulmaz bir deneyim sunuyor. Bu bir oyundan çok bir deneyim ve muhteşem boyutlarda bir görsel şölen. Aethekand Lustmord tarafından hazırlanmış rahatsız edici ortam sesleri ise deneyimi yoğunlaştırıyor. H.R. Giger’in eserlerinin dışında hiç böyle bir şey görmedik ve böyle bir oyunu deneyimleyebildiğimiz için de mutluyuz. Oyun göz kamaştırıcı derecede güzel ve geliştiricilerin tek bir kelime olmadan hikaye anlatma sanatındaki başarısı gerçekten takdire şayan.

Scorn, kolay bir oyun değil, oyuncuya hiçbir şey söylememek için büyük çaba sarf ediyor ve bu başarılı olma ile hayal kırıklığı yaratma arasında çok ince bir çizgi. Defalarca yolumuzu kaybettik ve sinir bozucu düşmanlarla sürekli karşılaşmaktan rahatsız olduk, ancak bunlar Scorn'un nadiren gördüğümüz harika ve benzersiz bir deneyim olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Xbox Gamepass üzerinden ücretsiz olarak oynayabilirsiniz.

80

Geliştirici             Ebb Software
Yapımcı               Kepler Interactive
Platform              Xbox Series S/X, PC
Tür                        Aksiyon, Macera
Web                      https://scorn-game.com/

Sonraki Haber

Forum