Sayısal görüntü arayüzleri mercek altında!
HDMI, DisplayPort ve WHDI: Artıları ve eksileriyle sayısal görüntü arayüzleri mercek altında!
Üst seviye ekran kartlarına baktığınızda, artık her ekran kartına yerleşmiş olan HDMI portunun yanı sıra, DisplayPort adı verilen bir bağlantı noktası daha bulunduğunu görmüşsünüzdür. Bilgisayar kullanıcıları için DVI portları bile yeterliyken, neden bu kadar çok bağlantı arayüzüne ihtiyacımız var?
Dünya geneline baktığımızda, monitörlerimizde standart olarak kullanılan ilk sayısal görüntü arayüzü olan sayısal DVI potları (DVI-I ve DVI-D), 10 yılı aşkın bir süredir hayatımızda ve günümüzde kullanılan yüksek çözünürlük standartlarıyla baş edebilecek kapasiteye sahipler.
Peki, DVI arayüzü bilgisayarlarımız için yeterliyken neden daha gelişmiş bir arayüze ihtiyaç duyduk? HDMI ve DisplayPort arayüzleri arasındaki farklar ve kullanıcılara kazandırdıkları neler?
Tüm bu sorulara ve merak edilenlere cevap verebilmek için, sayısal görüntü arayüzlerini artıları ve eksileriyle karşılaştırdık. Ayrıca çeşitli yerlerde ve teknoloji fuarlarında gördüğümüz kablosuz görüntü arayüzlerinin detaylarını da makalemizin ilerleyen sayfalarında bulabilirsiniz...
HDMI arayüzü...
HDMI standardı bilgisayarlardan ziyade, çeşitli çoklu ortam aygıtları ile modern televizyonlar arasındaki sayısal görüntü arayüzü gereksinimi göz önüne alınarak geliştirilmiştir.
Televizyonlarımızda kullanılan analog görüntü arayüzlerinin yerine geçmek üzere 2003 yılında hayatımıza giren HDMI, televizyonlar, konsollar ve video oynatıcılardan sonra, platform esnekliği ile bilgisayarlarımızda da yer alarak evrensel bir sayısal görüntü arayüzü haline geldi. Bu sayede bilgisayarları TV'lere bağlamak da, monitöre bağlamak kadar kolaylaştı.
HDMI arayüzü, 48 bit renk derinliğine kadar sıkıştırılmamış görüntü ve sekiz kanal ses bağlantısını tek bir kabloda birleştiren bir standarttır. Yani kablo karmaşasını azaltarak, tek bir kablo üzerinden hem görüntüyü hem de sesi aktarabilmek üzere tasarlanmıştır.
Bununla yetinmeyen HDMI, aygıtlar arasında ihtiyaç duyulabilecek veri iletişimini göz önünde bulundurarak, veri iletişim kanalı barındırmaktadır. Her ne kadar çoğu cihaz bu desteği barındırmasa da, HDMI kablosundan bağlanan tüm cihazları, tek bir cihaz üzerinden kontrol edebilmenin altyapısı sağlanmıştır.
HDMI ve sayısal DVI arayüzünün farkı da çoklu ortam desteğinden gelmektedir. HDMI arayüzü, DVI ile benzer olmakla kalmayıp, kullanılan sayısal görüntü pinleri birbirleriyle uyumlu tasarlanmıştır. Ancak yıllar içinde geliştirilen HDMI standardı sayesinde, HDMI arayüzü görüntü yetenekleriyle de birkaç adım öne geçmeyi başarmıştır.
HDMI standartları...
Tüketici elektroniği devleri olan, Panasonic, Philips, Sony ve Toshiba'nın da aralarında bulunduğu bir konsorsiyum tarafından geliştirilen HDMI arayüzü, günümüze kadar çeşitli standart numaralarıyla geliştirilmiştir. Bugün gelinen standart ise HDMI 1.4'dür.
Her önemli güncelleştirmenin bir öncekinden farkı ise, genellikle kullanılan saat hızının artması ve böylelikle desteklenen bant genişliğinin yükseltilmesi olmuştur. Bu ise daha yüksek çözünürlüklerin desteklenmesini sağlamaktadır. Örneğin, 165 MHz frekansında çalışan ve ilk HDMI standardı olan HDMI 1.0, 1080p çözünürlüğü desteklemektedir.
HDMI arayüzüne getirilen ilk önemli güncelleştirme ise 2006 yılında, HDMI 1.3 ile geldi ve çalışma frekansı 340 MHz'e çıkarıldı. Böylece 10.4 GB/saniye bant genişliğine ulaşan HDMI, 1600p görüntü desteğine ulaştı.
2010 yılının Mart ayında kullanıma sunulan HDMI 1.4 ise HDMI arayüzünde yapılan diğer önemli güncelleştirme oldu. HDMI 1.4 ile, Ethernet bağlantısı, ses girişi (daha önce sadece çıkış mevcuttu), yeni iletişim protokolleri ve 3D desteği kazanan HDMI, 2160p görüntü çözünürlüğünü destekler hale geldi.
HDMI'ın en büyük getirisinden birisi de xvYCC renk paleti desteğidir. RGB renk paletinden 1,8 kat daha fazla renk sunan bu palet, insan gözünün algılayabildiği tüm renkleri kapsar ve böylece %100 doğal görüntü elde edilir. Birçok ekran kartı, xvYCC renk paletini destekler ancak asıl hedef bu teknolojiyi destekleyen video kameralardır. Çünkü bilgisayar oyunları gibi, Blu-ray filmler de bu desteğe sahip değildir.
DisplayPort arayüzü...
DisplayPort arayüzü, HDMI'dan üç yıl sonra, 2006 yılında hayatımıza girdi. Kısa adı VESA olan Video Elektronik Standartları Kurumu tarafından geliştirilen DisplayPort'un geliştirilme hedefi, bilgisayarlar ve ev sinema sistemleri olmuştur.
DVI uyumlu olduğundan bahsettiğimiz HDMI'ın aksine, DisplayPort tamamen yeni bir standarttır. Bunun anlamı, HDMI'da olduğu gibi basit çeviriciler yardımıyla DVI-DisplayPort ya da HDMI-DisplayPort arası doğrudan bağlantı yapmak mümkün değildir.
Bu sebeple, DVI ve HDMI desteği de sağlayan DP++ adı verilen, geriye uyumlu bir bağlantı portu geliştirilmiştir. Bu port, yalnızca tek hat DVI veya HDMI bağlantısı sağlayabilmektedir. Yani DP++ portuna DVI/HDMI pasif çeviricisi bağlandığında, desteklenen azami çözünürlük 1080p (24 bit) ile sınırlıdır. Daha yüksek çözünürlükleri ve renk derinliğini desteklemesi için aktif harici çeviricilere ihtiyaç duyulmaktadır.
DisplayPort'un işleyişindeki en önemli fark ve doğrudan geriye uyumlu olmamasının sebebi, paket tabanlı iletişim gerçekleştiriyor olmasıdır. Bu yöntem DisplayPort'a, sahip olduğu bant genişliğini daha esnek kullanma şansı vermektedir. DisplayPort, bantgenişliği ihtiyacına göre; tek, çift veya dört hat bağlantıyı destekleyebilmektedir.
DisplayPort standartları...
2006 yılında çıkan ilk DisplayPort arayüzü, 8,64 GB/saniye bant genişliğini 2 metreye kadar kablolarla sağlayabiliyordu.
İlk sürüm olan DisplayPort 1.0'dan sadece 1 yıl sonra, DisplayPort 1.1 geliştirildi ve fiberoptik kablo desteği eklendi.
2009 yılında kullanıma sunulan DisplayPort 1.2 standardında ise, iletişim kapasitesi iki katına çıkartılarak 17,28 GB/saniye seviyesine ulaştırıldı. Böylece HDMI'dan daha yüksek iletişim kapasitesine ve çözünürlük desteğine erişebilen DisplayPort, 1.2 standardıyla birlikte xvYCC renk paleti desteğine de kavuştu.
DisplayPort'un beraberinde getirdiği içerik şifreleme standardı, Philips tarafından geliştirilen 128 bitlik şifreleme sağlayan, (DPCP) DisplayPort İçerik Koruması'dır. Bu içerik şifreleme tekniği sayesinde, aktarılan içeriğin yetkisiz kullanıcılar tarafından alınamaması veya üçüncü kişilerle paylaşılamaması amaçlanmıştır. 1.1 güncelleştirmesi ile HDMI ve DVI arayüzleri tarafından desteklenen HDCP içerik koruması desteği de eklenmiştir.
İlk güncelleştirmesinin ardından fiberoptik kablolar üzerinden de kullanılabilen DisplayPort, fiberoptik kablolarla 15 metre veya uygun şartlarda daha uzun mesafelerde aktarım yapabilir. Bakır kablolar üzerinden kullanıldığındaysa, 1.2 standardıyla birlikte tam kapasiteyle çalışabileceği kablo uzunluğu 3 metreyle sınırlıdır.
HDMI ve DisplayPort: Hangisi daha iyi?
Üreticiler tarafından pek tutulmayan bir özellik olsa da, DisplayPort'a ayrıcalık katan ilk özellik Direct Drive monitör desteğidir. Bu destek sayesinde, üzerinde hiçbir kontrol tuşu bulunmayan ve tamamen DisplayPort üzerinden kontrol edilen monitörler tasarlanabilir..
DisplayPort arayüzünün bir diğer artısı, tek kablo üzerinden çok sayıda monitörü destekleyebilmesidir. Böylece, 1080p çözünürlükteki 4 monitörü, tek bir kablodan bağlamak mümkündür.
İki arayüzü, bant genişliği açısından karşılaştırdığımızdaysa, koşulların yine DisplayPort lehine olduğunu görüyoruz. DisplayPort'un desteklediği 17,28 GB/saniye aktarım kapasitesinin karşısında, HDMI 10,2 GB/saniye bant genişliği sunmaktadır.
Ancak evinizin odaları arasında görüntü aktarımı yapmak isterseniz, kazanan bu kez HDMI olacaktır. Zira DisplayPort arayüzü, bakır kablolarla en fazla 3 metreyi desteklerken, HDMI kesin bir sınıra sahip değildir ve 15 metre mesafeye, sinyal yükselticiye ihtiyaç duymaksızın erişebilir.
Örnek vermek gerekirse, DisplayPort arayüzü ile 10 metrelik mesafeye görüntü aktarmak istediğinizde fiberoptik kablo kullanmanız gerekecektir. Bu durumda karşılaşacağınız fatura 500 dolar seviyesinde olacaktır. HDMI ise aynı mesafeye, bakır kablolarla erişebileceği için ciddi bir masrafla karşılaşılmayacaktır.
DisplayPort'un son ayrıcalığı ise sahip olduğu yedek iletişim kanalıdır. 720 Mb/s aktarım hızını destekleyen bu kanal, mikrofon veya USB girişlerini destekleyebilmektedir.
Kablosuz görüntü arayüzleri...
Son yıllarda kablosuz monitörlerden bahsedildiğini duymuşsunuz. CES 2010 fuarında Intel tarafından tanıtılan WiDi teknolojisi de bunlardan biriydi.
Fuar kalabalığını etkilemeyi başaran bu teknoloji, kablosuz şekilde 1080p görüntüleri cihazlar arasında aktarabiliyordu. Henüz hiçbir cihazda kullanılmayan ve gelişim aşamasını tamamlamayan bu arayüz, iş oyunlara geldiğinde görüntüde gecikmeler ve atlamalar yaşatmaya başlıyordu.
Bir diğer kablosuz görüntü arayüzü olan ve tüketici elektroniği devlerinin desteğini arkasına alan WHDI ise şimdiden piyasadaki bazı ürünlerde yerini almış durumda.
2009 yılı sonunda tamamlanan bu teknoloji, Sharp ve LG tarafından üretilen bazı HDTV modellerinde kullanılmakta. Şu anki haliyle 30 metre mesafeye kadar görüntü aktarabilen ve duvarları aşabilen WHDI, 3GB/s bant genişliği ile 1080p (40Hz) görüntüyü destekliyor.
Asıl gücüne WHDI 2.0 ile ulaşacak olan teknoloji, bu güncellemeyle birlikte 3D görüntü desteğine kavuşacak ve çözünürlük desteğini ise 2160p seviyesine çıkaracak.
Bu yıl tanıtılan bazı HDTV modellerinde de yer alan ve geleceğin görüntü arayüzü standardı olması beklenen WHDI; AMIMON, Hitachi, LG, Motorola, Samsung, Sharp ve Sony şirketleri tarafından oluşturulan bir konsorsiyum tarafından geliştirilmektedir.