Rage 2 İnceleme

Tamam, teknik olarak Rage 2'yi Bethesda yapmamış olabilir. Bu kez yayıncılık koltuğunda oturan Bethesda, rahatlıkla diyebiliriz ki henüz tam anlamıyla bitmemiş bir oyunu bir kez daha piyasaya sürmüş. Veya artık nasıl oyun yapılması gerektiği konusunda kafası oldukça karışmış durumda.

Hatırlayalım, Bethesda'yı son olarak Fallout 76'da yerden yere vurmuştuk. Bunun sebeplerinden biri neymiş bir bakalım:

"Ancak her şeyin sonunda geldiğiniz nokta Fallout 76'da bomboş bir haritanın karşınızda durduğu oluyor. Evet, devasa bir haritanın olması iyi bir şey ancak, gezmek, keşfetmek için bir yerden sonra oyuncuda merak uyandırmaması, istek sağlamaması oyunun en büyük handikabı. Hayır, çevrede açılan ve size ödül kazandırmaktan ibaret "içi boş" Event'ler veya çevreden aldığınız radyo sinyalleri bunu sağlayamıyor. O nedenle bizim gibi daha fazla devam edemediğiniz bir oyun olarak kütüphanede yer alıyor Fallout 76."

Bethesda, Fallout 76'da gerek çağ dışı grafik motoru kullanımı, gerek NPC'lerin dahi olmadığı, geniş ancak keşfetmek için pek merak uyandırmayan mekan tasarımlarıyla karşımıza çıkmış ve durumu yamalarla kotarmaya çalışmıştı.

Benzer senaryo Rage 2 için de geçerli. Rage 2'nin de post apokaliptik açık dünya teması fazlasıyla boş, öte yandan ana teması kıyamet sonrası olan bir oyunun yaratması gereken izlenimden oldukça uzak.

Şimdi Bethesda'yı bir kenara koyalım ve Rage 2'nin geliştiricilerine gelelim. Avalanche Studios bunlardan birincisi. Tamam, bugüne kadar fena işler yapmış bir stüdyo değil, ancak özellikle son oyunu Just Cause 4, "yapay zekanın işlevsizliği, görselliğin yetersizliği, hikayenin sığlığı ve mekanikleriyle gülünç duruma düşen bir oyun oluyor." Evet, Just Cause 4 incelememizde, aynen bu cümleyi kurmuştuk.

Yine benzer senaryo Rage 2 için de kısmen geçerli: Rage 2'de hikaye diye bir şey yok. Olsa olsa, eser miktarda hikaye kullanılmış. Hemen bir bakalım:

Rage 2, ilk oyunun 30 yıl sonrasında geçiyor. Walker isimli bir Ranger'ı kontrol ettiğimiz oyunda, Authority adı verilen despot yönetimin lideri General Martin Cross ile verdiğimiz mücadele konu alınıyor. Evet, hepsi bu kadar.

Rage 2'nin hikayesinde hiçbir derinlik olmadığı gibi, oyundaki karakterlerin de derinliği yok. Yani sizi oyuna bağlayan obje yok. Ne var biliyor musunuz? Aksiyon var. Burada da oklar id software'i gösteriyor. Rage 2'de geliştirici koltuğuna Avalanche Studios ile beraber oturan id software, ismi geçtiği her yerde akıllara elbette DOOM'u getiriyor. Hah, işte eğlence de burada başlıyor.

Rage 2 oynarken sık sık DOOM oynuyor gibi hissetmeniz olası. Silah çeşitliliği ile doyurucu olan oyun, silah kullanma mekanikleriyle birlikte kendinizi kaptırdığınızda çevrenize kan kusturabileceğiniz bir oyun halini alabiliyor. Oldukça dağınık ve kafa karıştırıcı bir arabirime sahip olsa da, silahların yükseltmelerini de yaptığınızda düşmanlarınızın vay haline. Öte yandan yalnızca Shotgun ve Assault Rifle'ı geliştirerek tüm oyunu da oynayabiliyorsunuz. Fakat uyaralım: Bu kez oyunun "aksiyon" temasına ters düşecek ve aldığınız keyif azalacak. Zira Rage 2, düşmanların hareketlerini okuyarak, gizlenerek, düşünerek oynanacak bir oyun değil. Aksiyonun göbeğine BAM diye inmeli, Rocket Launcher ve Plasma Cannon'dan tutun, BFG 9000'e kadar post apokaliptik dünyaya yakışır tüm silahları kullanmalısınız.

Ancak olay yalnızca silahta da bitmiyor. Walker'ın çeşitli güçleri de var. Nanotrite güçlerinizi kullanarak hareket kabiliyetinizi had safhaya taşıyabiliyor, Overdrive özelliğini kullanarak kendinizi iyileştirebildiğiniz gibi, silahınızın kuvvetini de arttırarak aksiyona hız katabiliyor ve tıpkı DOOM'da olduğu gibi ellerinizle düşmanları parçalayabiliyorsunuz.

Oyunun dinamizmine ayak uydurmak biraz zaman alacak, ancak devam ettiğinizde ve bu mekaniklere adapte olduğunuzda bir ölüm meleğine dönüşmeniz gayet mümkün. Havaya sıçrayıp düşmanların tepesindeyken aşağıya birkaç roket yolladıktan sonra kendinizi yere olanca hızınızla çarparak birkaç düşman daha indirebilir, akabinde diğer birkaçının kafasını Wingstick ile uçurabilir ve diğer 3 tanesinin üzerinde asılı duran varile makineli tüfeğinizle ateş açarak onların da canını alabilirsiniz.

Evet, tüm eğlence bitti. Rage 2'de sadece akıcı bir oynanış var. Komple bir oyunu kurtarmaya ise ne yazık ki tek başına bu yetmiyor.

Dövüş mekanikleri gayet başarılı olsa da, oyun genel olarak "düşmanları öldür, ödülleri topla" mantığını gözettiği için, bir süre sonra oyuna devam etmek için bir sebebiniz kalmıyor. Eğer oyunu oynamak için sebebiniz sadece buysa, o başka tabii.

Oyunda silahlar kadar kullanabildiğiniz araç seçeneği de fazla. Ancak oyunun büyük bölümü için söylediğimiz gibi, araç mekaniklerinin de o kadar iyi olmadığını söylemek lazım.

Şimdi Rage 2'nin yine kendini parlatamayan yerlerinden devam edelim. Başta da söyledik gerçi: Oyunun atmosferi, bir post apokaliptik dünyaya göre fazla renkli, fazla düzenli. Öte yandan açık dünya temasına göre fazla boş. Görsellik bakımından ortalama bir oyun olan Rage 2, ses konusunda ise silah ve çevre sesleriyle aksiyona eşlik edebiliyor olsa da, özellikle diyaloglarda çuvallıyor. Şimdi buradan da Rage 2'de gördüğümüz bug'lara gelelim.

Oyundaki sıkıntılardan biri de tuhaf bug'lar oluyor. Mesela bir NPC ile konuşurken aniden sesler kayboluyor, ses efektleri kayboluyor, kaplamalar kayboluyor, haritada navigasyon saçmalıyor, Focus özelliği de ona eşlik ediyor. Daha bunun gibi çok sayıda farklı yerlerde bug ile karşılaşabiliyorsunuz. Buna karşılık ise gelen klasik söylem: "Geliştiriciler bug'ları yamalarla gidereceklerdir." Şimdi buradan yazının başına geri dönüyoruz.

"Tamam, teknik olarak Rage 2'yi Bethesda yapmamış olabilir. Bu kez yayıncılık koltuğunda oturan Bethesda, rahatlıkla diyebiliriz ki henüz tam anlamıyla bitmemiş bir oyunu bir kez daha piyasaya sürmüş. Veya artık nasıl oyun yapılması gerektiği konusunda kafası oldukça karışmış durumda."

İki farklı geliştirici ekibiniz var, ikisi de işlerinde başarılı stüdyolar. Aksiyona bakarak söyleyebiliriz ki ortaya çıkan sonuç da fena değil. Oyunlarının dağıtımını üstlenen Bethesda olarak güzel de bir pazarlama politikası gerçekleştirmiş ve reklamını iyi yapmışsınız. Ancak oyunun içeriğine bakmak hiç aklınıza gelmedi mi acaba? Daha ötesi, ekiplerinizde test ve analiz konusunda çalışan kimse de mi yok? Hayır var. Ancak sıkça karşılaştığımız gibi, oyunun teslim tarihi geldi diye veya daha kötüsü, (bug konusunda) kolaya kaçıp topu oyunculardan gelecek geri bildirimlere atarak ya da "sonra hallederiz" diyerek oyunu piyasaya sürmek ve artık son dönemde oldukça popülerleşmiş söylem olan "sorunlar yamalarla giderilecektir" düşüncesini gerek oyunculara, gerek oyunları inceleyen kişi ve kurumlara aşılamaya devam etmek, pek hoş değil doğrusu. Tamam, bug'lar giderilebilir belki, fakat hikayeyi es geçmek, karakter derinliği katmamak, tema olarak seçilen post apokaliptik coğrafyaya eğilmemek, tüm oyun boyunca kendini tekrar eden vur – kır – parçaladan öteye geçememek ve tüm bunları bir de kısa oyun süresiyle taçlandırmak... Pek hoş değil doğrusu.

Rage 2'nin fiyatı PlayStation 4 ve PC'de 299 TL, Xbox One'da ise 350 TL. Sırf aksiyona gönül verenlerden ve geriye kalan her şeyi sineye çekebileceklerdenseniz gönül rahatlığıyla satın alabilirsiniz. Ancak bir klasik arıyorsanız, yanından bile geçmemeniz gereken bir oyun Rage 2.

Nokta.

Puan: 55

KÜNYE

Yayıncı: Bethesda Softworks
Geliştirici: id Software, Avalanche Studios
Tür: FPS
Platform: PlayStation 4, PC, Xbox One
Web: https://bethesda.net/tr/game/rage2