Putin'in Ukrayna'ya karşı savaşı, Karadeniz'de katliama neden oluyor
Rusya'nın Ukrayna'yı işgal etmesiyle başlayan savaş, eko-kırımın da önünü açmış durumda. Ukraynalı yetkililer ve vahşi yaşam uzmanları, Rusya'ya karşı çevresel savaş suçu davası açmak için kanıt topluyor.
Rusya'nın Ukrayna'ya karşı sürdürdüğü savaş altyapıyı mahvetti ve geçen bahardan bu yana yaklaşık 5 milyon insanı yerinden etti. Ama bu savaşın pek dikkat çekmeyen, üzücü bası sonuçları da var. Ülkenin çevrecileri, savaşın nesli tükenmekte olan Karadeniz yunuslarını ve liman domuz balıklarını öldürdüğünü söylüyor.
Her iki türün de çok sayıda üyesi, Şubat ayından bu yana Karadeniz kıyılarına ölü olarak vuruyor. New York Times'ın haberine göre, savaşın çevresel etkileri konusunda giderek daha fazla endişe duyan hayvan uzmanları, kendilerini Rusya'nın bir eko-kırım yaptığına dair kanıt toplamaya adadı. Uzmanlar, eko-kırıma dair kanıt toplamak ve savaşın doğal ekosistemleri nasıl etkilediğini anlamak için ölü deniz memelilerinin otopsilerini yapıyor. Eko-kırım, ekolojik bir sistemin kasıtlı olarak yok edilmesini tanımlamak için kullanılan bir terim.
Ukrayna Deniz Ekolojisi Bilim Merkezi'nde deniz memelileri konusunda uzmanlaşmış bir zoolog olan Pawel Goldin, New York Times'a yaptığı açıklamada bu deniz canlılarını kaybetmenin bir trajedi olacağını söyledi. Deniz yaşamı, yunuslar ve domuz balıkları gibi türlerin varlığına bağlı. Çok çeşitli balıkları ve diğer deniz canlılarını yiyerek popülasyonları kontrol altında tutarlar. Dünya Vahşi Yaşam Fonu'na göre, kendileri de köpekbalıkları gibi daha büyük deniz hayvanları için besin kaynağıdır.
Rusya'nın sonar cihazlarını kullanmasının kaçınılmaz sonucu
Ukrayna ve çevresindeki deniz habitatları çatışmalar nedeniyle tehlike altında. Rus kuvvetleri savaş gemilerinde sonar cihazları kullanıyor. Bu cihazlar yunuslar ve domuz balıkları gibi deniz memelilerinin avlanmak ve iletişim kurmak için kullandıkları eko-lokasyona zarar veriyor. Kafaları karıştığında bu deniz hayvanları paniğe kapılıp kayalıklara doğru yüzebiliyor. Bazı yunuslar ve domuz balıkları, sularda yönlerini bulmak için eko-lokasyonlarını kullanamadıkları takdirde düzgün bir şekilde avlanamayacakları için açlıktan ölme potansiyeline de sahip.
Uzmanlar ölü yunus ve domuz balıklarının sayısının tahmin edilenden daha fazla olmasından endişe ediyor. Deniz hayvanlarının bir kısmı muhtemelen sularda ölmüş ve Karadeniz kıyılarına vurmamış olabilir.
Eko-kırımın cezası var mı?
Eko-kırımın uluslararası alanda tanınması ve cezalandırılması yönündeki çabalar son yıllarda hız kazandı. 2020 yılında İnsan Hakları ve İklim Krizi Sempozyumu'nun kapanış panelinde uluslararası ceza hukukunun çevreyi korumak için nasıl kullanılabileceği tartışıldı. Uluslararası bir uzmanlar grubu 2021 yılında eko-kırımın resmi bir tanımını açıkladı. Uzmanlar bu tanımı "çevreye ciddi ve yaygın ya da uzun vadeli zarar verme ihtimalinin yüksek olduğunu bilerek işlenen hukuka aykırı ya da kasıtlı eylemler" olarak tanımladı.
Mart ayında Avrupa Parlamentosu Hukuk İşleri Komitesi, eko-kırımın bir suç olarak tanınması yönünde oy kullandı. Soykırım, savaş suçları, saldırı ve insanlığa karşı suçlar olmak üzere dört eylem uluslararası suç olarak kabul ediliyor. Uluslararası aktivistler eko-kırımın bu listedeki beşinci eylem olması gerektiğini savunuyor.
Rusya'nın Ukrayna'yı işgali çok sayıda çevre suçu örneği barındırıyor. Savaş yangınlara yol açtı ve su kaynaklarını kirleterek hem Ukraynalıları hem de vahşi yaşamı tehlikeye soktu. Çevresel yıkıma yol açan son büyük olaylardan biri de Ukrayna'nın güneyindeki Kakhovka Barajı'nın çökmesi oldu. New York Times'ın haberine göre, kanıtlar Rus güçlerinin barajı havaya uçurduğunu gösteriyor.
Bunu takip eden sel, bölgedeki binlerce insanı yerinden etti ve köyleri sular altında bıraktı. Hasarlı barajdan salınan sular aynı zamanda tarımsal kimyasallar da dahil olmak üzere çok sayıda kirlilik kaynağını süpürerek Karadeniz'e doğru sürükledi.