Oyun Oynamak Ve Şiddete Eğilimli Olmak Arasında Bağlantı Var mı?
10 yıl süren ve sonuçları yeni açıklanan bir araştırma, şiddet içerikli oyun oynamanın gerçek hayatta da şiddete yatkın olmaya etkisini ölçtü. Sonuç ise, yine pek çoğumuzu şaşırtmadı.
Video oyunların yükselişi, her ne kadar kanıtlar aksini
gösteriyor olsa da, şiddet içeren video oyunlarının şiddete sebep
olduğuna yönelik iddiaları yine gündeme taşıdı. Bu tartışmayı
sonlandırmak amacıyla yapılan ve Cyberpsychology,
Behavior and Social Networking üzerinde yayımlanan on
yıllık bir çalışma, çocukken şiddet içeren oyunlar oynamak ve
ilerleyen yıllarda şiddete meyilli olmak arasında bir bağlantı
bulamadı.
Sadece 13 yaşındayken belki de tüm zamanların en tartışmalı oyunlarından biri olan Grand Theft Auto'yu (GTA) saatlerce oynayan çocuklar ile çok az ya da hiç oynamamış çocuklar arasında yapılan analizde önemli hiçbir fark bulunamadı. Bu veriler, şiddet eğiliminin şiddet içerikli video oyunlardan kaynaklı olmadığını gösteren daha önceki bulguları desteklemenin yanı sıra, pek çok gencin akıl sağlığı sorunlarıyla mücadele etmek için bir yöntem olarak oyunları kullanmalarına dair de bir görü sağlıyor.
Yayınlanan raporda şu sözler dikkat çekiyor: "Daha önceki araştırmacılar, akıl sağlığı sorunları ile bir başa çıkma veya dikkat dağıtma yöntemi olarak video oyun oynamanın etkili olabileceğini gösterdiler ancak bu çalışmalarda, oynanan video oyunların içeriği göz önünde bulundurulmamıştı."
Bu araştırma uzun süreli bir araştırmaydı ve bu da araştırmacıların, 10 yıllık çalışma süresi boyunca aynı değişkenleri tekrar ederek kaydettikleri anlamına geliyor. Uzun süreli çalışmalar, bu tür veriler için ideal kabul ediliyor. Veriler, gençlerin oyun oynarken nasıl büyüdüklerini, oyun oynama sürelerinin daha sonra yaşamlarında ortaya çıkan kişiliklerini nasıl etkileyebileceğini inceliyor. Ancak bu tür araştırmalar uzun süreli deneme dönemlerini gerektiriyor ve video oyunları konusunda bunlar oldukça nadir.
500 katılımcıyı içeren çalışmada araştırmacılar, ortalama olarak
yaklaşık 14 yaşındaki çocukları araştırmaya kabul ettiler ve oyun
oynama sıklığını bildirmek için deneme süresi boyunca anketler
doldurdular. Her oyuna 0 ve 5 arasında bir şiddet derecesi atandı
ve 5 en şiddetli oyunları gösteriyordu. Deneme süresinin başında ve
sonunda, bir anket kullanılarak katılımcıların saldırganlıklarının
yanı sıra endişe, depresyon, prososyal davranış ('genel olarak tüm
topluma faydalı' olan davranışlar) ve benzeri diğer etkenler
ölçüldü.
Sonuçların gösterdiğine göre gençler, şiddet içerikli video oyunları oynama konusunda üç temel desenden birini takip etmekteydiler: 1. Grup gençken çok fazla saat boyunca oynuyor ancak büyüdükçe oynama süresi ciddi bir şekilde azalıyordu; 2. Grup gençlik süreleri boyunca orta miktarda oynuyor ve yetişkinliğe girerken artıyordu; ve en büyük olan 3. Grup ise çok az oynama ile başlıyor ancak büyüdükçe oynama süreleri artıyordu.
1. Gruptaki çocuklar gençken çok fazla oynamalarına rağmen oyun süresinde ciddi bir azalma yaşıyorlardı ve yazarlar, bunun sebebinin kariyerlerinin müdahalesi olabileceğini ve sonucu etkilemiş olabileceğini söylemekteler.
Gençken çok fazla şiddetli oyun oynayan birinci gruptaki çocuklar, yetişkin döneminde diğer gruplara göre ciddi ölçüde farklı bir saldırganlık göstermediler. Gençlikleri boyunca sabit bir şekilde oynayan orta grup ise en yüksek saldırganlık seviyesine sahip olan gruptu. Ancak bu grupta da, aşırı şiddet eğilimi gözlemlenmedi.
Bu bulgular, gelişim döneminde şiddet içerikli oyunları oynamanın hayatın geri kalanında saldırgan davranış için kötü bir gösterge olmadığını öneriyor.
Hemen her araştırmada olduğu gibi bu sonuçların da bazı sınırlamaları bulunuyor. Toplanan tüm veriler katılımcıların kendi bildirdikleri veriler olduğu için, belirli bir ön yargının olması ve gerçek saldırganlık ve/veya oyun sürelerini göstermiyor olması mümkün. Ancak çok uzun süre boyunca çok fazla katılımcı olduğu için bu tür araştırmalar için en uygun yöntem halen bu olarak gözüküyor.