Orta Çağ'da Mezarlara Yüzüstü Gömülenlerin Gizemi Çözülmüş Olabilir
Orta Çağ'da mezarlara yüzüstü gömülen cansız bedenlerin gizemi, yapılan yeni bir araştırma ile biraz olsun çözüldü.
Arkeologlar, zaman zaman yaşadıkları döneme ve kültüre göre
farklı şekilde gömülmüş bedenler buluyorlar. "Aykırı
gömülmeler" olarak bilinen bu durumlar, parçalanmış
vücutlardan garip beden pozisyonlarına ve hatta canlı gömülmelere
kadar değişebiliyor.
Bu sıra dışı gömülmelerin sebepleri de en az gömülmeler kadar farklı gözüküyor. Bazıları suçlular için ceza olarak uygulanırken – örneğin canlı gömülmeler bir zamanlar İngiltere'de "Yahudiler ile ilişkisi olanlar, hayvanlarla cinsel ilişki yaşayanlar" için bir infaz yöntemiydi – kemiklerin bilinçli bir şekilde kırıldığı veya kalplerin kazıklandığı diğerlerinde ise bu gömülme biçiminin sebebi ölülerin bir şekilde hayata geri döneceklerinden korkulması olarak gözüküyor.
PLOS ONE dergisindeki bir araştırma da, Orta Çağ'dan Erken Modern döneme kadar Almanca konuşan Avrupa bölgesinde yaygınlaşan bir gömülme biçimi olan yüzüstü gömülmeleri inceliyor.
İsviçre'deki Bern Üniversitesi Adli Tıp Enstitüsü antropologları İsviçre, Almanya ve Avuturya'daki 60 arkeolojik alanda bulunan 95 yüz üstü gömülmeyi inceleyerek coğrafi dağılım, tarih, gömülme özellikleri, vücut pozisyonları, ölüm sırasında yaşı ve cinsiyeti gibi özelliklerini analiz ettiler. Bu analizler sonucunda zaman ilerledikçe gömülme şekillerinin ve sebeplerinin de değiştiğini buldular.
Ekibin bulduğuna göre Orta Çağ'daki bazı bedenler, kişinin isteği üzerine bu şekilde gömülmüşlerdi. Bazı mezarlar zenginlik işaretleri taşıyor veya kiliseler ya da şapellerde tercih edilen yerlerde bulunuyorlardı ve Tanrı karşısında tevazu amacıyla bu şekilde gömülmüşlerdi. Örneğin Frenk kralı 3. Pepin (Kısa Pepin) – kendisinden çok daha ünlü olan Charlemagne'nin (Şarlman) babası – zamanının en güçlü hükümdarlarından biriydi ancak kendisinden de az tanınan babasının günahlarının kefaretini ödemek amacıyla yüzüstü gömülmeyi tercih etmişti.
Ekip, Orta Çağ'ın daha ilerleyen dönemlerinde ve Erken Modern
dönemde, yani 1300'ler ve 1400'ler civarında,
yüzüstü gömülmelerin sayılarının artmaya başladığını ancak bu sayı
artışı ile beraber tercih edilen gömülme alanlarından da
uzaklaşıldığını buldu. Ancak bu gömülmeler halen kutsanmış yerlerde
bulunuyordu. Yazarlar, yüzüstü gömülmelerin cezaya işaret
edebileceğini söylerken, bedenlerin yine de mezarlıklara gömülmüş
olmasının durumun bu olmadığını veya günahın kilise toprağına
gömülmeyi reddettirmeyecek kadar büyük olmadığını önerdiğini
belirtiyorlar.
Bu dönem, hortlaklar veya ölümsüzler – undead – hakkındaki hikayelerin popülerliğinin artması ile örtüşüyor. Özellikle Alman halk hikayelerindeki nachzehrer – bir tür vampir olarak tanımlanabilir – burada öne çıkıyor. Nachzehrerlerin, kendisini ve diğerlerini yiyerek yaşamaya devam eden ölüler olduklarına inanılıyordu.
Yazarların makalede belirttiklerine göre Nachzehrer, kendi vücutlarını ve kefenlerini yiyorlar ve o sırada şapırtı sesi çıkartıyorlar. Ayrıca salgın hastalıklarla da ilişkilendiriliyorlar ve ne zaman bir grup aynı hastalıktan ölse, ilk ölen kişi grubun ölümünün sebebi olarak etiketleniyor.
14'üncü ve 17'inci yüzyılların arasındaki bu dönemde Avrupa'da öncelikle veba, daha sonra da tifo, frengi ve kolera olmak üzere pek çok hastalık hızla yayılmaktaydı. Ekip, salgınlardaki artışın, insanların çok sayıda beden ile uğraşırken çürüme sürecini görmeye başlamalarının ve ölülere karşı sahip oldukları korkunun artması ile yüzüstü gömülmelerin arttırmış olabileceğini düşünüyor.