Okyanus derinliklerinde gizlenmiş olarak bulunan siyah yumurtaların sırrı ne?
Bilim insanlarının okyanusun derinliklerinde buldukları gizemli siyah yumurtalar, bugüne dek bildiğimiz bazı şeyleri bir kez daha değerlendirmemiz gerektiğini gösterdi.
Kısa bir süre önce Japonya’daki araştırmacılar, denizin en karanlık derinliklerinden birinden olağandışı bir keşifte bulundu. Yassı solucanların yumurtladığı bildirilen siyah yumurtalar, Pasifik Okyanusu’nun kuzeybatısındaki Kuril-Kumçatka Çukuru’ndan alındı. Yumurtalar ve onları bırakan canlılar, denizin 6 kilometreyi aşan derinliklerinde yaşamlarını sürdürecek şekilde evrimleşen birçok gizemli deniz yaşamı formundan bazıları.
Araştırma ekibi, karanlık derinliklerde kaya parçalarına yapışık olarak buldukları siyah yumurtaları çıkarmak için uzaktan kumandalı kurtarma araçları kullandı. Hokkaido Üniversitesi araştırmacısı Keiichi Kakui, ekibin ne keşfettiği konusunda pek emin olmadığını ancak bu simsiyah yumurtaların ne içerdiğini öğrenince çok şaşırdığını söylüyor.
Siyah yumurtaların DNA analizi kısa sürede araştırmacıların beklenmedik bir keşif yaptıklarını gösterdi. Küçük kapsüllerin içinde, farklı gelişim aşamalarındaki yassı kurt embriyoları vardı. Şaşırtıcı bir şekilde, bu yumurtalar ilk kez bu derinlikte bulundu ve daha önce hayatta kaldıkları keşfedilen 5,2 kilometre derinliğin çok ötesine geçti.
Her biri sadece 0,2 santimetre çapında olan yumurtaların içinde, üç ila yedi arasında değişen çok sayıda yassı kurt embriyosu bulunuyordu. DNA analizi ise daha da şok edici olan bir sonuç verdi. Bu yassı kurtlar, Dünya yüzeyinde her gün bulduğumuz solucanların yakın kuzenleriydi. Bilim insanları, sığ suda yaşayan yassı solucanların zamanla daha derin sulara taşınarak, araştırmacıların inanılmaz derinliklerden elde ettiği türlerin oluşmasını sağlamış olabileceğine inanıyor.
Okyanusların en derin kısımlarının gizemleri yavaş yavaş çözülüyor olsa da, derin çukurlar gizemlerini korumaya devam ediyor. Siyah yumurtaların keşfi Japon araştırmacıları şaşırtsa da, bilim insanlarının daha önce bilinmeyen bölgelerde yaşayan yeni bir tür keşfetmesinin çok da şaşırtıcı olmadığı söylenebilir.