Need for Speed Most Wanted geri döndü
Bir zamanların efsane serisi NFS, Most Wanted ile eski günlerine dönebilecek mi?
Need for Speed, yarış oyunu deniliği zaman vazgeçilmez ismidir. Nasıl FIFA ve PES futbol için büyük önem arz ediyor ve günümüzde iyi kötü herkes onu tanıyorsa, konu yarış olduğu zamanda Need for Speed akla ilk gelen oyun olmuştur yıllardır. İlk yapımından buyana geçen süre içerisinde envai çeşit oyunu üretilen yapım, bu sefer de 2000'lere damgasını vurmuş "Most Wanted" ismiyle çıkıyor bir kez daha karşımıza. Temelde karışıklığa sebebiyet veren aynı isim sorunuysa, şimdilik yeni oyunun sonuna koyulan 2012 ibaresiyle ortadan kaldırılmaya çalışılıyor. Pek tabii Electronic Arts damgası ile satışa çıkan oyunun yapıcı koltuğundaysa Criterion Games oturuyor. Eh, yeni bir yapımcı gündeme geldiği zaman da pek tabii oyun içerisinde büyük ölçüde değişiklik görmek işten bile değil. Gelin sizlere nasıl bir oyun ile karşılaştığımı birazcık açıklayayım...
NFS: Most Wanted ikinci defa karşımızda
Need for Speed: Most Wanted (NFS: MW), 2005 yılında çıkan oyundan aldığı ismini, yine bu oyunun mekanikleri üzerinde kullanmış. Yani sürekli bir takip söz konusu; sebebiyse etrafta gezinen polisler. Eskiye göre çok daha nizami bir şekilde dolaşan polis birimleri dikkat çekiyor hemen. Nitekim işin ilginç yanı, kendilerine dokunmadığımız taktirde olaylara pek karışmıyor olmaları. Ne bileyim, misal yanlarından 150 ile geçtiğim zaman takip edilmeyi bekliyordum ama sonradan anladım ki kendilerine dokunmadığım sürece takip falan yok. Yine de ufacık bir dokunma, büyük bir takibe yol açabiliyor. Bu durumsa çok büyük bir özelliği var; para toplamak! Oyunun birçok noktasında, yine birçok farklı şekilde para kazanabiliyoruz. Harika bir kayma hareketi ya da bir arabaya yandan çarparak onu geride bırakmak gibi hareketler, anında para olarak geri dönüyor. Aynı durum polis kovalamacaları için de geçerli. Her atlattığımız polis birimi, daha çok para kazanmamıza imkan tanıyorlar.
Değişimi anında hissetmek mümkün
Polis diyip de geçmemek lazım; bu sefer gerçekten önceki oyundan çok daha iddialılar. İlk NFS: MW'ı oynayanları iyi bileceği üzere, polisler genelde ne yapıp yapıp bir şekilde önümüze geçmeyi başarırlardı. Bu sefer durum birazcık daha farklı... Pek tabii yine aniden hızlanıyorlar ama eskiye göre fazlasıyla hata yapabiliyorlar. Duvarlar çarpmak, kendilerini ittiğimizde kontrolü kaybetmek ya da istedikleri yerde duramamak gibi, tıpkı bir başka oyuncunun yapacağı hataları yapıyorlar ki bu harika bir şey. Tabii hataların artmasındaki en büyük faktör, yapımcı Criterion'un geliştirdiği Chameleon grafik motorunun getirdiği esneklikten kaynaklanıyor. Tamamen yenilenmiş olan grafik motoru sayesinde etrafımızda çok fazla obje bulunduğu gibi, her objenin ağırlık birimi inanılmaz bir şekilde hesaplanmış. Hal böyle olunca aracımızın aldığı hasarlar da eş oranda mantık çerçevesinde yayılıyor. Yani ne şekilde bir objeye çarptığımızın önemi büyük önem teşkil ettiği gibi, aracımız üzerindeki hasarları da bu yönde görülür hale geliyor.
Daha kalabalık caddeler, daha canlı yarışlar
Yeni grafik motorunun yarışlar üzerindeki etkisi de büyük ve bu etki herkes için çalışıyor. Birincilik sırasında giderken çarpıp kırdığımız bir direği ele alalım; bu direk bize hasar veriyor orası kesin ama düşüp yerde kaldığı için arkamızdan gelen sürücülerin korkulu rüyasına dönüşebiliyor. Bu birçok obje için geçerli. Arabamız mı? Eh, kendisi bir yerden sonra patlıyor. Zaten süratli bir şekilde direkt bir yere geçirirsek anında yok oluyor, ufak ufak çarpmalarsa sonunda büyük bir patlama ile sonuçlanıyor. Fakat merak etmeyin! Kazanın oluşunu ağır çekimde siyah beyaz şekilde izledikten kısa bir süre sonra, oyuna kaldığımız yerden devam ediyoruz; hem de sıfır bir araba ile. Belki bazı oyuncular için tatmin edici bir özellik değil bu ama birinci sırada giderken yaptığım ölümcül hataların ardından oyuna son sırada bile ama rakiplere yakın başlamak, tüm haritayı baştan oynamaktan on kat daha iyi olabiliyor.
Devasa bir şehir ve bol keseden görev
Yarışlardan bahsetmek gerek pek tabii... NFS: MW bizi Fairhaven isimli bir şehrin içerisine götürüyor. Oyuna başladığımız andan itibaren bu şehrin içerisine geziniyoruz. Karşımıza ilk çıkan "kutu" şekline gelip, "spin" atmaya başladığımız anda buradaki yarışa dahil oluyoruz. İlk yarışlar pek tabii fazlasıyla kolay. Teke tek başladığımız yarışlardan sonra, şehrin farklı noktalarındaki kutuları takip ederek, bir yarıştan diğerine koşabiliyoruz. Şehir ve yarışlar esnasında en kritik olan noktalar yine kestirmeler. NFS'nin uzun yıllardır kullandığı bu kestirme yollar, birinci olmak isteyenlere büyük bir katkı sağlıyor. Bir de tamircilerimiz var; bu noktaların altından geçtiğimiz anda arabamız hem sıfırlanıyor, hem de rastgele yeni bir renge kavuşuyor. Toplu yarışlardaysa rakiplerimizin bir hayli hırslı olduğunu söylemek gerek. Gerektiği taktirde bize öyle güzel çarpıyorlar ki tüm oyun elden gidebiliyor bir anda.
Zor kontroller daha mı gerçekçi?
Oyun içi kontroller ise sanıyorum kaliteli bir direksiyon takımını gerektiriyor. Ben NFS: MW'ı PC platformunda denedim ve yön tuşları ile kullandığım araçlara sahip olmakta bir hayli zorlandım. Akabinde taktığım direksiyon ile beş kat daha rahat sürüş keyfi yaşadığımı dile getirmek istiyorum. Bir kez oyuna alıştıktan sonraysa sıra ardı ardına yarış kazanmaya geliyor. Yarış kazanmanın en büyük özelliğiyse, sağladığı "Speed Point"ler (SP). Speed Point denilen puanlar, araçlarımızın temel özelliklerini geliştirmemizi sağlıyorlar. Bu puan ya da para, artık siz nasıl seviyorsanız öyle diyin, yarışların yanı sıra tamamladığımız farklı etkinliklerden de kazanılabiliyor. NFS: MW içerisinde toplam 55 tane araba bulunduğunun da altını çizmek istiyorum. Araçların birçoğu ise ancak Multiplayer görevlerden sonra açılabiliyor.
Online ortamlarda yarış keyfi...
Tek kişilik oyun modunun yanında, multiplayer moda da değinmeden geçmemek lazım zira günümüz oyunlarının en önemli noktaları çoklu oyuncu desteği ve internet üzerinden oynanabilme durumları. NFS: MW'in multiplayer kısmında; takım yarışlarından, tek kişilik sonu gelmez bölümlere kadar birçok farklı harita bulunuyor. Aynı zamanda kazanılan ödüllerin ve modifikasyonların da ardı arkası kesilmiyor. Oyunun multiplayer kısmında bulunan en büyük değişiklikse, her platformunda farklı sayında online oyuncuya ev sahipliği yapabilmesi. Rakamları verecek olursak: PC, 12 kişiye kadar, PS3 ve Xbox 360 sekiz kişiye kadar, PS Vita ise 4 kişiye kadar onlie oyun desteği veriyor... NFS: MW hız arayan yarış tutkunları için iyi bir seçim olmuş ama kendisine alışmak birazcık vakit alabiliyor. Özellikle kontroller konusunda bir süre çalışmak gerekli. Haricinde, sahip olduğu devasa haritası ve farklı modifikasyon özellikleriyle yarış tutkunlarının dikkatini çekecek bir yapım.