Mercedes-Benz Türk Geleceği Tasarlıyor
Mercedes-Benz Türk, Sanal Gerçeklik Teknolojisi ile geleceği tasarlıyor.
Yatırımlarını aralıksız sürdüren Mercedes-Benz Türk, Aksaray Kamyon Fabrikası'nda kullanmaya başladığı yeni "Sanal Gerçeklik Teknolojisi" ve "Karma Gerçeklik Teknolojisi" sayesinde Daimler'in Global Sanal Atölyesi'ne entegrasyon sürecini devam ettiriyor. Daimler kamyon dünyasında, Aksaray Fabrikası'nda devreye girecek kapsamların doğruluğunu güvence altında tutmak amacı ile sanal gerçeklik sistemleri, İş Hazırlama Atölyesi'nde devreye alındı.
Sanal Gerçeklik Teknolojisi, Daimler'in tüm lokasyonlarındaki mühendislerinin dijital ortamda bir araya gelerek aynı araç üzerinde eş zamanlı olarak daha gerçekçi model incelemeleri yapmasına olanak sağlıyor. Bu sayede çalışanlar, kendilerini, seçimi önceden yapılan bir ortamda ve önceden hazırlanmış araçların yanında buluyor. Sisteme giriş yapan çalışanlar; sanal olarak, istedikleri takdirde yürüyerek aracın etrafında dolaşabiliyor, istedikleri takdirde parçaya eğilip yakından bakabiliyor ya da ellerindeki kumandaların özelliklerini kullanarak istedikleri parçayı söküp takabiliyorlar. Sisteme eklenen yeni özellikler sayesinde istenilen parçadan ya da yerden ölçü de alınabiliyor. AR-GE çalışmaları devam eden araçların üzerine ayrıca kablolar veya borular çizebiliyor ya da bu parçaların yer çekimi etkisi altında nasıl etkilendikleri ölçümlenebiliyor.
Daha güvenli çalışma koşulları sağlanıyor
2017 yılında ilk kurulumları yapılan "Karma Gerçeklik Teknolojisi" ile "Sanal Gerçeklik Teknolojisi" sayesinde montaj-demontaj işlemleri sırasında yaşanabilecek herhangi bir iş kazası riski de ortadan kaldırılıyor. Sanal Gerçeklik Teknolojisi, özel donanımlı bir gözlüğe, iki adet kablosuz kumandaya ve bu donanımları takip eden iki adet baz istasyonuna sahip. Kullanılan IC.IDO (I see. I do) programı fizik parametrelerini (yer çekimi, kablo/hortumlardaki esneme ya da bükülme tansiyonunu vb.) hesaplayarak, örneğin 50 kg ağırlığındaki bir direksiyon kutusunun döndürme, kaydırma gibi hareketlerinin gerçek dünyadakine en yakın şekilde olmasına olanak sağlıyor. Montaj sırasında, parçaların birbirlerine temas ettiği noktalardaki temas kuvveti bilgisi, o noktada bu kuvvetle orantılı olarak büyüyüp küçülen vektörlerle gösteriliyor.
Sanal Gerçeklik Teknolojisi'nin kullanım alanı sadece parçaların birbiri arasındaki uyumunu görmekle sınırlı değil. Aynı zamanda imalat sürecinde kullanılan alet ve montaj tertibatlarının uygunluğu ve montaj çalışanı açısından ergonomisi de incelenebiliyor. Bu sayede üretimin her aşamasında verimlilik ve insan sağlığı için yüksek standartlar yakalanıyor.
Karma Gerçeklik Teknolojisi ile gerçek hayatın üzerine sanal dünya ekleniyor
Karma Gerçeklik Teknolojisi ise, sanal dünya ile gerçek dünyanın bir arada incelenebilmesine olanak sağlıyor. Mobil ölçüm cihazı, endüstriyel kamera ve bir Daimler şirketi olan Daimler Protics tarafından kullanıma sunulan VEO:MR isimli yazılımdan oluşan bu sistem, hassas ölçüm cihazı vasıtası ile araç konum bilgilerini alarak, gerçek araç görüntülerini ve üç boyutlu tasarım verileri üst üste ekleyerek görsel olarak incelemeyi mümkün kılıyor.
Sistemin temel olarak kullanım alanları dört ana başlıkta özetlenebiliyor. Araç üzerinde yer alan mevcut bir fiziksel parçanın, üç boyutlu tasarım verileri ile kıyaslanması, hatalı bir kapsamın kısa sürede ön incelemesinin yapılması, henüz üretilmemiş sanal bir numune parçanın, gerçek araç üzerinde incelenmesi, birden fazla varyasyonun ve araç kod senaryosunun arttırılmış gerçeklik ile incelenmesi mümkün kılınıyor.
Daimler'in global kamyon ağı ile eş zamanlı çalışılarak verimlilik arttırılıyor
Mercedes-Benz Türk'ün Aksaray Fabrikası'nda devreye alınan yeni Sanal Gerçeklik Teknolojisi sayesinde Daimler'in tüm AR-GE departmanları ile aynı anda çalışabilme olanağı sağlanıyor. Yeni ürünlerin devreye alınma süreçlerinde tüm olası ihtimaller inceleniyor ve parça maliyeti olmaksızın fiziksel örnekleme metodu ile hem zaman hem de maliyet avantajları elde ediliyor. Sanal Gerçeklik Teknolojisi sayesinde, prototip parça temini için harcanan zamandan, lojistik giderlerden, maddi kaynaklardan ve montaj işçiliğinden tasarruf edilerek yeni ürünler çok daha verimli bir biçimde son haline getiriliyor. Teknoloji kullanımının artmasıyla birlikte proje süreleri de kısalıyor.
Sanal Gerçeklik Teknolojisi kapsamında yapılan tüm işlemler sisteme dâhil edildikleri andan itibaren Daimler'in her lokasyonundan bağlanılan ağ üzerinden fikir paylaşımlarına uygun hale geliyor. Aynı sanal atölyeye dâhil olan Daimler çalışanları yapılan tüm değişiklikleri izleyerek beraber yeni araçların ortaya çıkarılabilmesine yardımcı oluyorlar. Sistemin bir diğer büyük avantajı ise; numune parça üretimine geçmeden önce oluşabilecek teknik problemlere reaksiyon süresinin kısaltılması ve daha kısa sürede çözüm bulunabilmesi olarak açıklanıyor. Farklı parçaların birbirleriyle etkileri sanal ortamda her türlü parametrede değerlendirilerek kusursuz hale getirildikten sonra üretim için onay alınıyor.