Kuduz hastalığında neden 'su korkusu' olur? Bu duruma ne yol açıyor?
Bitlis'te köpekler tarafından ısırılan 2 çocuktan birine kuduzu teşhisi konması, 'kuduz' konusunu gündeme taşıdı. Kuduzla ilgili merak edilen pek çok konu var. Peki, kuduz neden su korkusuna yol açar? Gelin bilimsel yanıtına birlikte bakalım...
Özellikle belli bir yaş üzerinde olanları çok etkileyen bir film vardır: Tarık Akan ve Necla Nazır'ın başrollerinde olduğu 1983 yapımı Kuduz-Çocuklar Çiçektir filmi... Köyde kuduz bir köpek tarafından ısırılan çocukları kurtarma çabası bir döneme damga vuran filmler arasındaydı. İzleyenler hatırlar filmde ısırılan bir çocuğun sudan korkması da vardı. Evet, kuduzun gerçekten de semptomlarından biri bu. Peki, kuduz olan biri neden sudan korkar? İşte bu sorunun yanıtları...
Not: Bitlis Adilcevaz'da ısırılan iki çocuk tedavi için Ankara'ya götürüldü. Çocuklardan birinin durumu ağır. Hastanenin Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı'ndan Prof. Dr. Ali Bülent Cengiz 3 Kasım'da yaptığı açıklamada şu bilgileri verdi: 10 yaşındaki erkek çocuğun ilk iki tetkiki negatif; üçüncü tetkikinde tükürükte kuduz virüsü tespit edildi. Geldiğinde bilinci açıktı.'Sol kolumda uyuşukluk ve ağrı devam ediyor, karnım ağrıyor, sudan korkuyorum' dedi. Birkaç saat içinde hırçın ve anlamsız davranışlar sergiledi. Tedavisine yoğun bakım ünitesinde devam ediliyor. Durumu oldukça ciddi. Aile durumu geç fark ettiği için hastaneye geldiğinde hastalık ilerlemişti. Önce yaranın temizliğinin iyi yapılması önemli. Daha sonra sağlık kuruluşuna başvurulmalı. Yapılacak en önemli şey virüsün sinir dokusuna girmesini engellemek. 10 yaşındaki çocukta bu durum maalesef geç fark edilmiş, yoksa aşıyla hastalığı başarılı bir şekilde önleyebilirdik."
KUDUZ ÖNLENEBİLEN BİR HASTALIKTIR: AŞI...
Öncelikle şunu söyleyelim: Dünyada her yıl yaklaşık 59 bin kişi, ülkemizde de 1-2 kişi kuduza bağlı nedenlerle hayatını kaybediyor. Kuduzdan etkilenen bölgeler dünya genelinde yoksulluğun daha fazla olduğu kırsal bölgeler. Vakaların yaklaşık yarısı 15 yaşın altındaki çocuklarda görülüyor. Bu konuda aşı oldukça önemli. Çünkü kuduz aşı ile önlenebilen bir hastalık. Kuduz aşısı bilim insanı Louis Pasteur tarafından 1885'de bulundu. Profesör Dr. Sarp Üner AA'ya yaptığı bir açıklamada şöyle diyor: "Kuduz, eğer temas sonrası gerekli müdahale yapılmazsa yüzde 100 öldürücü bir hastalıktır, ancak temas sonrası korunma tedbirleri erken ve uygun şekilde alınırsa hayat kurtarıcıdır, bu kişiler hastalığa karşı yüzde 100 korunur. Sahipli ve sahipsiz kedi ve köpeklerin aşılanması kuduz vakalarını sıfırlamak için atılabilecek en önemli adımlardan. Temas öncesi, temas sonrası insanların aşılanması, hastalıktan korunmada esastır. Risk gurubunda bulunan kişilerin de mutlaka temas öncesi aşılanması önemlidir"
KUDUZ VİRÜS NASIL SU KORKUSUNA YOL AÇAR?
Kuduz virüsünde saldırganlık, hiperaktivite ve hidrofobi (su korkusu) bilinen semptomlar arasında. Ve soru şu. Virüs bunu neden ve nasıl yapıyor? Aslında özü başka bir konakçıya girme çabasıdır.
Kuduz beyni ve tükrük bezlerini hedef alan bir virüsle geliyor. Örneğin kuduz bir hayvanda süreç şöyle ilerler:
-
Bir hayvan kuduz bir hayvan tarafından ısırılır.
-
Enfekte tükürükteki kuduz virüsü yaraya girer.
-
Kuduz virüsü sinirler yoluyla omuriliğe ve beyne gider. Bu süreç yaklaşık 3 ila 12 hafta sürebilir.
-
Beyne ulaştığında virüs hızla çoğalır ve tükürük bezlerine geçer. Hayvan hastalığın belirtilerini göstermeye başlar.
Peki tükürükle ilgisi ne?
Diğer tüm virüsler gibi, kuduz da daha fazla virüs yapmak için
konakçının hücrelerini kullanır. Konakçı hücreleri istila eder.
Hastalığın ilk aşamalarındaki semptomlar ateş, titreme ve
yorgunluk dahil olmak üzere grip benzeridir. Bu süreçte
virüs beyne ulaşmayı başarır ve bu noktada beyne zarar vermeye
başlar.
Beyin hücrelerine bulaşarak çalışma şeklini değiştirir.
Birden fazla beyin bölgesini etkileyerek saldırganlık ve
öfke gibi semptomlara yol açar.
Bazı bilim insanları kuduz virüsünün saldırganlığı etkileyen belirli yolları ele geçirdiğine inanıyor. Kurban, hiperaktif ve hidrofobik hale geldikçe, aynı zamanda çok fazla salya salgılamaya başlar. Çünkü beyne ulaştıktan sonra virüs tükürük bezlerine ve tükürük içine geçer. Sırada virüsün tükürükle başka hayvanlara geçmesi vardır. Çünkü hayatta kalması için bir konakçıdan diğerine geçmesi gerekir. Bu nedenle de kuduz bir hayvanda saldırganlık ve bir şeyi ısırma dürtüsü başlar.
Şimdi sorunun yanıtı: Kuduz bir insanda neden su korkusuna yol açar?
Hidrofobinin adında bir “fobi” olsa da sudan korkması kuduz virüsüne bağlı fiziksel belirtilerden kaynaklanıyor. Gerçekten de kuduza yakalanan hastalar sadece suyun görüntüsü, tadı veya sesi ile yoğun kas spazmından muzdarip olabilirler. Peki neden?
Hidrofobi, sadece suyu değil, sıvıları yutmadaki aşırı ağrı korkusundan geliyor. Mantıken ağzın tükürükle dolu olması virüse daha saldırgan olma şansı verir. Virüs yakalandığı kişinin tükürüğü yutması yerine çevresine yayması için harekete geçer. Böylece kuduz, dolaylı olarak hidrofobiye neden olur, Su da dahil olmak üzere herhangi bir şeyi yutma korkusuna neden olur. Hidrofobi yani sudan korkma belirtisi aslında aslında yutma güçlüğü ve yutma güçlüğü nedeniyle sıvı içmeye karşı geliştirilen bir korku hissidir.
Bu açıklamalar aynı zamanda enfekte hayvanların neden hastalık ilerledikçe aşırı derecede salya akıtma eğiliminde olduklarını, kuduzun kendini yaymaya çalıştığını açıklar.
SAĞLIK BAKANLIĞINA GÖRE HİDROFOBİ
Sağlık Bakanlığı'nın kuduzla ilgili hazırladığı bir bilgilendirme formuna göre kuduzun bir klinik şekli 'ensafalitik kuduzun' ilk gelişen nörolojik bulgusu, susama, korku gibi internal veya ışık, ses, gürültü gibi eksternal uyaranlarla gelişen sinirlilik, korku ve telaş halidir. Bu evrede ateş vardır.
Özetle şu bilgiler verilir: 3 ana bulgusu arasında (değişiklikler gösteren bilinç düzeyi, tükrük salgılanmasının artması gibi) Fobik ve inspiratuar spazm da var. Bu süreçte Aerofobi ve hidrofobi ensefalitik formda olan tüm kuduz hastalarında gelişir. Bu fobiler hastanın yüzüne veya göğsüne doğru üfleyerek, bir fan aracılığıyla hava akımı sağlanarak, hatta bir fincan su uzatılarak ortaya çıkartılabilir. Gelişen reaksiyon, yardımcı solunum kaslarının, diyaframın kasılması, boyun fleksiyonu ve ekstansiyonu ile karakterizedir" (Bkz)
KUDUZUN TARİHİ...
Kuduz, insanlık tarihinin bilinen en eski hastalıklarından biri. Kuduz tarihinin izinin sürünce 4 bin yıldan ileriye gitmek mümkün. Çünkü kuduzla ilgili ilk bilgiler Mezopotamya uygarlıklarından Babiller dönemine kadar ulaşıyor ve dönemin kanunları arasında yer alıyor. 4 bin yıl öncesinde hazırlanan yazıtlarda hastalanmış hayvanlar tarafından ısırılmanın ölüme yol açabileceği vurgulanmış.
Science ABC "Yunanlılar ve Romalılar gibi eski kültürler kuduzun farkındaydı. Yunanlılar bunu Lyssa (öfke) veya hidrofobi (su korkusu) olarak biliyorlardı. Romalılar , öfke anlamına gelen Latince rabere kelimesinden sonra kuduz adını verdiler. Yunanlılar ve Romalılar böyle bir çılgınlık gösteren başka bir hastalık bilmiyorlardı" diyor.
KUDUZ NEDİR?
Dünya Hayvan Sağlığı Örgütü kuduzu şöyle tanımlıyor: Kuduz virüsü, ensefalite neden olan bir virüs grubu olan Lyssavirus cinsine aittir. Cins içinde on iki farklı lyssavirus türü ayırt edilebilir, klasik kuduz virüsü (RABV) halk ve hayvan sağlığı için en önemlisidir. Sağlık Bakanlığı'nın kuduz tanımı da şöyle: Kuduz Rhabdoviridae ailesinden Lyssavirus’un neden olduğu oldukça etkin bir profilaksisi olmasına karşın insanlarda ve birçok memeli hayvanda ölümcül seyreden ensefalomiyelite yol açan akut viral bir zoonotik hastalıktır.
Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre her yıl dünyada 59.000 kişiden fazla insan kuduz nedeniyle yaşamını yitiriyor. İnsan vakalarının çoğuna kuduz köpeklerin sebep olduğu ısırıklar neden oluyor. Bununla beraber kuduz aşı ile önlenebilir, zoonotik, viral bir hastalık. Klinik semptomlar ortaya çıktığında kuduz neredeyse %100 ölümcüldür. (Bkz)
KUDUZ HAKKINDA
Dünya Sağlık Örgütü'nün kuduzla ilgili paylaştığı bazı önemli bilgiler şöyle:
-
Kuduz, 150'den fazla ülke ve bölgede görülen aşı ile önlenebilir bir viral hastalıktır.
-
Köpekler, insan kuduz ölümlerinin ana kaynağıdır ve insanlara tüm kuduz bulaşmalarının %99'una kadar katkıda bulunur.
-
Köpeklerin aşılanması ve köpek ısırıklarının önlenmesi yoluyla bulaşmayı durdurmak mümkündür.
-
Enfeksiyon, başta Asya ve Afrika olmak üzere her yıl on binlerce ölüme neden olmaktadır.
-
Şüpheli kuduz hayvanlar tarafından ısırılan kişilerin %40'ı 15 yaşın altındaki çocuklardır.
-
Kuduz olduğundan şüphelenilen bir hayvanla temastan sonra yarayı derhal sabun ve suyla yıkamak çok önemlidir ve hayat kurtarabilir.
KUDUZ NASIL BULAŞIR?
Peki, kuduz nasıl bulaşır? Dünya Hayvan Sağlığı Örgütü'ne göre kuduz virüsü, enfekte bir hayvanın tükürüğü yoluyla bulaşır. Enfeksiyon öncelikle ısırık yaraları yoluyla oluşur. WHO da bu konuda "İnsanlara genellikle kuduzlu bir hayvanın derin bir ısırması veya tırmalaması sonrasında bulaşır ve kuduz köpekler tarafından insanlara bulaşma vakaların %99'unu oluşturur. Enfekte hayvanların tükürüğünün insan mukozası veya taze cilt yaraları ile doğrudan temas etmesi durumunda da bulaşma meydana gelebilir. Virüs içeren aerosollerin solunması veya enfekte organların transplantasyonu yoluyla kuduzun kasılması tarif edilmiştir, ancak oldukça nadirdir. Isırık veya tükürük yoluyla insandan insana bulaşma teorik olarak mümkündür ancak hiçbir zaman doğrulanmamıştır" diyor.
KUDUZ BELİRTİLERİ NE?
Hayvanlarda kuduz belirtileri:
-
Huyu ve hareketlerinde değişiklik (Korkaklık, sinirlilik, saldırganlık)
-
Şiddetli ısırma isteği
-
Felçler, yutkunma güçlüğü, salya akması, kasılmalar
-
Vahşi hayvanların, diğer hayvanlara ve insanlara karşı doğal korkularını kaybederek, özellikle insanlarla alışılmadık şekilde yakınlaşma ve temas kurmalarına neden olabilir.
-
Kas kontrolü ve istemli hareketlerind koordinasyonunda eksiklik,
-
Nöbetler, nefes alma ve yutma güçlüğü ve aşırı tükürük, saldırgan davranışların yanı sıra kendini yaralama
İnsanlarda Kuduz Belirtileri:
WHO kuduz belirtilerini şöyle paylaşıyor: Kuduzun ilk semptomları, yara bölgesinde ağrılı ateş ve olağandışı veya açıklanamayan karıncalanma, iğnelenme veya yanma hissi (parestezi) içerir. Virüs merkezi sinir sistemine yayıldıkça beyin ve omurilikte ilerleyici ve ölümcül inflamasyon gelişir.
Hastalığın iki formu vardır:
-Öfkeli kuduz, hiperaktivite, heyecan verici
davranış, hidrofobi (su korkusu) ve bazen aerofobi
belirtileriyle sonuçlanır. Birkaç gün sonra kalp-solunum
durması nedeniyle ölüm meydana gelir.
-Paralitik kuduz, insan vakalarının toplam
sayısının yaklaşık %20'sini oluşturur. Kuduzun bu formu, öfkeli
formdan daha az dramatik ve genellikle daha uzun bir seyir izler.
Isırık veya çizik bölgesinden başlayarak kaslar yavaş yavaş felç
olur. Yavaş yavaş koma gelişir ve sonunda ölüm meydana gelir.
Kuduzun paralitik formu sıklıkla yanlış teşhis edilir ve hastalığın
eksik bildirilmesine katkıda bulunur.
Sağlık Bakanlığı ise kuduz belirtilerinin maddelerini şöyle paylaşıyor:
-
Isırılan vücut bölgesinde duyu değişikliği,
-
Parezi veya paralizi (Felç),
-
Yutma güçlüğü,
-
Sudan korkma,
-
Bilinç kaybı,
-
Kasılmalar,
-
Kaygı bozuklukları.
ŞÜPHELİ BİR ISIRIK YA DA TEMASTA NE YAPILMALI?
Kuduz, ölümle sonuçlanan bir hastalık olduğundan, korunma yaklaşımları hayat kurtarıcıdır. Bakanlığın rehberinde bu konudaki öneriler şöyle:
-
Yara veya ısırık bölgesi derhal bol su ve sabunla iyice yıkanmalı, yıkamadan sonra alkol veya tentürdiyot gibi iyotlu antiseptikler uygulanmalı. Göz, ağız veya burun kuduz riskli temasa maruz kaldıysa bol su ile yıkanmalı.
-
En acil şekilde sağlık kuruluşuna müracaat edilmeli ve düzenlenecek aşılama programına uyulmalı
-
Evcil hayvanlar kontrol altında tutulmalı, özellikle geceleri serbest bırakılmamalıdır
-
Kedi ve köpeklere kuduz aşısı yaptırılmalıdır.
-
Çevrede hasta, garip davranış sergileyen veya ölmüş hayvanların görülmesi halinde bunlara yaklaşılmamalı ve ilgili yerler haberdar edilmelidir.
-
Kuduz riski olan hayvanlarla sık temas eden kişilere temas öncesi aşılama, kuduz riskli teması olanlara da hekim değerlendirmesine göre temas sonrası kuduz aşılaması uygulanmalıdır.
HANGİ HAYVANLARA KUDUZ BULAŞABİLİR?
Peki, kuduz hastalığı hangi hayvanları etkiliyor? Tüm sıcakkanlı
hayvanlar kuduz virüsü ile
enfekte olabilirler. Köpek, kedi, keçi, at, eşek, inek
gibi evcil hayvanlar ile kurt, tilki, çakal, domuz, ayı, sansar,
kokarca, gelincik, kirpi, köstebek gibi yabani hayvanlar
kuduza yakalanabilir.
Ancak hayvanların hepsi virüse karşı aynı oranda hassas değildir. Temas ve bulaştırma açısından da farklar bulunur. Örneğin kuduz kurt, tilki ve çakal teması en yüksek riskli grubu oluşturur. Köpek teması bu türlere göre orta risk grubunda yer alır ancak köpekler dünyanın çoğunda özellikle daha az gelişmiş bölgelerde bulaşmada oldukça önemlidir. WHO ise bu konuda "Amerika'da, bu bölgede köpek aracılı bulaşma çoğunlukla kırıldığından, yarasalar artık insan kuduz ölümlerinin başlıca kaynağıdır. Yarasa kuduzu, Avustralya ve Batı Avrupa'da da yükselen bir halk sağlığı tehdididir. Tilki, rakun, kokarca, çakal, firavun faresi ve diğer yabani etobur konak türlerine maruz kalmanın ardından insan ölümleri çok nadirdir ve kemirgen ısırıklarının kuduz bulaştırdığı bilinmemektedir" diyor.
Türkiye'de 1997-2017 yılları arasında tespit edilen kuduz vakaları ise şöyle olmuş.