Kopya çekmede öğrenciler hep bir adım önde

Eskiden sınavlarda kopyalar avuç içine yazılırdı, şimdi ise avucun içinde elektronik bir cihaz var.

Okul hayatı boyunca kopya çekmeyen öğrenciye rastlamak herhalde imkansıza yakındır. Öyle ki aralarında bu işi ihtisas alanı haline getiren arkadaşlarımız bile olmuştu. Hocaya yakalanma riskini alarak o heyecanını yaşayıp kağıdı bir güzel doldurur, sınav sonrası aralarda da gururla anlatırlardı.

Rulo haline getirilmiş ve özenle yapıştırılmış, 6 piksel Verdana ile (:p) üzerine hayat kurtaran bilgiler döşenmiş kağıtları hazırlamak bile sıkı bir mesai gerektirirdi.

Hey gidi eski teknikler

En bilinen ve eski yol arkadaşları dürtüklemekti tabii ki. Bunun dışında zamanla ve sürekli olarak öğrenciler yeni yollar bulmaya başladılar.

Kollara bacaklara yazılan yazılar, gömleğin kol kesimine ceketin gizli bölmelerine iliştirilen not kağıtları, koldan geçirilip bele tutturulan lastiğin ucuna bağlı ufak kağıt şeklindeki mekanizmalar (ki hoca gelirken kol ileri itilince mekanizma devreye girip kopyayı içeri çeksin), sıraların üzerine yazılmış "hatırlatma cümleleri" ve daha aklıma gelen ancak halen eğitim hayatı sürenleri özendirmemesi için yazmayacağım onlarcası :)

Anlayacağınız çoğunuz gibi ben de bugüne kadar okul hayatım boyunca çok çeşitli kopya çekme yöntemleriyle karşılaştım. Ve zaman içerisinde gördüm ki, teknolojideki gelişmeye paralel olarak bu alanda da farklı teknikler ortaya çıkmaya başladı.

İngilizce hocam beni affet!

İngilizce hocam beni affet!

Hababam Sınıfı dönemlerindeki Külyutmaz, Kel Mahmut tarzı öğretmenlere karşı uygulanan daha klasik yöntemler çok gerilerde kaldı. Artık bu hileli yola başvururken öğrenciler de teknolojinin nimetlerinden sonuna kadar faydalanıyorlar. 5-10 senelik yakın geçmişte öylesine büyük değişimler yaşandı ki, buna öğrenciler de sessiz kalamadı.

90'lı yıllara denk gelen benim lise dönemlerimde (ki bilgisayar ve iletişim sektörü böylesine ilerlememişti) çekilen en organize kopyamız basit teknolojinin yardımıyla gerçekleşmişti. Eskiden farklı sınıflarda aynı dersi veren öğretmenlerin sınav tarihlerine bakılır, ardından da eğer öteki sınıf bizden önce sınava girdiyse bir koşu soruları almaya gider ve umutla aynı soruların çıkmasını beklerdik. Ama sağolsun okuldaki "sağlam" bağlantılarımız İngilizce sınavında fazladan boş bir soru kağıdı almayı başarmış ve bize iletmişti.

Fotokopi makinası çalıştı ve onlarca boş sınav kağıdını bize çıkardı. Artık geriye "inek" diye tabir edilen bir arkadaşın bunu doldurması kalıyordu. Nitekim biz de öyle yaptık. Sonrasını tahmin edersiniz; havada uçuşan 90'lar 100'ler. Hocam beni affet ama sonuçları açıklarken tüm iyi niyetinle "Aferin sıkı çalışmışsınız" diye konuşmana hala gülümsüyorum.

Casio'nun dayanılmaz hafifliği

Casio'nun dayanılmaz hafifliği

Benzer tarihlerde Casio öğrenciler arasında oldukça popüler bir marka haline geldi. Hem hafızalı saatleri hem de hesap makineleri artık kopyalar için çok müsait bir ortam sağlıyordu. Tabii ki depolama alanları çok kısıtlıydı. Belirli karaktere kadar izin veren hanelerine çoğu zaman bilgiler kodlanarak (Malazgirt Savaşı için MGS1071 gibi) girilirdi.

Üniversite yıllarında kullanımına izin verilen hesap makineleri ise biraz daha fazla bilgi alabiliyordu. Yanlış hatırlamıyorsam benim emektar FX6800G, 500 karakter civarında depolama alanına sahipti. Ancak uzun elektronik formülleri ve matematik hesapları için yetersiz kalan bu alanlarda yine benzer şekilde kodlamaya gitmek şarttı. Koordinat eksenindeki grafikleri de çizebilir hale gelen hesap makineleri artık kopya çekenlerin en büyük yardımcısı haline gelmişti.

Vize ve final dönemleri

Sınav günlerinde akıllı asistanlar (ki öğrenciler arasında "kıl" diye bilinirler) sınava başlanmadan hemen önce bu makinelerin reset tuşlarına basarak fabrika çıkışı ayarlara getirip kopyanın önüne geçerlerdi.

Halen üniversitelerde durumun aynı olma ihtimali var aslında. Ama artık basit bir hesap makinesinden çok daha karmaşık cihazlarla, yani ciddi problemlerle baş etmek durumundalar.

Mobil kopya aletleri

Mobil kopya aletleri

Özellikle son birkaç yıl içerisinde gerek bilgisayar gerekse de iletişim teknolojilerinde çok önemli gelişimler kaydedildi. Bunların en önemlileri de hiç şüphesiz taşınabilir aygıtların çoğalması ve depolama alanlarının cebimize girebilecek boyutlara getirilmesiydi.

Artık hesap makinelerinin yanında, cep telefonlarıyla mesajlaşma, kablosuz kulaklıklar, Bluetooth kullanımı, avuç içi akıllı bilgisayarlar, veri bankaları ve hatta iPod bile öğrenciler tarafından kopya çekmek için kullanılıyor.

Adını vermeyeceğim bazı okul ve üniversitelerin bölümlerindeki bazı kopya olaylarından birkaç örnekle işin eğitimciler açısından ne kadar vahim olduğunu anlatayım.

Binbir yolla kopya çekiliyor

Hocaya yakalanmadan cep telefonunu açık tutmayı başaran bir kız öğrenci arka sıralarda saçının kamufle ettiği bluetooth kulaklığı sayesinde dışarıdaki bir arkadaşından yardım alarak soruları cevaplıyor. Bir diğeri ise cep telefonunun fotoğraf çekme özelliğiyle soruları başka sınıftaki bir arkadaşına MMS olarak gönderiyor.

Bir mühendislik fakültesinde Word dokümanı halinde hazırlanmış formüller listesi ve terimler sözlüğü, avuç içi bilgisayar sayesinde grafik gösterimi yapabilen hesap makinelerine aktarılıyor. Ardından paylaşımı seven bu arkadaş USB bağlantı ve bluetooth sayesinde diğer arkadaşlarına dosyayı dağıtıyor.

Başka bir öğrenci MP3 çalar olarak gösterdiği ve sınıftaki gürültüden uzaklaşıp kağıda konsantre olmak için kullanacağını söylediği iPod'u kopya çekmek için kullanıyor. iPod'un notlar alınabilen bölümündeki önceden yazılmış cevaplar sayesinde sınavdan iyi not alması çok zor olmuyor.

Şimdiki çocuklar çok şanslı

Şimdiki çocuklar çok şanslı

Gördüğünüz gibi öğrenciler her zaman için bir adım öndeler ve sürekli olarak alternatif yollar bulmayı başarıyorlar. Anne babalarımızdan sürekli duyduğumuz "şimdiki çocuklar çok şanslı" ifadesi görünen o ki teknoloji ve hayatımızdaki değişiklikler sayesinde hiçbir zaman geçerliliğini kaybetmeyecek.

Dahası, internet sayesinde ödev yapmak, kaynaklara ulaşmak ve bilgi toparlamak çok daha kolay hale geldi. Artık komşunuzun kapısını çalıp "bizdeki ansiklopedide yok sizinkilere bakabilir miyim?" demek yerine internete girip anahtar kelimeleri aratmanız yeterli oluyor.

Hatta sırf bu işler için açılmış "öğrenci dostu" hazır ödev ve proje siteleri de var. Daha önce benzer konularda ödev hazırlayıp bunu paylaşan "duyarlı arkadaşlarımız" :) artık sizi kara kara düşünmekten de kurtarıyorlar.

Teknolojiyi kullanırken...

Yeni teknolojik cihazların kopya çekmekte kullanımı ise bundan sonrası için öğrencilerin vazgeçmeyecekleri en etkili silah.

Evet tabii ki ben de zamanında bu yolla kopya çektim, son yıllarda interneti kullanıp hazır projelere bakındım ve üniversitedeyken bunların bir kısmında başarı bile sağladım. Hatta kopya hazırlamak aslında derse de çalışmış oluyorsunuz; bu fikre de katılıyorum. Nitekim o dersten bihaberseniz alacağınız kopyalar da pek işinize yaramayabilir.

Yine de okulu bitirmek için tüm umudunuzu bu cihazlara bağlamayın derim. En azından kullanırken dikkatli olun. Anladınız siz onu ;)

Sonraki Haber

Forum