JWST, başka bir yıldız sisteminde yaşanan asteroid çarpışması tespit etti

Yeni keşif, gezegenimizin oluşum sürecine de ışık tutuyor: Beta Pictoris, karasal gezegenlerin nasıl oluştuğunu uygulamalı olarak gösteriyor olabilir.

Gökbilimciler, yirmi yıl önce 63 ışıkyılı uzaklıktaki bir yıldız olan Beta Pictoris’i incelemek için Spitzer teleskopunu kullandılar. Araştırmacılar, o zamanlar kızılötesi ışıkta parlayan önemli miktarda toz gördü. Spitzer’in yerini alan JWST’yi kullanarak aynı tozu arayan gökbilimciler, heyecan verici bir şekilde tozun kaybolmuş olduğunu keşfettiler.

Araştırma ekibi, tozun genç yıldızın radyasyonu tarafından itildiğine inanıyor. Bu hareket aynı zamanda tozun soğumasına da sebep oldu ve artık tespit edilemiyor. Eğer toz süpürülerek uzaklaştırılabiliyorsa, standart ve sabit bir özellik değildir. Bu hareketin bir sebebi olması gerekiyor ve gökbilimciler, heyecan verici bir şekilde bunun bir asteroid çarpışmasından kaynaklandığını söyledi.

Sadece 20 milyon yaşındaki Beta Pictoris sistemi göreceli olarak oldukça genç. Bu çarpışma, muhtemelen gezegenlere (bir gün Dünya'ya, Mars'a veya Venüs'e benzeyebilecek gezegenler) dönüşme yolundaki küçük gezegenlerin çarpışmalarına bir örnekti.

Johns Hopkins Üniversitesi gökbilimcisi başyazar Christine Chen bir açıklamada “Beta Pictoris, karasal gezegen bölgesinde dev asteroit çarpışmaları yoluyla gezegen oluşumunun hala devam ettiği bir yaşta, dolayısıyla burada kayalık gezegenlerin ve diğer cisimlerin gerçek zamanlı olarak nasıl oluştuğunu görebiliyoruz” dedi.

Ekip, çarpışmanın, kuş olmayan dinozorların sonunu getiren asteroidin yaklaşık 100.000 katına eşdeğer miktarda muazzam miktarda toz açığa çıkardığına inanıyor. Beta Pictoris’te şu anda oluşmuş olan iki gaz devi bulunuyor, ancak henüz bilinen karasal gezegenleri yok.

Johns Hopkins'te astrofizik alanında doktora öğrencisi olan ortak yazar Kadin Worthenİrdelemeye çalıştığımız soru, tüm bu karasal ve dev gezegen oluşumu sürecinin yaygın mı yoksa nadir mi olduğu ve daha da temel bir olan soru ‘Güneş sistemi gibi gezegen sistemleri bu kadar nadir midir?’ sorusudur” diyor ve ekliyor: “Temel olarak ne kadar tuhaf veya ortalama olduğumuzu anlamaya çalışıyoruz.

JWST’nin kızılötesi evreni görme konusundaki olağanüstü yeteneği, bir kez daha astronomiye dair inanılmaz içgörüler sağladı. Araştırma, Chen tarafından Amerikan Astronomi Topluluğu’nun Madison, Wisconsin'deki 244. Toplantısında sunuldu.

Sonraki Haber

Forum