Ünlü yönetmen James Cameron, çekimleri sırasında ölümden döndüğü filmi açıkladı

İster Titanik’i batırmak, ister Avatar’ı yapmak için yeni bir teknoloji icat etmek, ister Terminator 2 ile VFX tarihine geçmek olsun, James Cameron için film yapımı hiçbir zaman sıradan bir iş olmadı. Yaptığı hemen hemen her film bir şekilde çıtayı yükseltmeyi başardı ve genellikle son derece başarılı sonuçlar elde etti. Ancak zamanının en iddialı filmi (ve yönetmenin üçüncü filmi) olan The Abyss’in çekimleri sırasında Cameron, muhtemelen en kötü anlarından birini yaşadı.

Cameron, The Abyss: Special Edition’ın gösteriminin ardından geçtiğimiz günlerde Los Angeles, Kaliforniya’daki Beyond Fest’e katıldı ve filmin su altı film yapımına nasıl yeni bir standart getirdiğini anlattı. Oyuncular, su altında oynayabilmek için çekimlerden önce yoğun bir dalış eğitimi alıyorlardı ve her oyuncuya, performans sırasında onları takip etmesi için bir güvenlik dalgıcı görevlendirilmişti. Ancak Cameron, çekim için daldığı bir gün, ölüm ile buluşmaya nasıl yaklaştığını ilk kez açıkladı.

Cameron, “Evet, çok yakın bir tehlikeydi” dedi ve devam etti: “Çünkü 30 fit [yaklaşık 9 metre] aşağıda çalışıyorduk. Kamerayı alt kısımda hareket ettirebilmek için ayaklarıma ağır ağırlıklar taktım, paletsiz, belimde ağır bir kemerle... ve depo azaldığında, birkaç sert düşüş yaşarsınız, havanızın bitmek üzere olduğuna dair küçük bir uyarı alırsınız. Bu şeyin içinde bir piston servo regülatörü vardı, yani tek bir nefesti... ve sonra hiçbir şey yoktu. Hiç bir şey. Ve ben de karanlıkta, 33 fit [yaklaşık 10 metre] aşağıda, ağır bir kaskın içindeydim.”

“Herkes ışıkları ayarlıyordu ve Mary Elizabeth (Mastrantonio) beni izliyordu. Görüntü yönetmeni Al Giddings’in dikkatini PA’ya çekmeye çalışıyorum. Ama Al Giddings bir dalış kazasına karışmıştı... ve her iki kulak zarını da patlattığı için adam direk kadar sağırdı ve sırtı bana dönük çalışıyordu ve ben son nefesimi ‘Al... Al...’ diyerek bir su altı PA sistemi üzerinde harcıyorum. Ben de ‘Ah kahretsin’ durumundaydım.”

“Bu yüzden kendim kurtulmak zorunda kaldım, tüm ekipmanlarımı çıkardım ve ağır ağırlıklar giyiyorum, yüzemiyorum ve ağırlıkları çıkaramıyorum çünkü kaskı çıkardığınızda hiçbir şey göremezsiniz. Yani yüzeye doğru tekme atarak yüzmeye uğraşıyorum ve güvenlik dalgıcı yüzeyden yaklaşık 3 metre uzakta bana yaklaşıyor ve kontrol etmediği bir regülatörü ağzıma sokuyor. (Bu regülatör) üç haftadır tankın tabanında yatıyordu ve diyaframın ortasında büyük bir yırtık vardı, dikkatlice içini boşalttım ve derin bir nefes aldım... su (geldi). Ve sonra tekrar boşalttım… ve bir kez daha derin bir nefes aldım… tekrar su.”

“Bu noktada, neredeyse çıkış zamanı gelmişti ve güvenlik dalgıçlarına, embolize olmamanız ve nefesinizi tutuyorsanız ciğerlerinizin aşırı genişlemesine izin vermemeniz için sizi aşağıda tutmaları öğretiliyordu... ama ne yaptığımı biliyordum. Gitmeme izin vermedi ve ona regülatörün çalışmadığını söylememin hiçbir yolu yoktu. Ben de suratına yumruk attım ve yüzeye yüzdüm. Ve bu sayede hayatta kaldım.”

Kısacası, James Cameron kendi hayatını kurtarmak için bir çalışma arkadaşına yumruk atmak zorunda kaldı.

Bu kesinlikle filmin çekimlerinde yaşanan zorluklara yeni bir boyut kazandırıyor, ama elbette her şey yolunda gitti. Her ne kadar The Abyss vizyona girdiğinde büyük bir hit olmasa ve dünya çapında yalnızca 90 milyon dolar hasılat elde etse de, çığır açan görsel efekt sahneleri Cameron ve Hollywood’u VFX’te bir sonraki adıma, Terminator 2: Kıyamet Günü’ndeki T-1000’e doğru yönlendirdi. Ve bu film gerçekten büyük bir başarı yakaladı.

The Abyss ise destansı, fantastik ve çarpıcı hikayesi ile halen etkileyici bir film olmaya devam ediyor. Hatta Cameron’un söylediğine göre yakında 4K sürümü de yayınlanabilir. Cameron etkinlikte yaptığı açıklamada “Tüm mastering işlemleri tamamlandı ve sanırım çok yakında - birkaç ay veya buna benzer bir süre sonra - yayınlanacak” dedi.