İnternette ne kadar özgürüz?
İnternette sansürün derecesi hangi seviyeye konmalı? İşte Çin örneği ve özgürlüğe bakış
Bugünlerde Türkiye'de internet ve sansür konuları konuşulurken akıllara hemen Çin örneği gelmeye başladı. Her gün sansürleme veya internet cezaları üzerine bir haber okuduğumuz Çin'de, internet kullanıcıları oldukça katı kurallar ve kısıtlamalarla karşı karşıya.
Türkiye'de alınacak kararların arefesinde fikir edinebilmemiz açısından "internette özgür müyüz?" veya "özgürlüğümüzün sınırı nerede?" sorularına cevap aramak için Çin dosyası üzerine birkaç söz söylemekte fayda var.
110 milyon internet kullanıcısı
2006 verilerine göre Çin'in nüfusu 1.3 milyar. Sürekli büyüyen internet kullanıcısı sayısı ise geçen yıl 110 milyon civarındaydı.
Ülke çapında 60 milyon tekil IP adresi, 46 milyon sunucu ve 700 bin civarında .cn uzantılı internet adresi var. Bu sitelerde blog yazanların sayısı ise 600 binden fazla.
Takdir edersiniz ki bu kadar yoğun bir nüfus ve internet kullanımı olduğunda da bazı konularda karmaşa yaşanması kaçınılmaz hale geliyor. Kullanıcı trafiğini bir yana koyun, özellikle genç nüfusun sakıncalı görülen içeriğe kolayca ulaşabilmesi başta aileleri olmak üzere hükümeti de rahatsız ediyor. Çünkü Çin yönetimi, "sakıncalı içerik" kapsamına rejim karşıtı düşünceleri de dahil ediyor ve yetkiyi ele almak istiyor. Bu doğrultuda biz de sık sık, kapatılan internet kafeler veya cezaya çarptırılan kullanıcılar gibi Çin kökenli haberleri okuyoruz.
Kısıtlamaların olumlu yönü var mı?
Kısıtlamaların olumlu yönü var mı?
En özgür ortamlardan biri olarak bilinen internette böylesi yasaklamaların yapılması çoğu kişiye göre özgürlükleri kısıtlamak anlamına geliyor. Oysa işin diğer boyutuna objektif olarak bakacak olursak internet içeriğinin denetim altına alınabilmesi adına Çin'de etkileyici bir gözleme/izleme teknolojisi de kullanılıyor. Yani belki özgürlük kısıtlı ama teknolojiye fazlaca kafa yoruluyor.
Hükümet hassas ve tartışmaya yol açan konulara yasaklama getirerek bu konuda kaçak olarak faaliyet gösterenlere bazı yaptırımlar da uyguluyor. Bu nedenle dünya basınındaki yorumlarda özgürlüğünün peşinde koştuğunu iddia eden ve "siber-muhalifler" olarak adlandırılan kesimdeki Çinli internet kullanıcılarının, dünyanın en büyük hapishanesinde yaşadıkları ifade ediliyor.
Batılı şirketler Çin'deki potansiyeli gördükleri için buradaki internet sistemi üzerine teknik destek ve çeşitli servisler sunuyorlar. Ancak Çin'de internet üzerine iş yapmak sanıldığı kadar kolay değil. Aralarında Cisco, Nortel Networks, Sun, 3COM, Google, Yahoo, Microsoft ve IBM gibi dev isimlerin yer aldığı pek çok şirket ülkedeki yasal platforma uygun çözümler arayıp pazardan pay kapma yarışı içerisinde.
Google şartları kabul etti
Öyle ki Yahoo ve Google, Çin'in filtreleme (ya da kısıtlama diyelim) prosedürlerini bile kabul edip arama motorlarını bu sınırlamalar dahilinde kullanıma açmayı kabul etti. Çünkü ancak bu şekilde varlıklarını sürdürme ve Çinli kullanıcılara ulaşma şansları var.
Nasıl bir izleme var?
Nasıl bir izleme var?
Çin için internet altyapısına yönelik çalışan önemli şirketlerden birisi de Cisco Systems. Cisco'nun ürettiği yönlendiriciler anonim bağlantılara kapalı ve ayrı bir şifrelemeyle Çin'e özel olarak tasarlanıyor. Bu da internetin ulus çapında izlenebilmesi için hükümet adına işi kolaylaştırıyor.
İnternet servis sağlayıcıları (ISS) kimlerin nete bağlı olduğu ve hangi sayfaları ziyaret ettiğinin kaydını tutmak zorunda. Müşterilerin hesap numaraları, telefonları ve IP adresleri de veritabanına kaydediliyor. Eğer ISS şirketlerinden birinin herhangi bir müşterisi internet üzerinde Çin yasalarına aykırı bir davranışta bulunursa bundan şirket de sorumlu tutuluyor.
İnternetteki içerik sağlayıcılar ise yayınladıkları içerikten veya forum sayfaları gibi görüş bildirilen yerlerden tamamen sorumlular. Benzer şekilde burada da yasal işlem söz konusu olduğunda, şirket sayfa içeriği nedeniyle mahkemede sanık sandalyesinde kendisini bulabilir. Aynı zamanda sistemlerini, üye olacak kullanıcıların güvenli bir şekilde kayıt yapmalarına imkan tanıyan ve kimlik bilgilerini tutabilecekleri bir şekilde oluşturmaları gerekiyor. Gerektiğinde bu bilgiler denetlemeye açık tutulmak zorunda.
Kullanıcıların sitede ne yaptığı da kaydı tutulan bilgiler arasında yer alıyor. Denetimlerde yetkililer istenilen şeyleri elde edemediğinde şirketin çalışma ruhsatı iptal edilerek çalışanları da tutuklanabiliyor.
İnternet ve kafeler
İnternet ve kafeler
Çin'deki internet kafeler 60 gün süresince müşterilerinin kayıtlarını saklamakla yükümlüler. Bu kayıtlar dahilinde kafedeki kullanıcıların internet üzerindeki tüm aktivitelerinin detaylı bilgileri, isim, adres ve telefon numaraları gibi veriler yer alıyor.
Eğer bir kullanıcı yasaklanmış bir web sitesine girmeye çalışırsa, kafe tarafından bağlantısı kesilerek en kısa sürede yetkililere durum iletiliyor. Bu gibi yasal prosedürlerin aşımı sonucunda para cezaları verilebiliyor ve hatta hapis istemiyle davalar da açılıyor. Nitekim bugüne kadar 60'tan fazla kişiye hapis cezası verildi.
Nüfus cüzdanı olmadan internet kafelerin kullanılması da yasak. 16 yaşından küçükler de kafelere kabul edilmiyor. Buna gerekçe olarak şiddet içerikli oyunların ve bazı video görüntülerinin psikolojik gelişimi olumsuz yönde etkileyecek olması gösteriliyor.
E-posta kontrolü
E-postalar da kontrollerden nasibini alıyor. Servis sağlayıcıları tarafından filtrelenen bu mesajlar, spam'lerin (çöp postalar) engellenmesiyle benzer teknoloji kullanılarak ayıklanıyor. Mesaj içeriğinde veya başlıkta geçen kelimeler taranarak sakıncalı e-postalar, sunucudan gönderilmeden engelleniyor.
Kısıtlı web içeriği
Kısıtlı web içeriği
Baidu veya Yisou gibi Çin kökenli arama motorları, içerik kontrolü de yapıyor. Belirli kelimeler taranarak suç işleyen siteler tespit ediliyor ve yasaklı siteler listesine ekleniyor. Bu listedeki bir siteye erişmek istendiğinde filtreleme sistemi hattı kesiyor.
Blog, forumlar, e-posta veya tartışma grupları Çin'de en popüler ve en kalabalık ortamlar. Benzer kelime filtreleme sistemi bu sitelerde de mevcut. Blog hizmeti veren sunucularda yasaklanmış kelimelerin yayınlanmasına izin verilmiyor. Aynı zamanda içerik denetmekle görevli kişiler de sayfa sayfa internette dolanıyor.
Alan adları denetim altında
İnternetteki içerik denetlenirken öte yandan alan adları ve linklere de bakılıyor. Tabii ki burada da yasaklı kelimeler listesi yine söz konusu.
Yasaklı kelimeler demişken, bu kelimeleri andıran ifadelere de yasak konduğunu hemen belirtelim. Örneğin bir link "falu" ya da "flngng" harflerini içeriyorsa, Falun Gong'u anımsattığı için bu şekilde kullanıma izin verilmiyor. (Falun Gong 20. yy son yarısında başlayan Budist ve Taoist öğretilerle ruhun, aklın ve bedenin huzuru için başlatılmış dini hareketi simgeliyor).
Bu içeriğe sahip olan siteler, alan adı olmaksızın sadece IP adresi üzerinden hizmet vermeye çalışırsa bu sefer de IP adresi kara listeye alınıyor.
Anahtar kelimeler denetleniyor
Anahtar kelimeler denetleniyor
Batı kökenli siyasi fikirler, insan hakları örgütlerine ait web siteleri, politik görüşler ve sosyal yara açacağına inanılan içerikler de engelleniyor. Çin halkı zaman zaman Tayvan veya Tibet'teki özgürlük hareketiyle ilgili bilgilere ulaşmaya çalışıyor. Dalai Lama, Tiananmen Meydanı, SARS hastalığı, karşıt görüşteki siyasi partiler veya anti-komünist hareketler de kullanıcıların arama yaptığı içerik arasında olabiliyor. Ancak bu içeriğe kolayca ulaşılması şimdilik imkansız görünüyor.
İnternet üzerinde oluşturulmuş ve üye sayısı artan gruplar ise tehdit unsuru olarak düşünülerek takip altına alınıyor. Falun Gong hareketinin internet üzerindeki olası ilerleyişinin engellenmesi için yapılan çalışmalar da buna bir örnek.
Kullanıcılar ne yapıyor?
Böylesine bir kısıtlama olduğunda Çin'deki internet kullanıcıları da alternatif yollarla sınırları aşmaya çalışıyor. Bunun için genel olarak birkaç yöntem kullanılıyor. Bu da hükümetin internete bakış açısı yüzünden ortaya çıkan "hapisten kaçış yolları" için çukur kazmak olarak nitelendirilebilir.
En bilindik yol proxy kullanımı. Basit anlamda proxy sunucuları kullandığınız tarayıcı ile servis sağlayıcısının sunucusu arasına girerek, bir siteye bağlanmak istediğinizde sizin bu proxy sunucusunun bulunduğu ülkeden bağlandığınızı diğer tarafa iletiyor. Böylelikle farklı bir ülkeden o sayfaya erişilmeye çalışılıyor diye gösteriliyor.
Bir diğer yol da korsan yazılımlar. Anonim bağlantılara imkan tanıyan, kişisel bilgilerin karşı tarafa gönderilmesini engelleyen yazılımlar kullanarak internete giren ve yasaklı yerlere erişmeye çalışanlar da var.
Web üzerinde aldatmacalar
Web üzerinde aldatmacalar
Benzer işlemleri web üzerinden yapan sayfalar da var. Yine yasal olmayan bir şekilde web tabanlı bu atlatıcı alanlara herhangi bir yasaklı sitenin adresi girildiğinde, arka planda çalışan yazılım devreye girerek siteyi alıyor, ekranı kaydedip kullanıcıya sunuyor. Dolayısıyla IP adresi karşı tarafa aktarılmamış, araya bir aracı site sokulmuş oluyor.
Tünelleme yöntemi
Burada ise kullanıcılar bir istekte bulunduğunda, bu istek şifrelenmiş bir tünel üzerinden geçerek filtreden arındırılmış bir bilgisayara ulaşıyor. Bu bilgisayar isteği iletiyor ve gelen cevabı (yani sayfa içeriklerini) şeffaf bir şekilde geri aktarıyor.
Google'ın hafızası
Bazı zamanlarda da Google'ın kısa süreli hafızasında tutulan içerik, kullanıcıların başvurduğu ufak çözümler arasında yer alıyor. İndeksleme esnasında Google arama motoru bulduğu içeriği kaynak sunucularına aktarırken kısa süreliğine hafızada tutuyor. Bu esnada yapılan erişim istekleri de kullanıcılara az da olsa bilgi verebiliyor.
Türkiye açısından önemi
Türkiye açısından önemi
Çin'de internet polisinin uzun uzadıya hazırladığı anahtar kelimelerden birkaçı şöyle; devrim, eşitlik, özgürlük, adalet, Tayvan, Tibet, Falun Gong, muhalif, demokrasi, insan hakları...
Bunlardan herhangi birisi yazıldığında filtreleme sistemi devreye giriyor, takip başlıyor ve yapılan iş uygunsuz ise içeriğe erişim daha önce anlattığımız şekillerde engelleniyor.
Türkiye'de özellikle pornografi ve çocuklara yönelik psikolojik etkisi olan yayınlara erişilmesine dair yapılacak düzenlemelerde pek çok takip yolu uygulanabilir. Takip metodlarının başında da temel olarak anahtar kelime izlenmesi işlemi geliyor.
Çin'de uygulanan izleme işlemlerinin belki bir kısmı Türkiye için faydalı örnekler olabilir. Ancak yukarıdaki listede olduğu gibi çok genel ve haber alma özgürlüğünün önüne geçebilecek kelimelerin seçilmesi durumunda ise tam anlamıyla "sansür" ile karşılaşabiliriz. Dolayısıyla bu hassas konuda yetkilerin ve yetkililerin seçimi de hassas olmalı.
Türkiye'de internet özgür mü?
Elbette Çin yönetiminin aldığı kararlar ve internet politikası bizi bağlamıyor. Ancak özgürlüğün simgelerinden biri haline gelen internet üzerinde yapılanları gördüğümüzde şu an elimizde olan özgürlüğün sınırlarını daha iyi anlayabiliyoruz.
Dilediğimiz kounda arama yapıp, istediğimiz içeriğe ulaşabilmemiz ve daha da ötesinde kişisel bilgilerimizin bu derece çok sıkı ve usandırıcı bir denetim altında tutulmadığını görmek güzel.
Ancak Türkiye'de internetin denetim altına alınması ve "belirli konularda" kısıtlamaya gidilmesinin gerekliliğinin tartışıldığı şu günlerde Çin'deki bu anlattığımız durumların, sınırların ne şekilde çizilmesi (ya da çizilmemesi) gerektiğine örnek teşkil ettiğini söyleyebiliriz.
Unutulmamalı ki Çin korsan yazılım ve sanal korsanların (hacker) en yoğun bulunduğu ülkelerden. Bunun sebeplerinden birisi ve belki de en önemlisi de uygulanan bu kısıtlama ve yönlendirici internet kullanımı. Bilgisayar dünyasında "korsan" olayıyla mücadele edilmek isteniyorsa hassas dengelere de dikkat edilmek zorunda.
Ve tabii ki son söz sizin. Türkiye'de internet özgür mü ya da özgürlüğün sınırı nerede diye görüşlerinizi bildirebilirsiniz.