İnsanoğlunun ölümsüzlük arayışı!
İnsanlar ölmek istemiyor! Peki insanlık ölmemek için ne yapıyor? İşte ölümsüzlük macerası...
Son zamanlarda filmlerde, televizyon dizilerinde, kitaplarda tekrar bir vampirler furyası yaşanıyor.
Oldukça eski olan vampir mitlerinin temelinde elbette insanoğlunun ölüm ile olan ilişkisi ve ölümsüzlük arayışı yatıyor. Bir gün herşeyin sona ereceği ve insanın ömrü boyunca kazandığı herşeyin yokolacağı düşüncesi karşısındaki dehşet; temel hayatta kalma içgüdüleri ile ölümsüzlüğü arıyoruz.
Bu konuda felsefi ve dini çözümler olduğu kadar bilimsel çalışmalar da var. İşte biz bu makalemizde, ölümsüzlük konusunda yapılan bilimsel çalışmaları ele alıyoruz.
İnsanları dondurmak
Cryogenics denilen dondurma teknolojileri ölümsüzlük arayışında önemli bir dal.
İnsanların iyileştirilemez bir hastalığa yakalandığında dondurulması ve tıp ilerlediğinde tekrar çözülmesi çalışmaları uzun yıllardır sürüyor.
Ancak bu konuda çok önemli teknik sorunlar var. İnsanları buzluğa koyup dondurmak ve güvenilir donanım-yazılım ile donmuş şekilde saklamak pek sorun değil. Bütün sorun tekrar çözerek hayata döndürme kısmında yatıyor...
Bilimkurgu onu çok seviyor
Star Wars serisinin 5. filminde Han Solo'nun da dondurulduğunu ve daha sonra çözülerek hayata döndüğününü hatırlayabilirsiniz.
Bu tema Demolition Man gibi klasik filmlerde ve daha pek çok bilimkurgu hikayesinde defalarca kullanıldı. Futurama'nın kahramanı Fry, kazayla 1000 yıl sonrasında uyanıyordu.
Bu konu çok ilgi çekici olsa da bozulan hücre yapısını onarmak, tekrar ölüme ya da ölüme yakın duruma sebep olan sorunları çözmek gerekiyor. Henüz başarılabilmiş değil ama fikir gerçekten çok ilgi çekici.
İnsan beynini donduruyorlar
Yunanca buz gibi soğuk anlamına gelen Kryos'dan gelen bu sözcük teknolojiye ismini veriyor.
Bir insanın hafızalarının, kimliğinin ve diğer özelliklerinin beyinde saklandığını düşünen bilim adamları, bedeni değil de sadece beyni de dondurmayı deneyebiliyor. Sonrasında bunun klon ya da mekanik bir bedene takılması da söz konusu.
77 Kelvin civarında dondurulan organik materyal, koruyucu solüsyonların da kana verilmesi, suyun çekilmesi ve bu sayede buza dönüşmemesi sağlanıyor. Rusya'da yer alan KrioRUs isimli merkezde beyin cerrahi olarak çıkartılıyor ve sıvı nitrojen içerisinde saklanıyor.
Dijital çözüm
Dondurma dışında çözümler de var. Bilgi çağında yaşıyoruz ve insan karakterinin, beyin yapısının taranması ve dijital olarak depolanması da düşünülüyor.
Sunucuya yüklenen insan karakterinin daha sonra internet üzerinde yaşaması veya boş bedenlere yüklenmesi de düşünülüyor. Ünlü ve kült Japon animasyonu Ghost in The Shell başta olmak üzere pek çok bilimkurgu eserinde bu yöntem de işlendi.
Düşünülen yöntemler arasında bir kişinin beyin haritasının çıkartılmasıi bütün konuşmalarının kaydedilmesi, internet üzerindeki sosyal alışkanlıklarının kaydedilmesi de yer alıyor.
Nanoteknoloji!
Beyinlerimizi dondurmak ya da bir bilgisayara yükleyerek ölümsüz hale getirmek dışında bir seçenek daha var: Bedenlerimizi ölümsüz hale getirmek.
Bu alanda genetik araştırmalar sürüyor. Gelecek nesillerin genetik sorunlarının doğumdan önce ya da sonra giderilmesi, doğru beslenme, düşük stres, spor ve sağlıklı beslenme ile yaşlanmanın yavaşlatılması ve çok uzun ve kaliteli bir hayat standardı sağlanması gayet mümkün.
Dünyanın önemli zihinlerinden olan Ray Kurzweil günde yaklaşık 200 kadar besin takviyesi alıyor ve sağlığına dikkat ediyor. 57 yaşında olmasına karşın ölçümler beden olarak 40 yaşında olduğunu gösteriyor.
İşte gelecek!
Kurzweil'in ölümsüzlük konusunda oldukça ilginç bir görüşü var. Dünyanın önde gelen gelecekbilimcilerinden olan Kurzweil, nanoteknoloji ile ölümsüzlüğün mümkün olacağını söylüyor.
İnsan hücrelerinin nanomakinelerin desteğiyle bakım ve onarımının yapılması ile ölümsüzlüğün mümkün olacağını düşünenen Kurzweil, nanobotların kan hücrelerinin yerini alacağını ve bu işi çok daha iyi yapacağını söylüyor.
Önümüzdeki 25 yıl içerisinde kalp kirizi bile geçirsek bu botların bizi hayatta tutarak doktora rahatça gidebilmemizi sağlayacağını, 15 dakikalık olimpik koşuların ve 4 saat nefessiz dalışın standart olabileceğini belirtiyor.
Beyin de beden gibi güçlenecek ve dakikalar içerisinde kitap okuyabilecek ve yazabilecek kapasiteye ulaşacağız. Elbette nüfus problemi savaşlarla mı, yoksa uzaya yayılarak mı çözülecek sorusuna henüz yanıt bulunamamış durumda.