Ebeveyn olma yaşı, tarih boyunca nasıl değişti? Sonuçlar oldukça şaşırtıcı!
İnsanlığın ortalama ebeveynlik yaşı tarih boyunca nasıl değişti? Yeni araştırma şaşırtıcı sonuçları ortaya çıkartıyor.
Özellikle sanayileşmiş dünyada görülen ebeveyn yaşındaki keskin artış, geçtiğimiz yüzyılın en göze çarpan demografik değişikliklerinden biri oldu ve insanların ortalama yaşam süresinin büyük ölçüde uzamasını yansıtıyor. Yine de, yeni kanıtlara göre bu değişim, insanların sandığı kadar benzersiz olmayabilir.
Görünene göre Buzul Çağı boyunca, ebeveynler (özellikle de babalar), tarım çağının çoğuna göre çok daha yaşlıydı.
Fosiller, bir anne doğum sırasında ölmediği sürece ebeveyn yaşını ortaya çıkarmaz. Bu yüzden konu, antropologların tarih öncesi hakkında sadece tahminde bulunabilecekleri bir konu gibi görünüyordu.
Ancak Indiana Üniversitesi'nden Profesör Matthew Hahn, Science Advances'te atalarımızın anne babalarının gebelik anındaki yaşlarının DNA'mızda kodlandığını duyurmasıyla bu durum değişti. Her çocuğun DNA'sında 25 ila 75 yeni (de novo) mutasyon bulunuyor ve birçoğu atalarında daha önce ortaya çıkmış durumda. Çoğu zararsız veya en azından çok az zarar veriyor. Ama nereden geldiğimize dair bir kayıt sağlıyor. Hahn ve ortak yazarlar, ebeveynler yaşlandıkça mutasyon türlerinin değiştiğini belirtiyor.
Hahn yaptığı açıklamada, “Modern insanlar üzerindeki araştırmamız sayesinde, insanların çocuklarına bıraktıkları DNA mutasyon türlerinden çocuk sahibi olma yaşını tahmin edebileceğimizi fark ettik” diyor ve devam ediyor: “Daha sonra atalarımızın hangi yaşta ürediğini belirlemek için bu modeli insan atalarımıza uyguladık.”
Başyazar Dr. Richard Wang, “Geçmişten gelen bu mutasyonlar her nesilde birikiyor ve bugün insanlarda var oluyor” diyor. Yazarlar, hangi mutasyonların binlerce nesil önce hangi ebeveynden geldiğini takip etmeyi de başardıklarını söylüyorlar.
Hahn, Wang ve ortak yazarlar, türümüzün var olduğu süre boyunca ortalama olarak 26,9 yaşında gebe kaldığını keşfetti. Baba için 30,7 yaş ve anne için 23,2 yaş ortalama gözüküyor. Tabii ki yayınladıkları tabloda çok daha geniş bir dağılım ve varyasyon gözüküyor.
Sonuçlar, ortalama olarak babaların hemen her zaman annelerden daha yaşlı olduğunu, ancak aradaki farkın boyutunun dönemler arasında oldukça önemli ölçüde değiştiğini doğruluyor. Son zamanlardaki değişimi açıklamak göreceli olarak daha kolay.
Ama insanların 40'lı veya 50'li yaşlarında artık nadir hale gelen hastalıklardan ölmesi beklendiğinde, erken yaşta çocuk sahibi olmak için güçlü bir teşvik söz konusu. Yaşam beklentisinin artması, bir çocuk sahibi olmak için beklemeyi daha az riskli hale getiriyor, etkili doğum kontrolü beklemeyi kolaylaştırıyor ve kadınlar için artan eğitim fırsatları da beklemeyi finansal açıdan avantajlı hale getiriyor.
Ancak, tarımın yayılmasına eşlik eden daha erken ebeveynliğe geçişin veya Son Buzul Maksimumundan önce, yaklaşık 38.000 yıl önce babalık yaşlarında görülen ani artışın nedenleri o kadar net değil. Şaşırtıcı bir şekilde, nispeten yakın zamana kadar, Asya ve Avrupa popülasyonları için nesil süreleri, Afrika’daki benzerlerine göre altı yıldan daha kısaydı. Daha büyük örnekler, bölgeye göre daha ayrıntılı dökümler sağlayabilir.
DNA dizilerindeki mutasyonlar daha önce ebeveyn yaşlarını tahmin etmek için kullanılmış olsa da, kullanılan yöntemler yalnızca binlerce neslin ortalamasının alınmasına imkan tanıyordu ve ebeveyn cinsiyetine göre ayrım yapmıyordu. Hahn ve Wang, ne zaman ortaya çıktıklarını tahmin etmek için 1.000 Genom Projesi tarafından tanımlanan 25 milyon de novo mutasyonun dağılımını kullanan yöntemlerinin çok daha kesin olduğunu iddia ediyor.