İNCELEME: GoW: Ascension
Tanrıların en korkutuğu adam geri döndü... Peki, bu sefer kimin peşinde?
Her sektörün bir yıldızı vardır. Evet, direk olarak oyun sektörünün değil belki ama başta PS2 ve üç olmak üzere, oyun denildiği zaman son yıllarında en çok parlayan yıldız God of War'dan (GoW) başkası değildir. PS2 gibi bir konsola en azından üç yıl daha ömür biçen, senaryosundan, başkahramanına kadar her türlü detayıyla oyuncuyu kendisine bağlayan GoW, ardı ardına çıkardığı oyunlarıyla oyun sektörünün en çok konuşulan yapımlarından oldu. Xbox için Halo serisi neyse, PS için de GoW o demektir. Sadece GoW için bile PS3 alanların sayısı hatırı sayılır miktardadır. Mitolojiyi arkasına alan GoW serisi, ardında bıraktığı yıllar içerisinde kendisini sürekli yeniledi, geliştirdi. Tüm bu geçen süre içerisindeyse değişmeyen tek şey, Kratos karakterinin karizması ve başına gelen olayların değişmemesi oldu. Çok az oyunun yaratabildiği oyuncu - karakter arası ilişkiyi mükemmel noktasına getiren seri, aradan geçen üç yıl sonunda yeniden PS3 oyuncuları ile buluştu.
Seri kaldığı yerden devam ediyor
Serisinin dördüncü oyunu olma şerefini üstlenen God of War: Ascension (GoW: A) ilk olarak 19 Nisan 2012 itibari ile kesinlik kazanmıştı. İlk üç oyunun yapımcılığını üstelenen Sony Santa Monica ekibinin elinden çıkan GoW: A, seriye büyük yenilikler ekleyeceğini zaten ilk etapta belli etmişti. Serinin belki de en büyük eksiği olan multiplayer desteği ise, 30 Nisan 2012 tarihinde yapılan bir açıklama ile kesinlik kazanmış, GoW: A'ı normalden daha da çok beklenen bir yapım haline getirmişti. Oyunun senaryosuna çok fazla değinmeye gerek yok ama merak edilen konulardan birisini de açıklamakta fayda var. Eğer seriyi yakından takip edenlerdenseniz, siz de Kratos'un bu saatten sonra sataşacak Tanrı bulamayacağına eminsiniz demektir. Geçen üç oyun içerisinde, birçok farklı Tanrıyı resmen ortadan kaldırdık. Eh bu sefer de sıra kendi geçmişimize gelmiş bulunmakta. Evet, GoW: A'da Kratos'un kendi geçmişiyle yüzleşmesine tanıklık edeceğiz. Bu seferki durumsa, sadece kadın ve çocuk konseptinden çok ama çok daha farklı!
Uzun oyun süresi
GoW: A içerisinde 30 farklı bölüm ile karşımıza çıkan, geçekten uzun bir yapım. Tıpkı önceki oyunlarında da olduğu gibi kullanıcısına saatlerce bitmeyen bir senaryo sunması ise onun en önemli özellikleri ve aynı zamanda da artıları arasında yer alıyor. Her bölüm içerisindeyse toplanmayı bekleyen, Artifact, Decayed Red Orb Chest, Gorgon Eyes ve Phoenix Feathers bulunmakta ki bunlarından bir kısmını önceki oyunlardan biliyoruz. Toplamda 52 adet olan toplanabilir parçalar kendi içlerinde farklı getirilere sahipler. Bu farklı toplanabilir eşyalar arasındaysa en önemlilerini Gorgon Eyes ve Phoenix Feathers'lar oluşturuyor. Toplamda 20 adet bulunan Gorgon Eyes'ların her birisi toplam hayat enerjimizi en üst düzeye çıkarmaya yarıyor. Eğer hepsini tamamlamayı başarırsanız "The Eyes have it" isimli gümüş ödülü de kazanmış oluyorsunuz. Bulunan her beş Gorgon Eye ise toplam canımızı artırmaya yetiyor. Unutmadan söylemekte fayda var, oyun içerisinde 20'den fazla Gorgon Eye bulunuyor. Bu yüzden bazılarını kaçırmanız çok da önem taşımıyor. Genelde Phoenix Feather'ların hemen yanı başında bulunmaları ise cabası...
Geçmişten gelen detaylar sürüyor
Phoenix Feather demişken, efendim oyun içerisinde toplamda 15 adet bulunan tüylerimiz, toplam "magic" puanımızı en üst düzeye çıkarmamıza yardım ediyor. Tıpkı Gorgon Eye'da olduğu gibi, topladığımız her beş Phonenix Feather büyü gücümüzü arttırmaya yetiyor. Beyaz sandıklarda bulunan tüylerin hepsine ulaştığımız taktirdeyse "Light As a Feather" isimli ödülü kazanmış oluyoruz... Kratos'u olduğu gibi kabullenmek istemeyenler de düşünülmüş yeni oyunda. Nasıl mı? Eğer oyunu bir defa bitirirseniz, sizi açılmayı bekleyen yedi farklı Kratos kostümü karşılıyor. Her biri birbirinden farklı gibi gözükse de aslında karakterimizi olabildiğince Gladyatör havasına sokan değişik zırhlar, oyunu bir sonraki zorluk seviyesinde deneyim etmek isteyenler için yapıma daha farklı bir tat katıyor. "New Game Plus" isimli yeni oyun modeli ise, oyunu bir defa bitirdiğimizden sonra karşımıza çıkan farklı bir "Campaing" şekli. Kratos'u alternatif kostümlerinden birisini giymemize olanak tanıyan mod, normal oyun içerisinde keşfettiğimiz "Artifact"ların güçlerini kullanmamıza da olanak sağlıyor. Arada değinmek lazım; "New Game Plus" campaing oynarken herhangi bir şekilde "Tropie" kazanmamız söz konusu değil.
Silahlar yine ön planda
Malumunuz, konu bu kadar GoW serisi ile alakalı olduğu zaman içerik düşündüğümüzden çok ama çok daha kanlı bir hal alabiliyor. Eh, kan denildiği zaman birazcık da olsa silahlardan bahsetmek gerekiyor ki GoW konu hakkında uzmanlaşmış yapımlardan... Efendim, GoW: A bizi sekiz farklı silah ile karşılıyor ki bu rakam önceki oyunlara göre bir hayli dikkat çekici. Silahlarımızın en başında tabii ki yine "Blades of Chaos" bulunuyor. Akabindeyse Fire of Ares, Ice of Poseidon, Lightning of Zeus, Soul of Hades, Amulet of Urborus, The Oath Stone of Orkos ve Eyes of Truth bizleri karşılıyor. Bu silahlardan sadece üçünün beş farklı upgrade'i bulunuyorken, Fire of Ares'in üç ve Eyes of Truth'un hiçbir upgrade'i bulunmuyor. Anlayacağınız silahların bazıları çok daha farklı işlerle meşguller ki bu sistem önceki GoW oyunlarında da gözlemlenmekteydi. Peki, bu silahlar ile işe koyulmak istediğimiz zaman ne yapacağız? Pek tabii karşımıza çıkan her türlü yaratığı biçmemiz işten bile değil fakat devasa "boss"ları ile ünlü olan yapım, bu sefer de bizi kendilerinden alıkoymamış.
Devler ligine biletinizi almayı unutmayın
Boss savaşları GoW'un en önemli noktalarından birisidir. Her kim olursa olsun, GoW oynarken, kendisinden defalarca büyük olan Tanrı modeli düşmanı ile savaşmaktan hoşlanır. GoW: A ise bu gelenekten uzak kalmamış bir yapım ve karşımıza envai çeşit devasa boss'u çıkarmaktan bir an bile vazgeçmiyor. Bu boss'lardam ilkini "Giant Cyclops" oluşturuyor. Kendisi multiplayer oyun modunun kahramanı ve aynı zamanda en eğlenceli düşmanlardan birisi. "Furies" olarak karşımıza çıkan boss modeli ise, birden çok defa yüz yüze gelmemiz gereken düşman birimlerinden birisini oluşturmakta. Pollux ise oyunun, kabaca söylemek gerekirse, tam ortasında yüz yüze geldiğimiz düşman modelinin ta kendisi. Birçok farklı büyülü saldırıya sahip olan boss modelleri, en çok uğraş gerektiren düşmanlardan birisi konumunda yer alıyor. Son savaş ise pek tabii yine bir diğer boss modeline karşı yapılıyor. Fakat biz bu kadar detay vermeyelim, artık en son ne ile karşılaştığınızı da kendiniz görün, zorluklarını kendiniz tayin edin isteriz.
Multiplayer bekleyenlere müjde
Tek kişilik senaryo modu, tıpkı önceki oyunlarda olduğu gibi dolu dolu; bu bir gerçek. Fakat oyun çıkmadan fazlasıyla bahsedilen multiplayer opsiyonların, GoW: A'nın en çok merak edilen yanlarından bir tanesiydi. Yeni oyun karşımıza dört farklı oyun modeli ile çıkıyor. Bunlardan ilki, dörde dört veya ikiye iki oynanan, belirli bölgeleri ele geçirme modeli olarak karşımıza çıkıyor. Ele geçirilen bölge ile puan kazanan takımımız, aynı zamanda düşman birimlerini öldürdükçe de puanına puan katıyor. İkinci oyun modeli, "Capture the Flag" yani bayrak kapmaca. Her iki takımın da birer bayrağı bulunan modda, ilk olarak hangi takım, rakibin bayrağını üç defa kendi kalesine görürse, bölümden galip olarak ayrılıyor. Free for All olarak belirlenen diğer oyun modeli sayesindeyse, sekize sekiz ya da dörde dört olarak kapışabiliyor, her öldürdüğümüz düşman biriminden ve de açtığımız sandıktan puan kazanabiliyoruz. Son oyun modu ise yapay zekaya karşı oluyor. Bir diğer dost karakter ile beş aşamalı olarak üzerimize yağan düşman birimlerini ortadan kaldırmak ilk zorluk seviyesini oluşturuyorken, ancak bölüm sonunda karşımıza çıkan boss'u yok etmek sureti ile etkinliği tamamlayabiliyoruz.
Her ne kadar "Sword, hammer" ve "spear" ile sınırlı bir silah sistemi bulunuyor olsa da GoW yine yapacağını yapmış durumda. Göze batan en büyük eksikler arasında multiplayer'da yer alan teknik sıkıntılar belki ama kendisini açık ara belli etmeyi başarmış bir yapım GoW: A. Evet, önceki oyunlara göre çok daha kolay bir yapım olmuş ama devasa düşmanlara karşı çıkılan mitolojik yolculuğu harika bir şekilde betimlediği de aşikar. GoW 4 adını almamış olması ise açık ara ortada!