İki Devasa Uzay Çöpü, Hemen Tepemizde Yine Çarpışmanın Eşiğinden Döndü
Uzaydaki devasa Uzay çöplerinden ikisi daha, dev bir çarpışmanın eşiğinden döndü. Her ne kadar çarpışma gerçekleşmese de, bir kez daha akla Kessler sendromunu getirdi.
2020 yılının sorunları bitmek bilmiyor.
Eğer 29 Ocak'taki "neredeyse" uydu çarpışması size yeterli
gelmediyse, tehlikenin çok daha büyük olduğu ve adeta "direkten
dönen" bu çarpışma tehlikesi de ilginizi çekebilir.
16 Ekim Cuma günü, toplamda neredeyse üç ton ağırlığında iki cisim, birbirlerinin 12 metre yakınından geçti ve uzay enkazı takip firması LeoLabs'in söylediğine göre, onda birden daha yüksek bir çarpışma ihtimali bulunuyordu. Bu tehlikeli yakın geçiş 991 kilometre irtifasında Antarktika'daki Weddell Denizi'nin üzerinde gerçekleşti.
Bahsi geçen iki cisim, tipik birer uzay çöpü olarak karşımıza çıkıyor. Bunlardan biri, 1999 yılında fırlatılmış olan ilk Chang Zheng (Uzun Yürüyüş) 4C roketi ve yaklaşık 2 ton ağırlığında. Diğeri ise iletişim ve navigasyon için kullanılan Parus filosunun bir parçası olan eski bir Rus askeri uydusu ve 825 kilogram ağırlığında.
İki cisim birbirlerine doğru saniyede 14,7 kilometre hızıyla ilerliyorlardı ve bu da bir mermiden yaklaşık 12 kat daha hızlı oldukları anlamına geliyor. Ancak bu cisimlerin her biri bir arabanın kütlesine sahip. Çarpışma ihtimali, Parus'un 17 metre uzayan bir çubuğa sahip olması sebebiyle daha da karmaşıklaşıyordu ve uyduların ana kısımları çarpışmasa bile bu çubuğun rokete çarpma ihtimali yüksek görülüyordu. Her iki cismin de eski ve kullanılmayan parçalar olmalarından dolayı çarpışmadan kaçınmak için herhangi bir manevra yaptırılması mümkün değildi.
Kessler Sendromu Korkutmaya Devam Ediyor
Aktif Uzay araçları, birbirlerinden onlarca kilometre uzaktayken
bile, sırf güvenlikten emin olmak için kaçınma manevraları
yapıyorlar. Örneğin Uluslararası Uzay İstasyonu (ISS –
UUİ) 2020 yılında yörüngedeki diğer cisimlerle endişe
verici üç çarpışmadan kaçınmak için üç kez yörüngesini değiştirmek
zorunda kaldı. Uzay ajansları, yeni ticari uyduların ömürlerinin
sonunda yok edilmeleri ve atmosfere girene kadar takip edilme
yeteneğine sahip olmaları için uğraşıyor. Ancak henüz bu
prosedürler standartlaşmış değil.
Burada söz konusu olan çarpışma ise, eğer gerçekleşseydi bile insanlar için doğrudan bir risk oluşturmuyordu. Ancak bizi Kessler sendromuna çok daha yakın bir hale getirdikleri bir gerçek. Bu teorik senaryo, tek bir çarpışmanın yüzlerce enkaz parçası oluşturması ve bu parçaların da diğer uydulara çarparak aynı döngüyü tekrar etmesi ile çarpışmaların sayılarının katlanarak arttığı bir durumu ifade ediyor ve bu senaryonun gerçekleşmesi halinde Dünya'ya yakın uzayın çok ciddi bir bölümü ve hatta belki tamamının geçilemez hale gelmesi, yani uzaya yeni uydu göndermenin imkansız olması mümkün.