Horizon: Zero Dawn İncelemesi
Bazı oyunlar vardır oynamaya vakit ayıramazsın, bazı oyunlar vardır oynamaktan vakit bulamazsın...
Evet, spotta da söylediğim gibi, bazı oyunlara vakit bulmak zor olurken, bazı oyunlardan vakit ayırmak güç olabiliyor. Horizon: Zero Dawn da cümlenin ikinci kısmında kendine yer bulan önemli yapımlar arasında duruyor. Oyunun açık uçlu bir dünyada geçmesi bir yana, kendinizi post apokaliptik bir ortamda bulmanız, oyuna daha sıkı sıkıya sarılmanız için başlıca sebeplerden biri. En azından benim için öyle.
İncelememiz boyunca oyunun tüm detaylarından bahsedeceğim, ancak baştan şunu söyleyeyim: Horizon: Zero Dawn, PlayStation 4 ve Pro'ya özel bir yapım. O nedenle PC ve XBOX sahibi arkadaşlar bir miktar üzülebilirler. Öte yandan oyunun yapımcı ekibi Guerrilla Games'i tanıyanlar, daha önceden Killzone serisiyle de yalnızca PlayStation sahiplerini sevindirdiklerini de bilirler.
Neyse, hemen oyuna geçelim; zira anlatacak çok şey var.
GEÇMİŞİN GÖLGESİNDE
Horizon: Zero Dawn, gelecekle geçmiş arasına sıkışmış, ancak buraya devasa bir dünya sığdıran bir oyun. Evet, oyun gelecekte geçiyor, fakat bildiğimiz dünya artık yok; yaban bir dünya ve hayatın içindeyiz. Bu noktada aklımıza Far Cry Primal geliyor, fakat bir fark var: Buradaki devasa hayvanların hepsi robot!
Evet, Horizon: Zero Dawn'da, robotik hayvanların ve aşiretlerin olduğu bir dünyaya gözlerimizi Aloy isimli bir çocuk olarak açıyoruz. "Annesiz" doğduğu için aşiretler tarafından dışlanan babasıyla birlikte yaban hayatta bir başına yaşamak zorunda kalan Aloy, önce hayata babasının gözlerinden bakmayı öğreniyor ve onun öğretileriyle ilk adımlarını atıyor. Oyunun ilgi çekici bir hikayesi var. Adımları takip ettikçe daha fazla içine gömülüyor ve oyuna devam etmek istiyorsunuz. Oyunun temasını post apokaliptik bir ortamın oluşturması ve görselliğin tek kelimeyle muhteşem olması da bunu fevkalade tetikler nitelikte.
Ancak burada bir parantez de açalım hemen: Oyunda tek takip edeceğiniz senaryo kuşkusuz ana hikaye değil. Yan görevler ve yan hikayeler de sıkça mevcut. Öyle ki bazı yan görevler uzun uzadıya bir hikaye sunabiliyor sizlere. O nedenle onları takip ettiğinizde ana senaryodan bir miktar uzaklaşabiliyorsunuz ve bu da hikayeden kopmanıza sebep olabiliyor.
Öte yandan madem sözü buradan açtık, evet, oyunda çok sayıda yan görev ve dolayısı ile yan karakter, yani NPC mevcut. Ancak bu NPC'lerin hiçbiri oyuna Aloy kadar dahil olmuyor, herhangi bir derinliği yok. Yani, onlara çok bel bağlamayın. Öte yandan yan görevler de bir süre sonra tekrara bağlayabiliyor.
Bu arada NPC'lerle yapacağınız konuşmalar da çoktan seçmeli oluyor. Akılcı veya duygusal seçimler doğrultusunda yaptığınız konuşmalar, majör olmasa da minör biçimde hikayeye etkide bulunabiliyor.
MUHTEŞEM GÖRSELLİK VE ATMOSFER
NPC falan derken anlamışsınızdır ki, elimizdeki oyun saf bir aksiyon oyunu değil. Aslında Horizon: Zero Dawn, içeriğinde pek çok farklı oyun türünden izleri taşıyan bir oyun. Ancak ağırlıklı olarak onun için Aksiyon / RPG diyebiliriz. Oyunun RPG öğelerine yazının ilerleyen kısımlarına daha detaylı olarak değineceğiz, ancak şu görsellik ve atmosfer olayını aradan bir çıkartalım.
Horizon: Zero Dawn, yalnızca görselliği ve sizi davet ettiği atmosferi için bile oynanabilecek bir oyun. O, özlediğiniz doğa var ya, hah; işte Horizon: Zero Dawn'da ondan bolca var. Gerçekten doğaya hasretlik çekmekteyseniz, yalnızca çevreye bakmak ve önünüzde uzayıp giden çalılıkların arasında dolaşmak için bile bu oyunu oynayabilirsiniz. Veya nasıl söyleyeyim... Trafik gürültüsünün, telefon bildirimlerinin ve günümüz "çekişmelerinin" biriktirdiği stres ve sıkıntıyı üzerinizden biraz da olsa atmak için oyuna girip ok ve yayla iki "geyik" avlamak bile size günlük huzurunuzu sağlayabilir.
ALMA ATLAS'IN AHINI, ÇIKAR AHESTE AHESTE
Horizon: Zero Dawn'daki robotları gördüğümde, aklıma ilk gelen Boston Dynamics'in geliştirdiği insansı ve hayvansı robotları oldu. Görsellik olarak onlara çokça benzeyen, ancak "şimdilik" farklı olarak yırtıcı olan bu robotlar, oyun boyunca avladığınız tek tür değil kuşkusuz. Öte yandan ana ve yan hikayelere bağlı olarak farklı kabilelere karşı da silah kuşanacaksınız.
Robotlar arasında Watcher, Strider, Grazer, Scrapper, BroadHead, LanceHorn ve daha pek çok farklı tür var. Bunlar arasında Strider ve BroadHead gibi bazılarını binek hayvan olarak kullanabiliyorsunuz. Bunun içinse yeteneklerinizi açmanız ve Overdrive yeteneği kazanmanız gerekiyor. Evet, oyunda bir yetenek ağacı bulunuyor. Bu arada hemen kısacık şunu da belirteyim: Oyunun başında her yere yürümek zorundasınız. Sonrasında binek hayvanlarını kullanabiliyorsunuz, fakat oraya gelene kadar yaktığınız kamp ateşlerinin "hızlı seyahat" noktaları olduğunu bilmek fazlasıyla önemli.
Oyunda her yeni seviye ile yeni bir yetenek puanı alıyorsunuz. Aldığınız yetenek puanlarınızı, Prowler, Brave ve Forager şeklinde 3 dalda sunulan yetenek ağacında kullanarak yeni yetenekler kazanabiliyorsunuz. Bunlar neticesinde de savaş yetenekleriniz geliştirebiliyor, silah kullanımınızı zenginleştirebiliyor, daha gizli saldırılar düzenleyebiliyor ve doğaya ilişkin daha fazla yetenek sahibi olabiliyorsunuz.
Bunlara birkaç örnek verecek olursam, mesela; vuruşlarınız daha etkili olabiliyor, yüksek bir yerden atladığınızda ses çıkartmıyor, ip ve binek hayvanı üzerindeyken nişan alabiliyor, birden fazla ok atabiliyor ve topladığınız bitkilerden daha fazla yararlanır olabiliyorsunuz. Bunlar yalnızca birkaçı, oyunda çok çok daha fazlasını bulacaksınız.
SANAT DEĞİL, ÖNCE ZANAAT
Horizon: Zero Dawn, bir Loot ve Craft sistemine de sahip. O nedenle mümkün mertebe oyunu yürüyerek sürdürmek çok önemli, zira çevrede avladığınız yalnızca robotlar değil. Tavşan, domuz, hindi ve tilki gibi hayvanları da avlayabiliyor ve çeşitli bitkiler topluyorsunuz. Her ikisi de gerek eşya yapmada gerek ticarette kullanmak için önemli.
Evet, oyunda ayrıca bir ticaret sistemi de mevcut. Edindiğiniz malzemeleri, genellikle köy girişlerinde görebileceğiniz tüccarlara satabiliyor, onlardan farklı malzemeler temin etmek için kullanabiliyorsunuz. Bu arada robotlardan da çeşitli parçalar topluyorsunuz. En önemlisi ise metal parçaları. Bunları ok yapımında kullanacağınız gibi, ticaret ve daha pek çok malzemede kullanıyorsunuz. O nedenle yürümekten çekinmeyin, olmadı "AT" üzerindeyken çevreyi kolaçan edin.
Çevreden topladığınız bitkilerin de önemi bir hayli büyük. Özellikle can barınızı doldurmanız için kırmızı olanlara ihtiyacınız var. Sadece bu da değil tabii ki. Bomba yapımında da bunları kullanıyor, hatta kıyafetinize ve silahınıza yetenek kazandırmak için de harcayabiliyorsunuz. Bu sayede oyun sizi tüm haritayı keşfetmeye, etrafı dolaşmaya zorluyor.
Craft sistemiyle kıyafet ve silah ise yapamıyorsunuz. Belli başlı materyalleri tüccarlardan temin etmek durumundasınız. Ancak sonrasında geliştirmek size kalmış.
Bu arada çevreyi keşfetme noktasına şunu da iliştireyim: Oyunda yer alan yön bulma – navigasyon sistemi biraz zayıf kalmış. Yer yer hedefe yaklaşık 50 adımlık mesafedeyken dahi, nereye gitmeniz gerektiğinizi arayabiliyorsunuz. Öyle ki, bazen kendinizi ana haritayı açmış yol çizgisini takip ederken bulabiliyorsunuz.
KEYİFLİ DÖVÜŞ SİSTEMİ
Horizon: Zero Dawn'da nasıl dövüşeceğinizi de siz belirliyorsunuz. Oyun size farklı seçenekler sunuyor. İster direkt olarak düşmanın üzerine çullanabilirsiniz, ister gizlilik yöntemini kullanabilirsiniz, isterseniz de akıl yürütebilirsiniz. Bu anlamda oyunun bu noktada sunduğu dinamikleri çok beğendim. Özellikle benim gibi gizlilik temalı saldırılar yapmayı sevenlerdenseniz, oyun size istediğinizi veriyor. Kendinizi çalılıklar altına gizleyebilir ve düşmanlarınıza sessiz saldırılar düzenleyebilirsiniz. Bu genel olarak işe yarıyor fakat şunu da söylemek lazım ki, bir yerden sonra bu tür saldırılar tekrara düşüyor. Şöyle ki: Özellikle yabanilere karşı savaşırken çalılıklar arasında çalacağınız bir ıslık, düşmanın size gelmesini sağlıyor. Bu yöntemi kullanarak kocaman bir köyü alt edebiliyorsunuz.
Akılcı yöntemlerden kastım ise, çevreye bomba yerleştirmek ve düşmanlarınızı bu yönlere doğru çekerek (ıslık ve taş ile) onları bombaya veya kurduğunuz elektrikli kabloya sürüklemek. Elbette geçtiğimiz hafta yazdığım For Honor'da olduğu gibi onları uçurumdan aşağı itemiyor veya gayzerlere düşmelerine sebep olamıyorsunuz ama olsun, iş yapar.
Bir diğer yöntemse, tam aksiyon modu. Eğer ok ve yay tecrübenize ve öte yandan mızrak yeteneğinize güveniyorsanız, düşmanlara bodoslama da dalabilirsiniz. Burada seçim sizin. Ancak oyun aksiyon kısmında biraz ağır kalabiliyor. Yani Horizon: Zero Dawn'da kombolar falan beklemeyin. Aksiyon tarafında oyun şekli daha çok vur – kaç – vur biçiminde olacak.
Son olarak Horizon: Zero Dawn'da yer alan Focus sisteminden de bahsedeyim. Aslında oyunun başında kazandığınız bu yetenek, sizi ana hikayeye de sıkı sıkıya bağlıyor. Minik bir teknolojik cihaz ile kazandığınız bu yetenek sayesinde oyundaki pek çok gizemi çözdüğünüz gibi, dövüş anında zorlu robotlara karşı yapacağınız saldırıları da planlayabiliyorsunuz. Bu yeteneği kullanarak onların zayıf noktalarını tespit edebiliyor ve saldırı taktiklerinizi geliştirebiliyorsunuz.
SONUÇ
Toparlayacak olursam Horizon: Zero Dawn fazlasıyla başarılı bir oyun olmuş. Nasıl diyeyim... Eğer PlayStation 4 veya Pro'nuz yoksa, bu oyun iyi bir başlangıç olabilir. PS4 sahiplerininse, bu oyunu kesinlikle atlamaması gerek.
Açık uçlu olması, keşfedilecek çok şey barındırması ve doğayla iç içe bir hayat sürmek isteyen ancak bunu yalnızca oyunlarda bulabilen oyuncular için olduğu gibi, post apokaliptik temalara da ayrı bir sempati duyanları fazlasıyla memnun edecek türde bir oyun Horizon: Zero Dawn.
Horizon: Zero Dawn için son olarak şunu söyleyebilirim: Bazı oyunlar puanını, incelemesi yazılırken yükseltir. Horizon: Zero Dawn için belirlediğim puan 82 idi. Ancak yazdıkça yukarı çekmeyi başardı. Mutlaka alın, oynayın.
Puan: 89
+ Şahane atmosfer ve görsellik
+ Merak uyandıran hikaye
+ Dövüş sistemi
+ Yapacak çok şey var
+ Robot tasarımları
- NPC'ler silik
- Ana hikayeyi tamamladıktan sonra yan görevler ilgisini
kaybedebilir
- Navigasyon sistemi
KÜNYE
Tür: Aksiyon, RPG
Platform: PS4
Dağıtımcı: Sony Interactive Entertainment
Geliştirici: Guerrilla Games