Honda ve Nissan birleşiyor mu?
Toyota'nın ardından Japonya'nın ikinci ve üçüncü otomobil üreticisi konumunda bulunan Honda ve Nissan'ın, birleşmek için görüşmelere başladığı bildiriliyor.
Honda ve Nissan, olası bir birleşme konusunu görüşmeye hazır gibi görünüyor. Japon yayın organı Nikkei, iki otomobil üreticisinin, yeni bir holding şirketinde ortak öz sermaye paylarını çözmek için bir mutabakat anlaşması imzalamayı planladığını bildirdi.
Potansiyel birleşme, Japonya'nın ikinci ve üçüncü en büyük otomobil üreticilerinin varlıklarını birleştirerek, onlara ülkenin pazar lideri Toyota ile rekabet etme konusunda daha iyi bir şans verecek. Bloomberg, bu birleşme ile şirketlerin Tesla ve Çinli EV üreticilerine karşı daha iyi bir konuma sahip olacağını belirtiyor. Ayıca Nikkei, daha sonra Mitsubishi’nin de görüşmelere katılabileceğini söylüyor.
Honda ve Nissan bu yılın başlarında yazılım geliştirme, piller ve diğer EV bileşenleri üzerinde birlikte çalışacaklarını söylemişti. Bu “birleş ve rekabet et” ittifakı, Toyota’nın Subaru, Suzuki ve Mazda’daki hisseleri satın almasının ardından geliyor. Yeni haberle beraber, ikilinin bir sonraki adımı atmaya hazır olduğu, müşteriler için rekabet eden daha az sayıda ancak daha büyük otomobil üreticilerine doğru yöneldiği görülüyor.
The New York Times tarafından da şirketlerin bir görüşme sürecinde olduğu doğruladı. New York Times’ın haberine göre iki şirket, “Bu yılın Mart ayında duyurulduğu üzere, Honda ve Nissan birbirlerinin güçlü yanlarını kullanarak gelecekteki iş birlikleri için çeşitli olasılıkları araştırıyor.”
Bu birleşmenin yanı sıra Bloomberg, Salı günü yayınladığı bir haberde Honda’nın Çin dışında elektrikli / fosil yakıtlı araçlara olan talebin yüksek kalmasıyla hibrit araç üretimini artırdığını bildirdi. Otomobil üreticisi 2030 yılına kadar yıllık hibrit satışlarını iki katına çıkarmayı hedefliyor. Honda Baş Sorumlusu Katsuto Hayashi, yaptığı açıklamada “Hedef hala 2050 yılına kadar karbon nötr olmak, ancak hibritlere olan talep öngörülebilir gelecekte yüksek kalacak” dedi ve ekledi: “Bu büyümenin çoğunun Kuzey Amerika'da gerçekleştiğini görüyoruz.”