Hibrit işlemciler ekran kartlarının sonu mu?
Hibrit işlemciler ekran kartlarının sonunu mu getirecek? Merak ediyorsanız, cavabı makalemizde...
AMD'nin uzun zamandır merakla beklenen Fusion işlemcilerin ilk dalgasını oluşturan hibrit işlemciler bu yılın başında piyasaya çıktı. Bu işlemcilerden birisi olan AMD E-350, Asus'un E35M1-M PRO anakartıyla birlikte kullanıma sunuldu. Düşük güç tüketimli HTPC çözümü olarak sunulan anakart, AMD E-350 isimli hibrit işlemciyle birlikte geliyor.
Intel'in ilk dalga hibrit işlemcilerinde olduğu gibi, AMD de ilk Fusion işlemcilerinde sadece netbook ve HTPC gibi sistemleri hedefleyerek dikkatli bir giriş yapıyor. Intel'de düşük performanslı grafik çekirdeğini, Atom işlemcilerle birleştirerek oluşturduğu Pine Trail işlemcileriyle hibrit işlemci dünyasına netbooklarla giriş yapmayı tercih etmişti.
AMD, bu işlemcisinde kullandığı Bobcat çekirdeğini geliştirmeye devam ediyor ve geliştirilmiş Bobcat çekirdeklerini kullanan ikinci nesil Fusion işlemcilerini 2012'nin ilk yarısında kullanıma sunmayı planlıyor.
Bunun yanında Fusion ailesini bu yıl içinde de genişletmeye devam edecek olan AMD, giriş seviyesi masaüstü sistemleri hedefleyen 65 ve 100 W güç tüketimine sahip Liano kod adlı işlemcilerini piyasaya sürecek.
Hibrit işlemciler aramızda...
Intel, hibrit işlemci teknolojisini, geçtiğimiz yıl içinde giriş seviyesi işlemcilerine taşıyarak AMD'den önce davrandı. Önce Arrandale ile giriş seviyesi ve mobil sistemleri hibrit işlemci teknolojisiyle tanıştıran Intel, üst seviye sistemlereyse Sandy Bridge işlemcileriyle bu yıl giriş yaptı.
Sandy Bridge'ın Ocak ayında düzenlenen CES fuarında yaptığı görkemli başlangıç, ilk seri anakartların geri çağırılmasıyla biraz sarsılsa da Intel, Sandy Bridge'ın yakaladığı başarıdan memnun görünüyor.
Nehalem mimarisinden daha ucuz ve hızlı olan Sandy Bridge, entegre grafik birimiyle, ağır çoklu ortam yükünün altından başarıyla kalkıyor.
İlk hibrit işlemciler, mobil platformlar için bağımsız grafik kartlarını gereksiz kılsa da, PC kullanıcıları için vasat sayılacak bir grafik performansı sunuyorlar. Entegre grafik çözümleri ne zaman oyunlarla baş edebilir seviyeye ulaşır bilinmez ama PC oyuncuları için, ekran kartları daha uzunca bir süre ihtiyaç olarak kalmaya devam edecek görünüyor.
20 yıldan uzun bir sürenin ardından, işlemci mimarisindeki en köklü değişimin sonucu olan hibrit işlemcilerle tanışmamız henüz yeni olsa da ne olduklarını uzun yıllardır biliyoruz. AMD, Fusion platformunu ilk kez 2006 yılında duyurmuştu. Intel ise yaklaşık bir yıl sonra yol haritasına hibrit işlemcileri almıştı.
Hibrit işlemcilerin avantajları...
Hibrit işlemcilerin, sıradan işlemcilere göre üç önemli avantajı var. Bunlardan ilki, ayrı ayrı işlemci ve ekran kartı aldığınızda, ekran kartındaki dahili yongalar gibi çeşitli maliyet artırıcı unsurlar nedeniyle daha fazla para ödemeniz gerekiyor olması.
İkinci önemli avantaj ise, hibrit işlemcilerin düşük güç tüketimine sahip olmaları. Öyle ki, şimdiye dek gördüğümüz ve önümüzdeki yıl göreceğimiz hibrit işlemciler, işlemci ve ekran kartını bir araya getiren yapılarına rağmen, güç tüketimleri tek başına bir ekran kartı veya işlemcinin tüketim seviyesinde.
Hibrit işlemcilerin, göze çarpan son avantajıysa, tek bir yonga kullanılmasının performans üzerindeki etkisi oluyor. İşlemci ve entegre grafik birimi arasındaki iletişim gecikmesinin asgari seviyelerde olması, video düzenleme gibi çoklu ortam görevlerindeki performans artışını da beraberinde getiriyor.
Elbette tüm bu avantajlar, entegre grafik birimini kullanıyor olmanız durumunda geçerli. Ancak hibrit işlemcilerin grafik performansının vasat seviyelerde kalıyor olması, oyun severlerin tüm bu avantajlardan faydalanamayacağı anlamına gelmiyor.
Hâlihazırda, bu teknolojiyi destekleyen yonga setine sahip taşınabilir bilgisayarlar, hibrit grafik birimi ve ekran kartı arasında geçiş yapma olanağı sunuyorlar. Böylece gelişmiş grafik işlevlerine ihtiyaç duymadığınız zamanlar, entegre grafik birimine geçerek güç tasarrufunda bulunabiliyorsunuz.
Tüm bu güç tasarrufu ve sessizlik avantajlarına rağmen bu geçiş teknolojisi, ne yazık ki şu an için sadece taşınabilir bilgisayarlarda sunuluyor.
Entegre grafik birimleri...
Gelelim, hibrit işlemcilerdeki entegre grafik birimlerinin detaylarına. Sandy Bridge, Intel'in bugüne kadarki en iyi grafik işlemcisi olan HD3000 grafik çekirdeğini barındırıyor.
Yüksek çözünürlüklü video oynatma ve kodlama konusunda oldukça başarılı olan HD3000, DirectX 10.1 ve OpenGL 2.0'ı destekliyor. Bu durum, Sandy Bridge işlemcisine sahip olduğunuzda, hemen hemen tüm grafik hızlandırma teknolojilerine de sahip olacağınız anlamına geliyor.
Asıl sorun, grafik işlemciler söz konusu olduğunda Intel'in her zaman geriden gelmesi oluyor. Intel, sürücü desteği konusunda hala Vista döneminde kalmış görünüyor. Linux söz konusu olduğundaysa, Sandy Bridge'de kullanılan entegre grafik birimi için, şu anda hiçbir sürücü desteği bulunmuyor.
Fusion işlemcilerindeyse, DirectX 11 destekli, HD6000 serisi grafik çekirdeği kullanılıyor. Bu da, Linux ve Windows 7 için tam desteğe sahip olacağınız anlamına geliyor.
Karşılaştırma yaptığımızdaysa, Sandy Bridge işlemcilerinin, AVX desteğiyle video işleme gibi işlemleri daha hızlı yapabildiğini görüyoruz. AMD cephesindeyse, bu özelliğe bu yılın ortalarında piyasaya çıkacak Bulldozer çekirdekli Fusion işlemcileriyle birlikte kavuşacağız.
Oyun performansı...
Tüm bu teknik detayları bir kenara bırakıp oyun oynamak isteyenlerdenseniz, işlemcilerin oyun performansına bir göz atalım. Intel'in en iyi grafik birimi olan HD3000, ilk bakışta oyun için yeterli görünebilir. Ancak, grafik detaylarından feragat etmeye hazır değilseniz, giriş seviyesindeki performansı sizi çok da memnun etmeyecektir.
AMD cephesinde de işler çok farklı görünmüyor. Önümüzdeki aylarda çıkacak olan Fusion işlemciler, daha iyi grafik birimleriyle gelecekler ve grafik performanslarının HD 6450 seviyesinde olması bekleniyor.
Oyun yapımcıları açısından baktığımızdaysa, hibrit işlemcileri fazlasıyla olumlu karşıladıklarını görüyoruz. Bazı oyun firmaları desteklerini daha ileri götürerek, Sandy Bridge işlemcisinin, oyunlarının minimum grafik ihtiyacını karşıladığını açıkladılar. Bu oyunlardan bazıları: Shogun 2 ve Operation Flashpoint: Red River.
Hibrit işlemcilerin potansiyelini gören oyun firmaları, bu işlemcileri kullanan taşınabilir bilgisayar kullanıcılarını da müşterileri arasına katmayı hedefliyor. İlerleyen dönemde hibrit işlemcilerden daha iyi oyun performansı görebiliriz, ancak şimdilik, ekran kartlarından vazgeçmek için erken görünüyor.
Ekran kartlarının sonu mu?
Uzun yıllardır beklenen hibrit işlemcilerin grafik performansı sizi hayal kırıklığına uğratabilir. Ancak hibrit işlemcilerin, henüz emekleme çağında olduğunu unutmamakta fayda var.
Ekran kartı pazarındaysa, Nvidia ve AMD'nin performans savaşı tüm hızıyla devam ediyor ve Intel'in hibrit Arrendale işlemcileri geçen yılın başlarında piyasaya çıkmış olmasına rağmen, her iki şirket de 2010 yılını, önceki yıllarından daha kârlı kapattılar.
Bu yılda da, masaüstü sistemler için durum çok değişecek gibi görünmüyor. Taşınabilir bilgisayarlar içinse, geçen yıl başlayan değişim artarak devam edecek görünüyor. Giriş seviyesi laptoplar ve netbooklar hibrit işlemcilerin grafik çözümüyle sunulurken, performans odaklı laptoplar hibrit işlemcilerin yanında, ek ekran kartlarıyla birlikte gelmeye devam edecek.
Hibrit işlemciler, önümüzdeki birkaç yıl içinde, bağımsız ekran kartlarını bir ihtiyaç olmaktan çıkarıp, ekstra donanımlar haline getirecek performansa kavuşabilirler. Ancak hibrit işlemcilerin grafik performansı ne kadar iyileşirse iyileşsin, ekran kartları her zaman hayatımızda olmaya ve daha iyi grafik sunmak için küçük bir servet istemeye devam edecekler.