Harold Halibut İncelemesi – Geliştirilmesi 12 yıl süren oyun!
2024'ün en iyi bağımsızlarından biri olmaya aday bir stop-motion bilimkurgu macerası: Harold Halibut mercek altında...
Dream Machine, Dark Eye, Neverhood ve Armikrog... Tadı damağımızda kalan, kil kullanılarak yapılan stop-motion oyunlardan aklımızda kalanlar bunlar. Oyunlarda kullanılan görsel sanatlar içinde çok az şey stop-motion animasyonlar kadar emek istiyor. Bilgisayar grafiklerinin yavan sterilliği tartışılmaz bir sektör kuralı haline gelmişken, el işçiliğine, geleneksel sanatçıların duyarlılığına dayanan elle modellemeden yararlanan film ve oyunlara giderek daha az rastlanıyor. Saniyede oluşturulan kareler ne kadar fazla ise o kadar değerli sayıldığı günümüzde; kare kare, fotoğraf fotoğraf ilerlemek, sadece estetik kalitesi nedeniyle değil, pratik uygulanabilirliği nedeniyle de yavaş yavaş demode hale geliyor. Ancak istisnalar da yok değil. Harold Halibut, bu türün en son örneği. Aslında geliştirilmesi bu türün halen popüler olduğu 12 yıl önce başlamıştı. Şimdi olsa başlarlar mıydı bilemiyoruz. Ama iyi ki de bitirmişler diyebiliriz.
Harold Halibut’un bu uzun geliştirme sürecinin bedeli oyunun her karesine damgasını vuruyor. Asırlık "kil animasyonu" tekniğini birçoğumuzun günlük hayatına ürkütücü derecede benzeyen fütüristik bir olay örgüsü yaratmak için kullanıyor. Bu sadece karakterlerin, nesnelerin ve manzaranın kusursuz dokusunda değil, aynı zamanda ve her şeyden önce aksiyonun zamanlamasında ve hikâyenin hızında da kendini belli ediyor. Oyuna adını veren Harold, tanınmış bir bilim insanı için çalışan, büyük yetenekleri olmayan diğerleri gibi sıradan bir vatandaş. Sessiz, rutin hayatını yaşıyor, davranış cezaları, evcil hayvanları besleme ihtiyacı arasında her gün hayatına devam ediyor ve sonunda her şeyi tekrar yapmak için bir sonraki güne uyanıyor. Fedora 1 adlı bir uzay istasyonunda, çöküşün eşiğindeki Dünya gezegeninden kaçan bir grup insanla birlikte yabancı bir gezegende bir su altı şehrinde yaşıyor.
Teknoloji şirketi yönetimi ele geçirirse…
Büyük kaçıştan bu yana yaklaşık 250 yıl geçmiş ve türümüzden geriye
kalanlar artık ana gezegenden uzak bir bölgede; dünyadan kaçmak
için kurulmuş ancak daha sonradan iktidarını ilan etmiş ve şimdi de
karakterimizin yaşadığı koloniyi sert kurallarla yöneten bir mega
şirket olan All Water Company’nin baskısı altında yaşıyor. Eğer bu
senaryonun size çok tanıdık geldiğini düşünüyorsanız, bunun nedeni
benzer bir distopik geleceği ele alan Pixar/Disney animasyonu
Wall-E'de gösterilenlerle büyük benzerlikler taşıyor olması
olabilir. Tek farkı, burada insanlar hala fiziksel olarak iyi
durumda. Animasyon filmin daha hafif, daha iyimser tonunun aksine
oyun, Aardman'ın yapımlarının masumiyeti ile George Orwell'in 1984
gibi eserlerinin sertliği arasında gidip gelen bir yapıya
sahip.
Aslen bir macera oyunu olan Harold Halibut, keşif ağırlıklı olmasının yanı sıra bazı çok özel bulmaca ve problem çözme unsurlarına da sahip. Ancak, bu yolculuğun asıl can alıcı noktası hikâyede yatıyor. Sıradan bir insanı, normallik olarak anladığından biraz farklı bir yaratıkla karşılaşmak gibi alışılmadık bir durumla karşı karşıya bırakan bu yenilik, bizleri, yaşamanın tek yolu gibi görünen şeyin ötesinde, hayatın anlamı gibi eski güzel bir soruna bile değinen düşüncelere sevk edecek daha önce düşünülemeyen sorulara yönlendirme potansiyeline de sahip.
İyi bir hikaye, etkileyici yan karakterler
Bu nedenle, 10 saatten biraz fazla süren ana hikayenin tüm
dinamiği, kahramanımızın üstlendiği görevlere ve eylemlere, her
şeyden önce de mekanın diğer sakinleriyle deneyim alışverişine
dayanıyor. Geliştiriciler, kahramanımla doğrudan veya dolaylı
olarak bağlantılı bir şeyler sunan her biri beklenmedik, farklı
kişilikler ve benzersiz ve NPC karakterler yaratmaya büyük özen
göstermişler. Oyunun ilk yarısında komşularımızı ve arkadaşlarımızı
önemsemeyi öğreniyoruz, böylece sonraki her şey daha da fazla
ağırlık ve anlam taşıyor.
Tam da bu nedenle Harold Halibut her tür oyuncuya göre olmayabilir. Bu konuda uyaralım. Çarpıcı sanat tarzıyla büyülendikten sonra, oyun modeli haritadaki bir noktadan diğerine çok fazla yürümeyi gerektiriyor ve sizi hikâyeyi oldukça yavaş bir şekilde ilerletiyor. Bu nedenle, çoğu zaman ya birinle sohbet ediyoruz ya da etrafta dolaşıyor, keşfediyor, istasyonun karmaşık ve ultra-aşamalı ulaşım sisteminde yollar ve yeni kapılar arıyoruz. Bu da gerçek aksiyon açısından burada görülecek ve deneyimlenecek çok az şey olduğu anlamına geliyor.
Türk dizileri her yerde, hatta uzayda!
Neyse ki, kahramanımızın gerçekleştirebileceği bazı ilginç ve
farklı eylemler de yok değil. Örneğin bir duvarı temizlemeniz veya
zorlu bir kayak pistinden aşağı inmek gibi… Hatta İstasyonun atari
salonunda, mini oyunlarda iyi vakit geçirmek de mümkün. Su altı
şehrinin en popüler TV dizisinin Sonsuz Aşk adında bir Türk dizisi
olması ise tam bir sürpriz oldu. Oynarken TV’den yükselen Türkçe
konuşmalar duyarsanız şaşırmayın. Spoiler olmaması için
belirtmeyeceğim ama etkileşim söz konusu olduğunda, çokça olmasalar
da rutini kırmaya yardımcı olan birkaç farklı bölüm de karşınıza
çıkacak. Bununla birlikte, benzer önerilere sahip diğer oyunların
aksine Harold Halibut'ın biraz dengesiz bir temposu var ve zaman
zaman bazı yan olaylar gereksiz derecede uzun tutulmuş. Ya çoğu iyi
yazılmış olsa da ağır ve açıklayıcı diyaloglar ya da bir ilgi
noktası ile diğeri arasındaki mesafe nedeniyle biraz yorucu
olabiliyor.
Doğal bir görevlendirme sistemine sahip
Aynı zamanda, eylemler ve görevler zinciri oyunun en iyi
yönlerinden biri ve yapılacaklar listemize neredeyse organik olarak
ekleniyorlar. Hatta çoğu durumda, sadece doğal keşif ve ara sıra
merak yoluyla, bazıları ikincil olan görevlerin çoğu, neredeyse
otomatik olarak tamamlanmış oluyor. Oyun çok geniş bir alana
yayılmayarak, olağan olanın güzelliğine, fark yaratan ayrıntılara
yer açıyor. Çevre zengin ve son derece ayrıntılı. Platform tarzı
bir şeyleri kaçırmamıza neden olabilse de, diyalog bölümleri iyi
yönlendirilmiş. Ancak sofistike kamera hareketleri ya da daha cesur
kadrajlar olmadığında, kurgu tekdüzeliğe düşebiliyor ve daha
dramatik bir sahnenin gerektiği anlarda biraz basit kalabiliyor.
Her ne kadar kalite ve mükemmellik seviyesine ulaşmış olsa da,
gözden kaçmayacak bazı ufak kusurlar da yok değil. Ancak bunlar
oynayışı çok etkilemiyor. Genel olarak, mekanın inşası ve yönetimi
çok işlevsel, kontrollerin kasıtlı olarak geciktirilmiş tepkisi de
öyle, bu da sahnedeki karakterlere ve nesnelere bir ağırlık ve
maddesellik hissi veriyor.
Harold Halibut en hafif deyimle ilginç. Bizi mavi taşlar, bilimsel deneyler ve uzaklardan gelen beklenmedik bir mesajı içeren bir komplo planının ortasına habersizce bırakırken, ayrılmış bir çifti barıştırmak ya da bir aktör arkadaşının dünya edebiyatını yeniden keşfetmesine destek olmak gibi küçük, son derece insani yan görevler de bulunuyor ve bunlar ana görevlerin önüne geçmek yerine onlara anlam katan şeyler. Çünkü sessiz vatandaşlarımızın kendilerine sorgusuz sualsiz dayatılan kurallara nasıl tepki verdiklerini düşünmelerini sağlarken bir aidiyet duygusu inşa ediyorlar.
Sonuç
Harold Halibut, dünyaya müdahale etme mekanikleri söz konusu
olduğunda en yenilikçi oyun olmayabilir ve anlatının ritminde
birkaç aksaklık olabilir, ancak güçlü hikayesi ve muhteşem sanatsal
tarzının toplamının onu son zamanların en karşı konulmaz
oyunlarından biri haline getirdiği inkar edilemez. Xbox Game Pass
ile ilk günden tamamen ücretsiz bir şekilde erişilebilir olması ise
denememek için bahaneniz de kalmıyor. Üstelik Türkçe altyazı
desteği de var. Kaçırmayın deriz.
80
Yapımcı
Slow Bros.
Geliştirici
Slow Bros.
Platform
Xbox Series
S/X, PC, PS5
Tür
Macera
Web
https://slow-bros.com/harold-halibut