Google Glass'ı denedik!
Google Glass'ı Google'ın I/O etkinliğinde denedik! İşte tecrübelerimiz ve ilk yorumlarımız...
Şu an
Google Glass'a sahip olan kullanıcıların
sayısı oldukça kısıtlı. Google'ın belirli sayıda dağıttığı
giyilebilir bilgisayarı, çoğumuzun merak ettiği cihazlar arasında.
San Francisco'daki Google I/O etkinliğinde
Glass'lı birçok kişiye rastladık. Bu arada gözlüğü elimize alıp
deneme şansımız da oldu. İşte Glass ile ilk deneyimimiz.
Glass'ı gözünüze takmak...
Google Glass'ı giymeden önce onları tıpkı normal gözlükler gibi
ayarlamanız gerekiyor. Genellikle burun kısmını
ayarlamanız gerekiyor, çünkü Glass'ın titanyum şeridinin göz
çizginizin biraz üstünde durması gerekiyor.
Dikdörtgen şeklindeki ekran, gözünüzün biraz üstünde duruyor.
Ekrana bakmak için bir miktar yukarı bakmanız gerekiyor, bu sayede
Glass görüş açınızı kısıtlamıyor.
Glass'ın iyi bir yanı, giydiğiniz sürece onu kullanmasanız bile
sizi rahatsız etmiyor olması. Glass'ın ekranı kullanılmadığında
hemen sönük hale geliyor, kullanırken etrafınızı
görmenize engel olmuyor. Size garip ve meraklı gözlerle bakanlar
dışında, onu giydiğinizi unutmanız oldukça kolay.
Glass'ı çalıştırmak için...
Glass'ı çalıştırmak için...
Google Glass'ı açmak için iç tarafında bulunan
düğmeye basmanız gerekiyor. Glass gözünüzdeyken bu
düğmeye kolayca ulaşamıyorsunuz, bu nedenle en iyisi onu gözünüzde
değilken açmak.
Kullanılmadığında uyku moduna geçen Glass'ı kafanızı sallayarak
uyandırabiliyorsunuz. Böylece Glass sadece güç tasarrufu yapmış
olmuyor, aynı zamanda bilgiye ihtiyacınız olmadığında görüşünüzü
kalabalıklaştırmıyor.
Cihazın üzerinde onu şarj etmek için bir microUSB
portu bulunuyor.
"OK, Glass!"
Google Glass'ın arayüzü, Android 4.1 ve sonrasında bulunan Google
Now'a oldukça benziyor. Ana ekranda "OK
Glass" diyerek cihazın sizi dinlemeye başlamasını
sağlıyorsunuz. Bu komutu verdiğinizde verebileceğiniz diğer
komutların bir listesini görüyorsunuz.
Google Now kartları, son aramalarınızla ilgili bilgiler gösteriyor.
Bu bilgiler oldukça sadeler. Siyah arka plan üzerinde gösterilen
beyaz bir metinden bahsediyoruz. Bu metne bazen bir
görsel eşlik edebiliyor. Gözlükle yakındaki
restoranlara, son yakaladığımız fotoğraflara ve videolara bakmayı
denedik. Tüm bunları gözlüğünüzün sağ tarafındaki touchpad'e
parmağınızı sürerek yapabiliyorsunuz. Seçim yapmak için touchpad'e
dokunmanız da mümkün.
Cebinizin bir uzantısı niteliğinde
Google Glass kendi depolama alanına (denediğimiz Glass 12GB'lık
alana sahipti), Wi-Fi bağlantısına, GPS ve bir işlemciye sahip olsa
da en iyi akıllı cebinizle beraber çalışıyor.
Bluetooth ile Android'li cebinizle
eşleştirebildiğiniz Glass, bu şekilde metin mesajları gönderip
alabiliyor. Bu ise Glass'ı giyilebilir bir bilgisayardan çok, iyi
bir hands-free cihazı haline getiriyor.
Glass, sizinle konuşabiliyor
Glass, sizinle konuşabiliyor
Google Glass'ın sağ kulağınızın üstündeki küçük hoparlörü,
kulağınıza kelimeler fısıldayabiliyor. Google temsilcileri, bu
hoparlörü "kemik titreten hoparlör"
olarak tanıtsa da yanınızda duran birinin Glass'tan çıkan sesleri
duyması mümkün.
Glass'a ABD başkanının kim olduğunu sorduğumuzda cihaz bizi Barrack
Obama'nın biyografisiyle karşıladı. Kalabalık ortamda Glass'ı
duymakta zorlandık, ancak sakin bir odadaki denememizde Glass'ı
gayet rahat bir biçimde duyabildik.
Gözetlemek o kadar kolay değil
Google, şakayla karışık Glass'ın gözetlemek için hiç de uygun bir
teknoloji olmayacağını söylüyor. Örneğin Glass'ı kullanırken cihaz
parlıyor, fotoğraf çekmek için "take a picture" gibi sesli
komutlar vermeniz gerekiyor. Bu sayede etrafınızdakiler, ne
yaptığınızdan haberdar oluyorlar.
Buna ek olarak Glass'ı kullanırken yukarı bakmak zorunda
olduğunuzdan, onu gizlice kullanmanız ve kopya
çekmeniz veya arkadaşlarınızı dinlermiş gibi yapıp spor
haberlerini okumanız pek mümkün olmuyor.
Bunun dışında Glass'ın sandığımızdan çok daha sade bir deneyim
sunduğunu söylemeliyiz. Glass'ı giydiğinizde dünyayı FPS
oyunlarındaki gibi bir "HUD" beraberinde
görmeyi beklemeyin. Örneğin GPS işlevi, aynı
cebinizdeki Google Maps gibi çalışıyor ve mavi bir ok ile
bulunduğunuz yeri gösteriyor.
Uygulama sayısı şimdilik az
Uygulama sayısı şimdilik az
I/O konferansında tanıtılan Google Glass, bir prototip olduğundan
şu an çok fazla işlev sunmuyor. Facebook, Twitter
gibi birkaç uygulama yolda, ancak Glass şimdilik işe yarar bir
cihaz olmaktan çok, potansiyel sahibi bir teknoloji gibi
duruyor.
Arayüzün kullanımının da çok sezgisel olduğunu söyleyemeyiz.
Özellikle Google Now kartları arasında geçiş yapmak
touchpad'i kullanırken, aradığınızı bulana kadar
kaydırmanız gerekiyor. Glass'a yeniden bir soru sormak, kartlar
arasında kaybolmaktan daha kolay görünüyor.
Google Glass hakkında ilk yorumumuz
Google Glass'ın yenilikçi bir teknoloji olduğunu inkar edemeyiz.
Ancak ortalama kullanıcının hayatını değiştirmeyi başarıp
başaramayacağı bizce şüpheli. Glass'ın mühendislik, ameliyat gibi
belirli alanlarda işe yarayacağını düşünüyoruz, ancak normal
kullanıcılar onu dikkat dağıtıcı bulabilir.
Yemek yaparken, evinizi temizlerken veya araba sürerken bilgilere
elinizi kullanmadan, kolayca ulaşmak hepimizin hayali. Ancak bunun
için etrafımızdakilerin ilgisini çeken bir gözlük
giymemiz gerekiyor.
Glass, 2014'te herkesin kullanımına hazır olacak. Piyasaya
sürüldüğünde birilerinin hayatını değiştireceği kesin, ancak
hepimizin hayatını değiştirmesi biraz zor görünüyor.