Gelecekten gelen projeler!
Google, IBM, Microsoft ve Intel'in, geleceği şekillendiren çok özel çalışmalarını bir araya getirdik
Yıl MS 2210. Enerji bol durumda olduğu için yemek sorunu yok. Doğru genetik kodlar tetiklenebildiği için insanlığın hastalık sorunu kalmamış durumda. Geo-mühendislik sayesinde küresel ısınmanın önüne geçilmiş.
Eğer Hollywood senaristlerinin insanların maymunlarla veya insan üretimi virüslerle savaştığı kehanetleri gerçekleşirse, bu gelecek ile asla karşılaşmayabiliriz. Ancak bu distopyaların dışında gelecek ütopyaları da bulunmakta. Günümüzün teknoloji devleri de, bu ütopyaların gerçekleşmesine yardımcı olabilecek pek çok proje üzerinde çalışmaktalar.
Bu yazımızda, Google, IBM, Microsoft ve Intel'in, daha güzel bir gelecek için bugün üzerinde çalıştıkları teknolojilerden bahsedeceğiz...
Neredeyse tüm gelirini reklamlardan kazanan bir şirketin geleceğimiz için çalışıyor olması korkunç bir fikir olabilir. Ancak Google'ın kötü olmadığını düşünürsek, bu korku bizi terk edebiliyor. Her ne kadar bu korku, Boston Dynamics gibi yeni bir robot firmasının Google tarafından satın alındığı duyurulduğunda tekrar ortaya çıksa da, kabul etmek gerekiyor ki kimse Google kadar umut sunmuyor.
Robot savaşçılar, geleceğin ilgi çeken özelliklerinden biri olabilir. Ancak Google'ın geliştirmekte olduğu diğer bazı ilginç projeler de bulunmakta. Project Tango ve Deep Learning gibi...
Google'ın Project Tango'su
Tango Projesi, bir artırılmış gerçeklik projesi ve Google'ın Gelişmiş Teknoloji ve Projeler (ATAP) grubu tarafından geliştirilmekte. Bu proje, çevremizdeki üç boyutlu mekanla etkileşim biçimimizi değiştirerek, robotik dünyası için yeni bir devri başlatabilir. Gelecekteki akıllı telefonlar, gelişmiş görüş yetenekleri ile sunulup, herkesin çevrelerindeki üç boyutlu dünyayı haritalamalarına imkan tanıyabilirler. Bu durum, "sivil fotoğrafçılar" için bir sonraki en üst adım olabilir.
Bilgisayar görüşü, yeni bir alan değil. Ancak Project Tango, bu alanı akıllı telefonlara getirerek çok daha kolay bir şekilde ulaşılabilir olması sözünü veriyor. Cep telefonlarının bu yeteneğe kavuşması ise, bir grup algılayıcı ve Mantis Vision'ın MV4D teknolojisi ile sağlanacak.
Bir Project Tango Tablet Development Kit'i yayınlanmış durumda ve LG'nin önümüzdeki yıl bu projeyi bizlere sunma ihtimali bulunuyor.
Detaylı uydu fotoğrafları ve Google Maps, şimdiden GPS yardımı ile yaptığımız gezintileri oldukça kolaylaştırmış durumda. Bu etkiyi Project Tango ölçeğine çektiğinizde ise daha pek çok farklı avantaj karşınıza çıkıyor. Bu yöntem ile, alışverişleriniz çok daha kolay olabilir ve aradığınız bir ürünün tam olarak hangi rafta olduğunu dahi bulabilirsiniz. Ayrıca, Project Tango ile beraber droneların acil yardım çağrılarında çok daha etkili bir şekilde kullanılabilmeleri mümkün olmakta. Sürücüsüz araçlarda da büyük bir atlama yaşanabilir ve bu teknolojinin bir kısmı zaten kullanılmakta. Ayrıca, görme engellilerin yararına olan kullanım biçimleri de gayet bariz bir şekilde ortada.
Ancak, bu konuda hayal kurmak adına Google, bazı fikirleri ortaya atmakta. Örneğin, en sevdiğiniz oyun karakteri ile evinizde saklambaç oynayabilir veya koridorlarınızı ağaçlı yollara çevirebilirsiniz. Ya da evinizde kendi minyatür ordunuz ile bir strateji savaş oyunu oynamanız, dünya üzerindeki fiziksel mekanlara gizli dijital hazineler saklamanız mümkün olabilir...
Google'ın Deep Learning projesi
650 milyon dolarlık DeepMind firması, Google için finansal anlamda bozuk para gibi gözükebilir. Ancak firmanın ve Deep Learning araştırmasının Google'a geçmesi ile beraber, dünyaya büyük bir değişimin getirilmesi mümkün olabilir. Deep Learning, makine öğrenimini, yapay zekaya yakın bir seviyeye getirmeye çalışmakta. Makine öğreniminin aksine, Deep Learning'de bir denetleme sistemi bulunmamakta. Tabii ki bu seviyeye ulaşmamız için önümüzde daha çok yol bulunuyor.
DeepMind, bir Neural Turing makinesi üzerinde çalışıyor ve bu makine, bilgileri kendi başına depolayabilecek ve hatırlayabilecek. NTM, insan beyninin öğrenmek ve uyum sağlamak için kullandığı sinir ağlarını kopyalamayı hedeflemekte.
Deep Learning'te gerçekleşecek gelişimler, robotların daha bilinçli varlıklara dönüşmesini sağlayabilirler. Bu durum, kontrolsüz eğitim ile beraber oldukça yıkıcı bir şey olabilecekken, aynı zamanda bilgisayarınızla satranç oynarken, onunla konuşmanızı da sağlayabilir.
Şimdiden Google Now ve Siri'de Deep Learning'in bir çeşidini görmekteyiz. Doğal dil işlemi, araştırmanın yapıldığı ana alanı oluşturmakta. Ancak gelecekte, Deep Learning, çok daha zeki algoritmaların önemli bir kısmı olacak ve hayatımıza işlenmiş pek çok noktada devreye girebilecek.
IBM'den "yok olan kaynaklar"
1920'lerin başlarından itibaren, International Business Machines Corporation (IBM) geleceği inşa etmekte her zaman payı olan firmalardan biri oldu. IBM, ardı ardına 20 yıl boyunca ABD'de en fazla patent verilen firma oldu ve halen en baştaki yerlerini korumaktalar.
Yok olan Programlanabilir Kaynaklar
IBM bu yılın başlarında, kendini yok edebilen bir sınıf teknolojiyi geliştirmek için ilk adımını attı. DARPA, "yok olabilen" veya kontrollü bir şekilde işlevsiz kılınabilen kaynak çağrısında bulundu. Bu teknolojinin askeri amaçlı ve hassas ortamlardaki kullanımları oldukça bariz bir şekilde gözükmekte.
IBM, bir radyo sinyali ile kendini yok edebilen CMOS mikroçipleri üzerinde çalışmakta. Böylelikle de bu çiplerin düşman eline geçmesi engellenmiş oluyor. ABD ordusu, bu mikroçipleri var olan pek çok gömülü sistemin bir parçası haline getirebilir.
Eğer "Görevimiz Tehlike" film serisini veya benzer başka bir seriyi izlediyseniz, bu teknolojinin getirebileceği imkanların bir kısmını tahmin edebilirsiniz. Ayrıca, bu teknoloji ile beraber sivil hayatta da pek çok işlem çok daha kolay gerçekleştirilebilir.
Pek çok ameliyat öncesi işlem, yok olabilen biyoalgılayıcılar ile beraber çok daha kolay bir şekilde gerçekleşebilir. Damarlarınızda gezen biyolojik algılayıcılar, doktorunuz için gerekli verileri toplayabilir ve daha sonra size hiçbir zarar vermeden kendilerini yok edebilirler. Bir başka kullanım imkanı da çevreye verilen zararları onarmak (petrol atıklarının temizlenmesi gibi) amacını taşıyabilir.
Microsoft'un yaşayan odaları
Microsoft, zaten geleceği yarattığını düşündüğü bir anda hayatımıza internet girdi. Ve ardından da Google... İşte o an, Redmond'lu firma çok daha fazasını yapmak zorunda olduğunu fark etti. Ve bugün çalışmalar meyvelerini veriyor; Microsoft'un gelecek görüşü göz kamaştırmaya devam ediyor.
RoomAlive
RoomAlive, Microsoft'un 2013'te tanıtımını yaptığı IllumiRoom'un bir uzantısı olarak karşımıza çıkıyor. Bu sanal gerçeklik projesi, Xbox oyun ortamınızı genişleterek bütün odaya yaymayı planlıyor. Bu teknoloji Kinect algılayıcısı, geniş görüş alanına sahip bir projektör ve bir bilgisayarı kullanıyor. Bu projektör kameralardan altı tanesi odayı kaplıyor. Ardından Kinect odanın bir haritasını oluşturuyor ve içerisindekini takip ediyor. Bu sırada ise olan olaylar odanın içerisine yansıtılıyor.
RoomAlive ve arkasındaki güçlendirilmiş gerçeklik teknolojisi, odanızda eğlenmeniz dışında başka görevleri de üstlenebilecek bir proje. Bu teknoloji ile beraber gerçekçi sanal ortamlar yaratılarak pek çok farklı etkileşim ortaya çıkartılabilir. Diğer etkileşimli araçların aksine, bu teknoloji ile beraber insanların eğlenirken koltuklarından kalkmaları sağlanabilir ve eğitim, sağlık ve hatta askeri eğitim konularında pek çok farklı kullanım şekli ortaya çıkabilir.
Intel'den Project Mobii
Firmanın The Tomorrow Project sitesi, bütün gelecek tasarımcılarının kullanabildikleri bir yaratımsal ortam. Gelecekteki pek çok proje ve fikrin buradaki diyaloglardan ortaya çıkması pek şaşırtıcı olmaz. Ayrıca, "her şeyin içinde Intel" fikrinin, firmanın gelecek planının büyük bir parçası olduğunu da söyleyebiliriz.
Project Mobii
Bu kısaltma açıldığı zaman Mobile Interior Imagining kelimelerine dönüşüyor. Intel ve Ford, sürücü ve araç arasında daha kişiselleşmiş ve akıcı bir etkileşim arayışında ortaklığa girişmiş durumdalar. Ford, bu durumu Intel'in etnografları, antropologları ve mühendisleri ile Ford'un araştırma mühendisleri arasında bir takım çalışması olarak görmekte.
Project Mobii, içeri bakan kameralar ve algılayıcıları kullanarak, araba sahibinin araba ile daha sezgisel bir boyutta yer alan sürücü desteği özellikleri kullanmasını sağlamayı planlıyor. Araştırma halen farklı teknolojilerin araç içerisindeki insanlarla nasıl etkileştiğini incelemekte. Gelecek için planlanan pek çok araba projesi dış kameraları kullanmakta. Project Mobii, araba ile "Internet of Things" fikrini birleştirmeyi istemekte. Bağlı akıllı telefonlar ve giyilebilir ürünler de bu projenin birer parçası olarak gözükmekteler.
Bu proje, yakın gelecekte karşımıza çıkacak arabaları yaratabilir. Bu ortak proje ile daha zeki bir araba ve daha iyi bir sürüş deneyimi yaratılmaya çalışılıyor. Yüz tanıma yazılımı ile daha güçlü bir kişiye özel kontrol biçimi yaratılabilir. Bu sistem ile, ailedeki farklı sürücülerin tercih ettikleri sürüş özellikleri, fazladan bir uğraş gerekmeden arabanın kendisi tarafından sağlanabilir. Ayrıca bu özellik ile sürücüsüz araçlara doğru yeni bir adım da atılabilir.
Çok yakın gelecekte, bu teknoloji büyük ihtimalle şerit desteği ve araç içi gösterim kontrolleri gibi sıradan sürüş özellikleri, ses ve hareket algılama teknolojileri ile çok daha fazla gelişecektir...