Efsane ismin son filmi Megalopolis, izleyiciler için alay konusu oldu

Francis Ford Coppola’nın son filmi Megalopolis, karmaşık ve başarısız bir tutku projesi olarak büyük beklentilere rağmen hem eleştirmenlerden, hem de izleyiciden ağır eleştiriler aldı. Yıldızlarla dolu kadrosu ve bütçesine rağmen, film, tuhaf sahneleri ve anlamsız diyaloglarıyla izleyicileri üzdü.

Francis Ford Coppola’nın kafa karıştırıcı ve birçok eleştirmene göre nesnel olarak başarısız olan tutku projesi Megalopolis, büyük bir karmaşaya yol açmış durumda. Yaklaşık 300 kez yeniden yazıldığı iddia edilen senaryosu ve garip sahneleriyle film, seyircilerin kafasında birçok soru işareti bırakıyor.

Örneğin, Adam Driver'ın karakterinin “O zaman kulübeye geri dön” repliğini söylediği ve başını ileri geri salladığı bir sahne, izleyicilerde derin bir hayal kırıklığı yaratmış. Bu tür sahneler, filmin genelinde olduğu gibi, izleyiciye "97 yaşında olup genç biriymiş gibi konuşmaya çalışan birini" izleme hissi veriyor ve çoğu zaman utanç verici anlar yaratıyor.

Yıldız Kadro ve İlginç Roller

Hollywood’un klasik kuralına göre, bir filmdeki yıldız sayısının artması, genellikle filmin kalitesine ters orantılıdır. Megalopolis de bu kuraldan kaçamamış gibi görünüyor. Adam Driver’ın yanı sıra Giancarlo Esposito, Nathalie Emmanuel, Aubrey Plaza, Shia LaBeouf, Jon Voight ve Laurence Fishburne gibi büyük isimlerin yer aldığı film, oyuncu kadrosunun zenginliğine rağmen beklentileri karşılayamıyor.

Filmin konusu ise en az kendisi kadar ilginç: Lionsgate, Megalopolis'i "hayali Modern Amerika'da geçen bir Roma destanı" olarak tanıttı. Esposito, New York’un bir tür kopyası olan New Rome'un açgözlü belediye başkanını canlandırıyor. Karşısında ise Adam Driver’ın canlandırdığı idealist mimar Cesar (evet, gerçekten) var. Cesar, geleceğin ütopik şehrini inşa etmek için Megalon adlı yeni bir yapı malzemesi icat etmiş.

Absürt Unsurlar ve Eleştiriler

Film boyunca seyirci, birbiri ardına gelen tuhaflıklarla karşılaşıyor. Tuhaf monologlar, dördüncü duvarın kırıldığı anlar, garip karakter isimleri (Aubrey Plaza’nın karakteri "Wow Platinum" gibi) ve hatta Adam Driver’ın zaman zaman kullandığı Foghorn Leghorn aksanı, izleyiciyi afallatıyor. Megalopolis, "bütçenizi nasıl harcayacağınızı bilmeden önce çok fazla ot içmişseniz yapacağınız bir film" olarak tanımlanacak kadar kaotik.

Sonuç olarak, 136 milyon dolarlık devasa bütçeye rağmen film, açılış haftasında yalnızca 4 milyon dolar gibi düşük bir gişe hasılatı elde etti. Bu da onu Argylle ve Madame Web gibi gişede başarısız olan filmler arasına soktu.

İzleyicilerin Tepkileri

Elbette internet bu duruma kayıtsız kalmadı. Bir izleyici, “Megalopolis’e çok güldüm, bazen bilerek kabul ediyorum,” diye yazarken, bir diğer izleyici ise, “Bebek kız olursa adını Sunny Hope koyacağız. Ve eğer erkek olursa, Francis. Bu On Yılın Uluyanı olmalı.” diyerek filmi alaya aldı.

The Guardian, Coppola'nın bir noktada daha geleneksel yeşil ekran çekimlerine yöneldiğini ve "Bize her zaman 'Bir Marvel filmi yapmak istemiyorum' derdi ama sonunda çektiği şey bu oldu," şeklinde bir kaynağın açıklamasına yer verdi. Rotten Tomatoes’da ise film %34 izleyici ve %49 eleştirmen puanına sahip.

Sonuç: Bir Efsanenin Düşüşü mü?

Megalopolis hakkında söylenecek çok fazla şey olmasa da, film objektif olarak kötü bulunuyor. The Godfather ve Apocalypse Now gibi başyapıtların yönetmeni Coppola’nın, bu denli başıboş ve dağınık bir filmi vizyona sokması izleyiciler için tam bir hayal kırıklığı oldu. Ne yazık ki, böylesine büyük bir yönetmenin son filmi, neredeyse boş salonlarda gösterilen bir karmaşa olarak tarihe geçecek.

Sonraki Haber

Forum