Gerçek mi, yalan mı? Dev çekirge fotoğraflarının arkasında yatan sır ne?

Bir döneme damga vuran dev çekirge fotoğrafları gerçek mi? Kısa süre önce Dünya'da gerçekten dev gibi çekirgeler mi yaşıyordu?

1930'larda ABD - Montana'da ortaya çıkan dev çekirgelerle ilgili bir söylenti, uzun zamandır varlığını koruyor. Devasa bir çekirgeyi tutan bir adamın siyah beyaz bir fotoğrafı bu efsanenin kaynağı gibi gözüküyor. Ancak bu dev çekirge, bir metre uzunluğundaki böceklerin hayranlarını üzecek bir şekilde gerçek değil. Aksine, ilginç bir şekilde düzenlenmiş bir grup çekirge kartpostalından yalnızca biri.

Fotoğrafın gerçek olmadığını bilinmesin sebeplerinden biri, dev çekirgenin gölgesinin olmaması. Devasa çekirgeler kartpostal dünyasında trend olması garip bir şey gibi görünse de, Kansas Tarih Derneği'nin yazdığına göre, 1930'larda fotoğrafçı Frank D “Pop” Conard tarafından görülen bir sürünün ardından büyük bir popülerlik kazandılar.

Hopper Whoppers” adı ile bilinen bu sahte fotoğraf çılgınlığı, araba çeken, trenleri durduran ve insanlarla savaşıyormuş gibi görünen çekirge fotoğrafları üzerinde yoğunlaşıyordu. Ancak bu canlılar asla gerçek olmadılar. Bundan emin olmamızın bir nedeni de yaklaşık 252 milyon yıl önceki Büyük Ölüm'e kadar uzanıyor.

1930'ların dev çekirge çılgınlığından kalan 2 farklı kare.

Eğer bugüne dek Dünya üzerinde görülen en büyük böceği merak ediyorsanız, bir yusufçuk türü olan Meganeuropsis permiana ile tanışmalısınız. Bu devin kanat açıklığı yaklaşık 75 santimetreye kadar çıkıyordu ve yaklaşık yarım kilo ağırlığındaydı. Ama ne yazık ki, birkaç yüz milyon yıl önce soyu tükendi.

Oksijendeki bir düşüşle tetiklenen kitlesel bir yok oluş olayında tüm karasal yaşamın yüzde 90'ı ortadan kayboldu. Neden vahşi doğada zıplayan bir metre uzunluğunda bir çekirge bulamayacağınızı anlamamız için tam da ayrıntı büyük önem taşıyor.

Çekirgelerin akciğerleri yoktur ve bunun yerine vücutları boyunca birkaç noktada bulunan solunum delikleri ile nefes alırlar. Oksijen, memelilerde olduğu gibi böceklerin vücutlarında kanla taşınmadığından ve oksijeni doğrudan yerel dokulara iletmeleri gerektiğinden dolayı bu şekilde aralıklı bir yapıdadırlar.

Bir böcek ne kadar büyük olursa, bu solunum tüplerinin tüm vücudunuza ulaşması için o kadar fazla alana ihtiyacınız olur ve bir noktada bunun mümkün olmadığı bir boyuta ulaşır. Tarih öncesi çağlarda Dünya, havanın oksijenle dolu olduğu Paleozoyik hiperoksiden yararlanıyordu, bu da dev böceklerin hantal vücut kısımlarına yeterince oksijen alabilmesini sağlıyordu.

Permiyen'in sonunda, oksijen seviyeleri yüzde 30'dan yaklaşık yüzde 21'e düştüğünde, birçok türün nefes nefese kalmasına neden olduğunda her şey değişti. Büyük Ölüm’ü tetikleyen oksijen düşüşü küresel ısınmadan kaynaklanıyordu ve bu, çoğumuz için dev çekirge hayallerinin ortadan kalkmasından muhtemelen çok daha önemli bir mesaj olabilir.

Sonraki Haber

Forum