Cep telefonlarının kronik hataları...
CHIP Online kullanıcıları çileden çıkaran meşhur cep telefonu hatalarını bir araya getirdi...
Yüksek bir ihtimalle asla "mükemmel bir cep telefonu" üretilmeyecek, artık bunu kabullendik. Nokia ve Sony Ericsson gibi büyük üreticiler bile hata yapıyor. Ama bu aksaklıklar gerçekten de olmak zorunda mı?
Üreticiler yeni ürünlerini test merkezlerinde aylarca işkence altında tutuyorlar. Bu süreçte hataların büyük bir kısmı ortadan kaldırılıyor. Fakat bazı problemler vardır ki, ancak ürün dağıtılmaya başlanıp birçok müşteri tarafından kullanıldığında ortaya çıkar.
Tasarım denemeleri
Hep daha fazla cihaz, daha yenilikçi fikirler derken genellikle
cihazın içindeki yazılımı test etmeye fazla zaman kalmıyor. Bu
sefer de yazılım ya çok yavaş çalışır ya da sürekli çökmesiyle sizi
kuşkulandırır. Peki, tasarım kararları alınırken kimler
kullanıcının isteklerini düşünür? Ufak tuşlar, kullanışsız girişler
ve batarya altına yerleştirilmiş bellek kartı slotları... Olmaması
gereken birçok hatayı daha önceden gördük.
İlerleyen sayfalarda güncel cep telefonu problemlerini bir araya getirdik. Eğer sizin de gözünüze çarpan farklı cep telefonu bug'ları varsa forum başlığımız altında bizimle paylaşın.
Nokia: Üst segmentte zayıflıklar
Yüzlerce dolar sayıp aldığınız telefondan elbette büyük beklentileriniz olur; özelikle de üreticinin meşhur üst seviye modelleri söz konusu ise. Nokia sonunda burada da duvara tosladı.
N95'in ilk serisi yeni çıktığı zamanlarda kullanıcılarda çok iyi
bir izlenim bırakmıştı. Kısa bir süre sonra sallanan kızaklar ve
özellikle düzenli kullanımda cihazın ek yerlerinde ortaya çıkan
boşluklardan şikâyetçi olundu. Nokia, N95 8GB modeliyle daha
iyisini yaptı ve kasayı tamamen yeniden elden geçirdi.
N76: Cila problemleri olan cazibe
N76 da işçilik konusunda hayal kırıklığında uğratmıştı. Daha
çıktıktan birkaç gün sonra kullanıcılar cihazın köşelerinden pul
pul dökülen ciladan şikâyetçi olmaya başlamıştı. Bu tip aşınma
belirtileri bir senelik normal kullanımdan sonra bile ortaya
çıkmamalı. Bu durumda ancak telefonu bir kılıfın içine yerleştirmek
çare oluyordu fakat bu da kapaklı bir cep telefonu için hiç de
pratik bir çözüm değildi.
Prism ve tasarım denemeleri
Şüpheli bir klavye konseptine sahip cep telefonunun pek de kolay
kullanılamaması bariz bir durumdur. Fakat Nokia buna rağmen inatçı
davranıp 7500 Prism modeline karo biçiminde bir klavye ve
süngerimsi bir joystick koydu. Müzik cep telefonu N78 yapılan
testlerde iyi bir puan elde etmiş olsa da sağ alt tarafa
yerleştirilmiş ufak tuşları yüzünden eksi puanlara katlanmak
zorunda kaldı.
Sony Ericsson: Problemli çocuk
Sony Ericsson'un UIQ akıllı cep telefonlarının olmadığı bir piyasa düşünülemese de sorun hep aynı: Çalışma hızı.
S500i: Materyal hatası
Kötü işçilik ve yanlış materyal seçimi S500i'nin imajını zedeledi.
Cep telefon sitesi Mobile Review telefon piyasaya sürüldükten kısa
bir süre sonra kullanılan materyal yüzünden ortadan ikiye ayrılan
tuşların haberini yapmıştı. Sallanan kızak ve cihazın bıraktığı
ucuz izlenim sebebiyle geri kalan işçilik de asla kimseyi ikna
edemedi.
Tüm güncel Sony Ericsson cep telefonları Fastport ismindeki aynı
sistem bağlantısını kullanıyor. Bu porta masaüstü şarj cihazı ve
müzik istasyonu gibi birçok aksesuar takılabiliyor. Güncel
cihazların birçoğunda bu girişin yan taraflarda sunması ise çok
kötü olmuş. Sonuç olarak cihazını bir istasyona bağlayanlar
istenmeyen bir geniş ekran görünümüne katlanmalı ve kafasını 90
derece çevirmeli; hiç de pratik değil. Gerçi bazı cihazlarda yatay
görünümü de destekleyen tümleşik medya menüsü kullanılıyor fakat
geri kalan menü kalıpları için bu kullanışlı fonksiyon
sunulmuyor.
Motorola: Alıcı problemleri
Bir cep telefonuyla her şeyden önce düzgün bir şekilde telefon görüşmesi yapılabilmeli; şebeke sinyallerinin zayıf olduğu yerde de. Motorola modelleri bu konuda bazı sorunlar ortaya çıkarıyor.
MOTORAZR maxx V6: Sallanıyor gibi
Özel bir materyalle iyi bir şekilde işlenmiş ama V6 yine de
kullanım konusunda ikna edemiyor. Sebep: Kapaklı telefonun
menteşesi sallanıyor.
RAZR2 V9: Sıralama problemleri
Telefon rehberine çokça isim kaydedenlerin soyadına göre sıralama
göre yapması beklenir. Aynı şekilde telefonunu iş amaçlı
kullananlar da bu tip bir düzenlemeyi tercih edebilir. Fakat V9'da
böyle bir seçenek yok. Tek çözüm: Adı ve soyadı tek bir kutuya
kaydetmek ki, bu da yine PC ile eşitleme konusunda sorunlar
çıkaracaktır. Bu konuda V9 yalnız değil; Nokia ve Samsung cihazları
da bu durumdan muzdarip.
Bir kez daha Z6: Toz
Z6'da ekranın altında arada sırada toz birikebiliyor. Bu da Z6'nın
diğer birçok cep telefonu üreticisiyle paylaştığı bir problem.
Ekler arasında daha kısa mesafe ve kasada daha az açık bölge
bırakılarak bu durumun önüne geçilebilir.
Samsung: Para tuzağı internet tuşu
Samsung da tüketicilerin senelerdir yaptığı şikâyetleri göz ardı etti. Merkezi navigasyon tuşu birçok modelde hala direkt internete götürüyor. Bir veri tarifesi kullananlar kolayca bu maliyet tuzağına düşebilir.
G600'de de orta tuş internet tuzağına doğru götürüyor. 5 Megapiksel
kameralı kızaklı-telefon bu tuşa basıldığı anda kullanıcı onayı
almadan internete giriyor. Acınacak durumdaki kullanıcı kılavuzunda
ise bu fonksiyonu devre dışı bırakmanın bir yolu anlatılmıyor.
Fakat G600 farklı problemlerden de muzdarip: Menüler çok yavaş
tepki veriyor ve bu da uzun listeler içinde gezinmeyi
zorlaştırıyor. Ayrıca kullanıcı güvenilir olmayan pil
göstergesinden de şikâyet ediliyor. Uzun süre boyunca üç çubuk
gösterilirken, iki çubuğa düşüldüğü anda batarya kapasitesi
asimetrik bir hızda düşüyor.
i550: Topla kontrol
i550'nin merkezi kontrol öğesi bir iztopu. Fakat testlerde bu
topçuk başparmak tepkilerine çok kötü tepki verdi. Bu konuda
Samsung kullanıcıdan çok daha fazla parmak ucu hissi bekliyor.
G800: Optimizasyon lazım
G800 mobil fotoğraf çekimine odaklanmış bir cep telefonu. 5
Megapiksel kamerayla beraber optik bir zum da söz konusu oluyor ki,
bu pek sık rastlanan bir durum değil. Yine de kamera yapılan
testlerde ikna edemedi, donuk ve kontrastsız resimler çekti. Bunun
sebebi ise zayıf otomatik çekim modu. Manüel ayarlamalar ile daha
iyi sonuçlar elde edilebiliyor, fakat bu tip bir cihazda buna gerek
kalmamalı. Samsung başka bir konuda da tasarruf yaptı: Müzik
çaların bir ekolayzırı yok, hâlbuki artık orta seviye cihazlarda
bile standart bir fonksiyon.
Apple, Windows ve daha fazlası
Fenomen bir cep telefonu olsun ya da olmasın: iPhone 3G de belirgin zayıflıklar gösteriyor. Dokunmatik cep telefonu kullanım konusunda etkilemeyi başarırken donanım konusunda hayal kırıklığına uğratıyor.
Windows Mobile: Eksik özellikler
Windows Mobile yüklü akıllı telefonların en büyük zafiyeti çalışma
tempolarından kaynaklanıyor. Gerçi üreticiler daha güçlü işlemciler
kullanarak bu durumun üstesinden gelebilir. Fakat sistemde eksik
olan özellikleri dengelemek neredeyse mümkün değil, genellikle
kullanıcının ek yazılım satın alması gerekiyor. Bir diğer eksiklik
ise çevre profilleri. Üreticiler bu konuda da takviye yapmak
zorunda kalıyor. Sörf sırasında ortaya çıkan veri yığınını
denetleyen bir sayacın da olması gerekir ama burada durum aynı:
Namevcut.
Çift SIM kartlı telefonlar yakında moda olabilir. Eğer özel bir
hattın yanında işte kullandığınız farklı bir hat daha varsa iki cep
telefonu taşımak zorunda kalmıyorsunuz. Çift SIM kartlı cep
telefonları iki SIM kartını aynı anda aktif olarak kullanabiliyor:
Her aramadan önce hangi hattı kullanmak istediğini seçiyorsunuz.
Matsunichi D620 bu tip telefonlar arasında popüler olanı. Aslında
avantaj olması gereken durum, günlük kullanımda dezavantaj haline
geliyor: İki hattı da aynı kullanmak zorundasınız, SIM kartlardan
birini kapatmak (mesela akşamleyin iş hattını veya toplantılar
sırasında özel hattı) mümkün değil.
Şüpheyle bakılacak eğilimler
Şu an cep telefonu pazarındaki eksiklikler iki genel başlık altında toplanıyor: Parlak cilalı yüzeyler ve "müşteriyi beta testçisi yerine koyma".
Mobil alanda da gün geçtikçe cihazların daha iyi gözükmesi ve
tüketiciye kutuyu açtığında hayretler içinde "Vaay" dedirtmesi
gerekiyor. Bu sebeple üreticiler güncel modellerde yoğun bir
şekilde parlak cilalı yüzeyler kullanıyor. Kısa bir süre önce
gerçekleşmiş fuarlarda tanıtılan cep telefonları da
parlaklıklarıyla kullanıcıyı etkilemeye çalışıyordu. Güzel ve iyi.
Fakat cep telefonları yapıları gereği günlük kullanıma elverişli
olmalı. Durum böyle olunca bir kısa mesaj yazımı sonrasında cihazın
her bir yanında parmak izleri belirmeye başlıyor. Sonuç olarak
titiz kullanıcılar yanlarında sürekli bir temizlik bezi bulundurmak
zorunda kalıyor, yoksa cep telefonları hemen yağlı ve kirli
gözüküyor. Temizlemeyle uğraşmak istemeyenler klasik gümüş
cihazlara yönelmeli.
Geniş çapta beta testi
Bir cep telefonu çıktıktan aylar sonra bile genellikler şu soru
sorulur: Acaba bazı üreticiler tüketiciyi beta testçi olarak mı
kullanıyor? Bu, cep telefonu üreticilerine has bir durum değil,
bilakis cihazlarını aceleyle piyasaya çıkarmış firmalarda ve uzun
süre geciktirilen üretimlerde de ortaya çıkıyor. Sony Ericsson'un
UIQ serisinde (P990i) ve artık üretim yapmayan (BenQ-)Siemens
ürünlerinde bazı örnekler mevcut. Bu tip cihazlar piyasaya
çıktıktan sonra alelacele firmware güncellemeleri yayımlanır ki, bu
birçok tüketiciyi kızdırır ve aşırı yorar.
Sonuç: Cep telefonu sürekli "yapım aşamasında"
Work in Progress: Türkçe karşılığı ise "Bazı telefonlar asla tamamlanamaz". Geliştiricilere gittikçe daha az zaman kaldığı için üreticiler genellikle güncellemeler ile takviye yapmak zorunda kalıyor.
Önceki sayfalarda gösterdiğimiz problem listesi asla her şeyi kapsamaz. Aynı zamanda çoğu kullanıcıda hiçbir problemin çıkmadığı ve cihazların genellikle sorunsuz çalıştığı durumlar da mevcut.
Özellikle fazla fonksiyonellik sunan ve üst seviye segmentinde bulunan cihazlarda sorunlar ortaya çıkar. Bu cihazları satın alan tüketiciler elindeki cihazdan maksimum seviyede yararlanan ve yüksek performans bekleyen kişiler olduğu için bu cihazların üretim hataları da çabucak ortaya çıkıverir.
Bu sebeple üreticiler cihazları alelacele piyasaya sürmemeli, çok ufak tuşlu şüpheli tasarım denemelerine bulaşmamalı ve çok fazla parlak cila kullanmamalı. Zira bunu yaptıklarında hiçbir kullanıcıya uzun vadede fayda sağlamıyorlar ve kullanım izlerini belli eden cihazların yeniden satma değeri de kaçınılmaz bir şekilde düşüyor.