Bitkiler de, bizim gibi yaşlılıktan ölür mü? Bitkilerin belli bir yaşam süresi var mıdır?
İnsanlar olarak hepimiz yavaş yavaş yaşlanmaya yenik düşüyoruz, ancak aynı şeyin bitkilerde de geçerli olup olmadığını düşünmüyoruz. Bitkilerin de bizim gibi yaşlanıp yaşlanmadığı ve daha fazlası içeride...
İnsanlarda yaşlanma hakkında çok şey biliyoruz. Hatta bu süreci nasıl yavaşlatabileceğimize dair bazı fikirlerimiz bile var. Peki ya bitkiler? Onların da önceden belirlenmiş ortalama bir ömürleri var mı? Bitkiler de yaşlılıktan ölebilirler mi?
Bahçecilikle uğraştıysanız öğrenmiş olabileceğiniz gibi; bitkiler ölür. Çok fazla su, çok az su, yetersiz ışık, besin eksikliği, parazitler, hastalıklar... Bunlar, bitkileri öldüren sebepler arasında sayılabilir. Bunlar gibi çevresel faktörlerin hepsi bir bitkinin ömrünü belirlemeye yardımcı olur, ancak kendi türümüzde olduğu gibi genetiğin de bir rolü var.
Olumsuz koşulların yokluğunda bitkiler daha uzun süre yaşayabilir ama sonunda onlar da yaşlılıktan ölürler. Dünyanın en yaşlı ağaçları bile ölümsüz değil ve yaşlandıkça bozuluyorlar, ancak bu bizim için neredeyse fark edilemez bir durum. Bitki biyoloğu Sergi Munné-Bosch 2020'de yaptığı bir açıklamada, "Bu kadar uzun yaşıyorlar çünkü yaşlanmanın getirdiği yıpranma ve aşınmayı azaltacak birçok mekanizmaya sahipler, ancak sınırları var" diyor.
Tahmin edebileceğiniz gibi, ömürleri bitkinin türüne göre değişir. Bazıları binlerce yıl yaşarken, bazıları sadece tohum üretecek ve çiçek açacak kadar uzun yaşar.
Bitkiler ne kadar yaşar?
Royal Horticultural Society'ye göre bitkiler yaşam sürelerine göre üç gruba ayrılıyor: Tek yıllıklar, iki yıllıklar ve uzun ömürlüler. Yıllık bitkiler bir yıl içinde büyür, tohum üretir ve ölür. İki yıllık bitkiler ise iki büyüme mevsimi boyunca yaşar. Bundan daha uzun yaşayan bitkilere ise uzun ömürlü denir.
Bitkiler "belirsiz büyüme" yeteneğine sahipler, bu da ölene kadar büyümeye devam ettikleri anlamına geliyor.
C. Claiborne Ray, 2018 yılında bir köşe yazısında "Bitkilerin yaşam süresi oldukça değişkendir; örneğin bazı ağaçlar, hayvanlarla karşılaştırıldığında ölümsüzlük gibi görünen bir şeye ulaşır. Bitkilerdeki büyük bir fark, meristem adı verilen büyüme alanlarının sonsuza kadar genç ve yenilenebilir kalmasıdır” diye yazdı.
Meristemler, bitkilerde hücre bölünmesi yeteneğine sahip uzmanlaşmamış hücrelerden oluşan bölgelerin adıdır. Her tür özelleşmiş hücreye dönüşme potansiyeline sahip kök hücreler içerirler, yani bitkinin parçalarını gerektiği gibi yenileme ve yeniden büyütme yeteneğine sahipler.
Ancak, ne kadar iyi bakılırsa bakılsın ya da genetik olarak uzun yaşamaya ne kadar yatkın olursa olsun, tüm bitkiler senesens olarak bilinen bir süreç yüzünden bir noktada yok olurlar. Bitkiler yaşlandıkça, hücre bölünmeleri yavaşlar ve sonunda durur, bu da bitkilerin yenilenememesine ve nihayetinde ölümüne neden olur.
Yaşlanmayı çeşitli faktörler etkileyebilir. Örneğin bitki hormonları veya büyüme düzenleyicileri yaşlanmayı teşvik edebilir veya engelleyebilir. Bu hormonların dengesi, bitki içindeki biyokimyasal değişimleri tetikleyen mevsimsel ve çevresel ipuçlarından etkilenebiliyor.
İnsanlarda telomer uzunluğu uzun ömür için önemli bir rol oynar ve bitkilerde, çiçeklenme zamanı varyasyonu ile ilişkilendirilerek yaşam döngülerini etkiliyor gibi görünse de yaşam süresi üzerindeki etkilerinin bitkiler için geçerli olup olmadığı bilinmiyor.