Barış Kısa Sürdü; Escobar'ın Çok Tartışılan "Canavarları" Öldürülebilir
Escobar'ın öldürülmesinden sonra doğaya salınan su aygırlarının "huzur dönemi" sona ermek üzere. Planlar arasında, bu hayvanların tartışmalı bir biçimde öldürülmeleri de var.
Pablo Escobar'ın su aygırları, kısa süren bir "barış döneminin"
ardından, Kolombiya'da bir kez daha tartışma konusu oldu.
Kolombiyalı kokain kaçakçısı, 1980'lerde servetinin bir kısmını
Hacienda Nápoles'teki arazisinde aralarında yasa dışı bir şekilde
ülkeye soktuğu dört su aygırı da bulunan özel bir
hayvanat bahçesi kurmaya harcamıştı. Escobar 1933 yılında
öldürüldüğünde, varlığının çok büyük bir kısmına Kolombiyalı
yetkililer tarafından el koyuldu. Ancak su aygırları,
Kolombiya'nın bataklıklarında gezmek üzere serbest
bırakılmıştı.
Her ne kadar ana vatanları Afrika olsa da, su aygırları Kolombiya'nın Magdalena Nehri havzasında kendilerine bir yuva kurmuşlardı. Son zamanlarda ise vahşi yaşam koruyucuları, bu hayvanları "işgal edici mega omurgalı" olarak değerlendirdi ve bölgenin ekosistemine yaptıkları etkilerden endişe duymaya başladılar. Biological Conservation dergisinde yayınlanan yeni bir araştırmada bilim insanları, bu hayvanların yarattıkları riskleri değerlendirerek bazı çözüm önerileri sundular.
Vahşi yaşama bırakılmış olan su aygırlarının nüfusu 2012 yılında 35 bireyden oluşurken 2020 yılında 60 ile 80 arasına kadar büyümüş durumda ve her biri Escobar tarafından getirtilen dörtlü ile akraba. Yeni araştırmada belirtilene göre hayvanların nüfusu yıllık yüzde 14,5 hızıyla büyüyor ve 2039 yılına kadar 1.418'e ulaşabilir.
Araştırmacılar, bu devasa canlıların ekosistemin su yolları üzerinde ciddi bir etkiye sahip olabileceğinin altını çiziyor. Su aygırları temel olarak boşaltım sistemi ihtiyaçlarını (dışkı ve idrar) nehir suyunda gideriyor ve bu da suyun fosfat ve nitrojen yoğunluğunu arttırıyor. Bu da nehirlerdeki mikrop yaşamı üzerinde muazzam bir etki yaratıyor ve zehirli bakterilerin yetişmesini kolaylaştırıyor. Ayrıca su aygırları, diğer türlere risk yaratabilecek hastalık ve parazitlere de ev sahipliği yapabiliyor.
Su aygırları, ekolojik riskin yanı sıra yerel topluluklar için
de risk oluşturuyor. Bu hayvanların sevimli gözüktükleri
söylenebilir ancak oldukça saldırganlar ve Afrika'daki en ölümcül
hayvanlardan biri olarak görülüyorlar. Her ne kadar problemin
ölçeği net olmasa da, araştırmacıların söylediğine göre su
aygırlarının insanlara saldırırken videoları bulunuyor.
Araştırmacılar, nüfusun hızlı büyümesi ile beraber bu problemlerin de önümüzdeki yıllarda artacağını belirtiyorlar. Sorunu çözmek için ise her yıl 30 su aygırının "ortamdan alınmasını" ve 2033 yılında nüfusun sıfıra düşürüleceği bir plan öneriyorlar. Kısacası, önerilen plan Güney Amerika'daki su aygırı nüfusu ortadan kaldırılana kadar düzenli olarak öldürülmelerinden oluşuyor. Araştırmacılar, bu fikrin oldukça tartışmalı olduğunun farkında olduklarını, ancak kısırlaştırma gibi diğer planların başarısız olduğunu belirtiyorlar.