Assassin's Creed Valhalla İnceleme
Kuzey topraklarına hoş geldiniz! Skal! İşte uzun süredir beklenen oyun Assassin's Creed Valhalla'nın en detaylı incelemesi!
Ubisoft'un uzunca bir süredir beklenen Assassin's Creed serisinin son halkası Valhalla sonunda geldi ve geldiği gibi de yeni nesil konsollara çıktı. Sony Exclusive oyunlarını saymazsak PlayStation 5'in ilk oyunlarından biri olan yeni Assassin's Creed, bu defa bizleri Kuzey Denizi'ne, Norveç'e sürüklüyor, oradan da İngiltere'ye olan yolculuğumuza çıkıyoruz! Ya da Valhalla'ya!
Evet, aynen böyle söylüyor Eivor'un ağabeyi Sigurd. Ya İngiltere'de kendimize yeni bir yuva kurarız, ya da Valhalla'ya ereriz diyor ve kardeşi Eivor ile takipçileriyle beraber 3 tekne halinde İngiltere'ye olan yolculuklarına çıkıyorlar. Asıl oyun da zaten bundan sonra başlıyor.
Elbette bunun geniş bir arka planı var. Sigurd'un babası kral Styrbjorn, kaynak sıkıntısı ve bitmek bilmeyen savaşlarla parçalanmış bir krallık yerine, Norveç'in tek çatı altında kalması gerektiğine inanarak Norveç Kralı Harald'ın hakimiyetini kabul ediyor. Ancak Sigurd'un doğuştan toprak hakkı ile gelecek unvanı da böylece arada kaynamış oluyor. Bu olayın ardından da artık Norveç, Sigurd'a dar geliyor ve o da kardeşi Eivor ile beraber Ragnar Lodbrok'un arkasından Britanya'ya yola çıkıyor.
Evet, güzel hikaye, güçlü bir giriş, ama sanki bir şeyler eksik, değil mi? "Aa, hayret, Ubisoft bu defa oyuna kan davası karıştırmadan mı başlamış," diye şaşırdıysanız, bu kadarı yeter. Hemen sizi oyunun açılış sahnesine ışınlayalım:
Eivor'un asıl babası Varin, daha oyunun başında Zalim Kjotve tarafından öldürülüyor ve ailesi kılıçtan geçiriliyor. Akabinde ise Eivor, dost oldukları Raven Klanı Kralı Styrbjorn tarafından evlat ediniliyor ve Raven Klanı bayrağı altında yıllar böylece gelip geçiyor. Ancak tabii ki Eivor'un içindeki intikam ateşi de içten içe yanmaya devam ediyor. Sonunda ise Britanya'ya yola çıkmadan önce bir şekilde ailesinin intikamını Kjotve'yi katlederek almayı da başarıyor. Akabinde ise zaten bu toprakları geride bırakarak, ağabeyi Sigurd ile İngiltere'nin yolunu tutuyorlar. Ha, bu arada Eivor'un geceleri uykuları da kaçıyor, bunun sebebini ise artık oyunda siz öğrenirsiniz, hikayeyi çok da kurcalamayalım.
Valhalla'nın heyecanlandıran kısmı aslında Britanya'ya olan yolculukta lafı geçen Ragnar Lodbrok oluyor. 8 kış önce 865 yılında İngiltere'ye giden Ragnar, burada Wessex Kralı Alfred'e kadar da önemli yıkıma sebep olmuş. Vikingler dizisini izleyenler zaten konuya fazlasıyla hakimdir.
İngiltere'ye gelir gelmez kendi yerleşkemizi kuruyoruz: Adı Ravensthorpe. Ve hemen burayı büyütmek ve geliştirmek için o dönem her Viking'in yapacağı gibi çareyi çevredeki manastırlara baskınlar düzenlemekte buluyoruz. Raid, bu oyunun olmazsa olmazı.
Bir tekne dolusu askerinizle beraber çıktığınız bu seferlerde elde ettiğiniz erzaklarla yerleşkenizi geliştiriyor, kazandığınız bölgelerle sınırlarınızı genişletiyor ve tabii ki edindiğiniz yeteneklerle de elbette kendinizi donatıyorsunuz. Ha, tabii ki bu saldırıları öyle paldır küldür yapamıyorsunuz, yaparsanız da anında cevabı alıyorsunuz zaten. Sizin olduğu gibi düşmanların da seviyeleri var, o nedenle kendinizi geliştirmeden iri kıyım abilere el kaldırmasanız iyi edersiniz.
Oyunda ucu bucağı olmayan bir yetenek ağacı var. Kurt, Ayı ve Kuzgun olarak isimlendirilen 3 farklı kola ayrılan bu yetenek ağacından bir yolu seçiyor ve her tamamladığınız görev sonrası aldığınız yetenek puanlarını ilmek ilmek işleyerek devam ediyorsunuz. Her yolun kendine göre avantajları var; suikast, yakın dövüş ve uzak dövüş gibi özellikler barındırıyorlar.
Yetenek ağacıyla beraber ek yetenekler de var. Odyssey'den de bildiğimiz L2 ve R2 tuşlarına (PlayStation'da) atanan slotlara yerleştireceğiniz bu özel dövüş yeteneklerini, çevreyi gezip bulduğunuz yazıtlardan elde edebiliyorsunuz. Fakat bunun için biraz araştırma yapmanız şart.
Oyun, siz bu yetenekleri ve kombaları biraz öğrendikten sonra açılmaya başlıyor, hem hikaye olarak siz kendinizi biraz daha oyunun içine dalmış buluyorsunuz, hem de oynanış olarak size keyif vermeye başlıyor. Zira Eivor, baltaları sağa sola fırlattığınız, birden fazla ok savurabilen ve Hidden Blade ile özlenen gizli saldırıları yapabildiğiniz bir karaktere dönüşüyor. Yani diyeceğimiz şu ki oyunun ilk saatleri canınız sıkılabilir, hatta belki uykunuz gelebilir. Assassin's Creed fanları için ise tabii ki durum hiç böyle olmayacaktır, orası da ayrı.
Bu arada oynanış olarak önemli bir not: Eğer Ghost of Tsushima oynadıysanız, Valhalla'daki vuruş hissiyatının o denli olmadığını fark etmeniz güç olmayacaktır. Tamam, kombolar, araya giren sinematikler, kopan kafalar ve kollar, şiddeti ve oyunun eğlence seviyesini arttırıyor, orası kesin, ancak vuruş tatmini, darbelerdeki o tokluk hissi bu oyunda o denli yok.
Oyundaki RPG öğeleri ise yerini koruyor. Çok sayıda zırh, silah, miğfer ve onlara takabileceğiniz rünler ile ekipmanlarınızı geliştirebiliyorsunuz. Tabii ki bunun için önce demirciyi geliştirmeniz gerekli. Ayrıca bir Viking klasiği olarak çok sayıda dövme seçeneğiniz de yer alıyor. Ha, bu arada oyuna başlarken yine Odyssey'de olduğu gibi kadın ve erkek seçeneğiniz var.
Az önce bahsettiğimiz gibi Hidden Blade ile beraber Valhalla, Assassin's Creed'in biraz daha köklerine dönmeye çalıştığı bir oyun oluyor. Gizlilik teması özelinde sıralı suikastlar düzenleyebiliyor, pelerininizi takıp halkın arasında izinizi kaybettirebiliyorsunuz. Eğer düşmanları döve döve gitmek istiyorsanız da ortama bodoslama dalabiliyor, sıkıştığınızda ise savaş borunuzu üfleyerek destek çağırabiliyorsunuz.
Gelelim grafiklere. Biz Assassin's Creed Valhalla'yı PlayStation 5 üzerinde oynadık. 4K çözünürlükte 60 kare görüntü elde edebiliyorsunuz, fakat RTX yok. Buna karşın görsellik iyi durumda. Yalnız yine de Valhalla grafik konusunda Odyssey'in üzerine çok fazla koyan bir yapım değil. Evet manzara harika görünüyor, özellikle kuzgununuz ile uçtuğunuzda çevre tasarımından keyif alıyorsunuz. Ancak detaylara indiğinizde bir görsel şölen yok. Karakter modellemelerinde de aynı şey geçerli. Karakter derinliği hala uzak, diyaloglar da doğrusu robot gibi. Bu anlamda Odyssey'den pek ileri gidememiş bir yapım Valhalla. Ayrıca tabii ki yine bug'larla da sık sık karşılaştığımızın altını çizelim.
Oyunda optimizasyon sorunları göze çarpıyor. Öyle ki araya giren sinematiklerde ekran yırtılması gibi problemler de görülebiliyor. Aldığımız duyumlara göre PC tarafında da grafik tarafında sıkıntılar varmış; iyi bir sistemde dahi bir süre sonra takılmalar ortaya çıkabiliyormuş. Hatta oyunun sık sık çöktüğünden şikayetçi olanlar ve kayıt dosyaları bozulanlar da var.
Bunların yanında bir diğer karşılaştığımız sorun ise bir Raid sırasında sandık açma görevi oldu. Bir mekanı basıp sandığı açmamız gereken bir anda, her nasılsa açılması gereken sandık bir türlü açılmadı. Ardımıza baka baka mekandan çıkıp etrafta biraz dolaştıktan sonra aynı noktaya döndüğümüzde ise, kırdığımız kapıların yeniden örüldüğünü gördük. Her neyse, kapıları birer birer yeniden omuzladık, sonrasında ise adeta sihir gibi sandık bir anda açılıverdi. Bu olay 20 dakikaya mal olmuşken, o an bir kez daha ayrılmaz ikiliyi hatırladık: "Ubisoft ve güncellemeler." Bunları güncellemelerle gidereceklerdir diye umuyoruz.
Bu arada dediğimiz gibi biz Valhalla'yı PlayStation 5 üzerinde oynadık. Ancak Valhalla, PS5'in oyunlara heyecan katan gelişmesi Dualsense'in yeteneklerinden yararlanamayan bir oyun oluyor ne yazık ki. En azından şimdilik. Ne adaptif tetik tuşlarından ne de hoparlör desteğinden yararlanabiliyorsunuz. Oysa yeni çıkan COD: Black Ops Cold War'da silahlara göre özel tetik hassasiyeti oyuna fazlasıyla olumlu bir deneyim ekliyor. Bu konuda Ubisoft ayrı bir çalışma yapar mı, açıkçası emin değiliz.
Son olarak müziklerden de bahsedelim. Tabii ki işin ucunda Viking teması olduğunda vurmalı enstrümanların ritimleri olmazsa olmaz. Bu oyunda da Eivor'ın Saga'sı neticesinde bol bol gaz müzikler sizi bekliyor, savaş alanlarında kelle paçalar hava uçuşurken, kulağınızdaki ritimle savaş alanında adeta dans ediyorsunuz. Fakat bu konuda da optimizasyon sıkıntıları dikkati çekiyor. Bir anda zamansız kesilen müziklerden, savaş alanında çevreden alakasız kılıç kalkan darbeleri de yükselebiliyor. Bunlar için de tabii ki güncelleme bekliyoruz.
Sonuç
Sonuç olarak Assassin's Creed Valhalla için kabaca; Ubisoft'un RPG öğeleriyle bezediği ancak köklerini de hatırladığı, Viking temalı, gelişmiş ve derslerin çıkartıldığı bir Odyssey olduğunu söyleyebiliriz. Bu arada yan görevlerinde pek çok oyunda karşılaştığımız gibi zaman zaman tekrara düştüğünü ve köy içindeki mini oyun alanlarının da ilk etapta eğleneceğiniz, ancak sonrasında pek uğramayacağınız yerler olduğunu söylemek lazım. Ancak Valhalla keyifli mi keyifli; oynanır mı oynanır. Yani "valla" keyifli, ama açılması için biraz sabretmeniz lazım.
Puan: 80
KÜNYE
Yayıncı: Ubisoft
Geliştirici: Ubisoft
Tür: Aksiyon
Platform: PlayStation 5, PlayStation 4, PC, XOne,
Series X/S
Web: www.ubisoft.com