Amatör kameramanlar için en iyi ipuçları
Video kameranız ile mükemmel çekimlere imza atmak için bu ipuçlarına mutlaka kulak verin.
Örneğin tipik bir düğün düşünün. Düğün arabası evlenen çifti evlendirme dairesine götürür. Araba yolun başından gelir, kameramanın yanından geçer ve evlendirme dairesinin kapısında durur. Bütün bu süre yaklaşık bir dakika kadar sürse de bir film için çok uzundur. Ama bilgisayar başında birkaç düzenleme ile rahatlıkla on saniyeye indirilebilir.
Böyle bir durumda çekim tekniğinizi biraz değiştirerek çok farklı amaçlarla kullanılabilecek bir video da elde edebilirsiniz. Örneğin arabanın kadrajınıza girmesini bekleyip, girdikten sonra biraz takip eder ve sonra kadrajdan çıkmasına izin verirseniz bu çekimi üç farklı biçimde kullanabilirsiniz: Bir bütün olarak, sadece ilk kısmını (kadraja giren araba) ve sadece ikinci kısmını (kadrajdan çıkan araba). Bilgisayar başında kurgularken her seçenekte en azından bir sabit görüntünün olması ise sahne değişikliklerinde size kolaylık sağlayıp seçeneğinizi artıracaktır.
Netliği değiştirin
Eğer bir dağ panoramasından kayan bir arkadaşınızın gülen yüzüne hızla geçiş yaparsanız izleyicilerinizin ipin ucunu kaçırmasına neden olabilirsiniz. Ama eğer arkadaşınızın aynalı güneş gözlüğünde bir önceki sahnede bulunan dağların yansımasını yakalayabilirseniz iki sahne arasındaki kopukluğu en iyi şekilde bağlayabilirsiniz. Bu gibi etkileri netliği değiştirerek de yakalayabilirsiniz. Bu şekilde bir yönetmen olarak izleyicilerin ilgisini istediğiniz bir noktaya yönlendirme şansı bulacaksınız.
Örneğin dikkati bir insan grubundaki belli bir kişiye çekmek istiyorsunuz. Bu kişiyi netleştirip grubun geri kalan kısmını flulaştırırsanız istediğiniz etkiyi sağlarsınız. Ama prensip olarak bu etkiyi sadece uzun odak uzaklıklarında, yani zumunuzun "tele" bölgesinde elde edersiniz. Geniş açılarda objektiflerin netlik derinliği o kadar geniş olur ki uzaktan yakına bütün nesneler net görünür. Burada diyafram da önemli bir rol oynar: Diyafram değeri ne kadar küçülür, yani diyafram ne kadar çok açılırsa, netlik derinliği de o kadar küçülür. Bu durumda objektiften içeri daha fazla ışık girdiğinden enstantaneyi kısaltmanız gerekir. Çoğu kamerada bu ilişkiyi kullanan hazır portre çekim modları bulunur.
Eğer net bölgenin çekim sırasında yer değiştirmesini istiyorsanız acele edip kayıt düğmesine basmadan önce birkaç deneme yapmalısınız. Bunun için kameranızın oto fokus özelliğini kapatın ve hangi objenin çekimin başında, hangi objenin ise çekimin sonunda net olmasını istediğinizi belirleyin. Daha sonra kameranız çalışırken netliği bu iki nokta arasında kaydırmayı deneyin. Biraz deneme ve biraz da yetenekle güzel çekimler elde edebilirsiniz.
Görüntülerle oynayın
Bu tür maskeleri çekimden sonra görüntüleri bilgisayarınızda işlerken de ekleyebilirsiniz. Çekiminizi, koyacağınız bu filtrelerin önemli ayrıntıları kapatmayacağı şekilde ayarlarsanız oldukça güzel görüntüler elde edebilirsiniz.
Kesitler ve eylem ekseni
Video kurgusunda yapmanız gereken en önemli işlem zamanları kısaltmaktır. Her film hayatı hızlandırılmış şekilde gösterir; yoksa kimse çocuğunun okuldaki ilk gününü veya bütün Tayland gezisini gerçek zamanlı izlemek istemez. Burada işin önemli kısmı sahneler arasında mantıksal kopukluklar olmadan görüntüleri birleştirip, kısaltıp kimi kısımları dışarıda bırakmaktır. Örneğin ailenizin birbirini izleyen ama bambaşka yerlerde çekilmiş görüntülerini kesintisiz olarak göstermek için ilk önce çekime farklı, nötr bir objeyi birkaç açıdan çekerek başlayın. Bu örneğin havaalanındaki bir check-in tabelası veya çocuğunuzun içi yeni defterlerle dolu ilk çantası olabilir. Daha sonra buradan bir kişiye doğru geçiş yapın veya daha başka bir açıdan çekime başlayın. Bu şekilde kişilerin arasındaki keskin geçişleri engelleyebilirsiniz.
Ayrıca bu şekilde günleri, saatleri ve hatta birkaç dakikayı birbirine bağlayabilirsiniz. Örneğin yine bir düğünde bu tekniği kullanarak evlenecek çiftlerin gelmesi ile salona girmeleri arasındaki süreyi oldukça kısaltabilirsiniz. Bunun için iki sahne yeterli. Bunlardan ilki çiftin ve misafirlerin araba ile gelip evlendirme dairesinden içeri girmeleri, ikincisi ise yine çiftin salonun kapısından içeri girip masaya oturmaları olabilir. Bu şekilde uzun hazırlık aşamalarını ve misafirlerin yerlerine yerleşmelerini atlayıp zamandan kazanabilirsiniz.
Eylem eksenini geçmeyin
Futbol maçlarında aynı anda sekiz veya on iki kamera çekim yapar.
Ama bunların hepsi izleyicilerin yön duygusunu kaybedip her
seferinde takımların hangi yöne atak yaptıklarını düşünmemeleri
için stadın aynı tarafındadır.
Bu durum birbiri ile konuşan insanlarda veya bir röportajda da geçerlidir. Çünkü burada da bir eylem ekseni vardır. Burada kameraman yakın çekimlerde iki insan üzerinden geçen bu ekseni geçtiğinde kişiler başka yönlere bakıyormuş hissi oluşur. Bu tür eksen hataları profesyoneller arasında yapılabilecek en kötü hatalardandır. Ama bundan korkmanıza gerek yok, çünkü birkaç ipucu ile bunu kolaylıkla engelleyebilirsiniz: Kafanızda konuşan insanlar veya filmdeki hareketin yönünde hayali bir çizgi çekin ve daha sonra bu çizginin hep aynı tarafında kalmaya çalışın. Bu şekilde eksen atlama hatası sizin için bir problem olmaktan çıkacaktır.
Pozlama, ışık ve uyum
Çekimde pozlama ayarları ile genelde kameranız ilgilenir. Ama en iyi otomatik ışıkölçeri bile zorlayan durumlarla karşılaşabilirsiniz. Bunlardan en önemlisi ışığın aniden değiştiği durumlardır. Bu, örneğin kadrajdan geçen koyu renkli bir araba ışıkölçerin az pozlanma riskine karşı pozlama süresini uzatmasına veya diyaframı açmasına neden olur. Bunun için "en uygun" ayarı belirtmek ne yazık ki mümkün değil. Ama karanlıktaki yüzler için kameranızın ters ışık (backlight) özelliğini açmanız diyaframın birkaç adım daha fazla açılıp algılayıcı üstüne daha fazla ışık düşmesini sağlayarak yüzlerin aydınlanmasını sağlayabilir. Bu özelliğin dezavantajı ise zaten parlak olan cisimlerde patlama oluşturması.
Kumsal veya karlı bölgelerde oluşan aşırı pozlamayı gri filtresi veya ND (neutral density) olarak adlandırılan filtrelerle giderebilirsiniz. Bunlar objektife takılıp içeri düşen ışık miktarını bir ile dört diyafram adımı kadar azaltır. Bazı çekim koşullarında ise pozlama süresini sadece el ile belirlediğinizde doğru sonuçlar alabilirsiniz. Bunlar arasında ilk sırada hızlı kamera hareketlerinin olduğu durumlar var. Bütün salınım, zum veya dönme hareketlerinde kameranızın otomatik ışık ölçüm sistemi değişen ışık miktarlarına tepki gösterir ve pozlama ayarlarını buna göre düzenlemeye çalışır. Sonuç ise parlaklığı sürekli değişen profesyonellikten uzak çekimler olur. Bu yüzden hareketli çekimlerde otomatik pozlamayı kapatıp ayarları el ile belirlemelisiniz.
En uygun ışık
Değişen ışık koşullarına diyaframı değiştirerek karşılık vermek
başka, görüntülere ışık eklemek başka bir konudur. Bu yüzden daha
önceden ezberlediğiniz "Güneşi mutlaka arkana al" gibi klişe
kuralları unutun. Gölgesiz ışıklandırma büyük olasılıkla
çekimlerinizin can sıkıcı bir havaya sahip olmasına neden
olacaktır. Buna karşın kenardan kadraja giren ve motifinizin
yapısını öne çıkaran parlak bir ışık çekiminize canlılık katabilir.
Objenizin arkasından gelen güçlü bir ters ışık ise objeniz
parlıyormuş hissini yaratmanızı sağlar.
Özellikle açık havada yapılan röportajlarda güçlü güneş ışıkları konuşmacılarınızın saçlarının ışımasını sağlayıp omuzlarından sekerek onu çevreden ayırdığında dikkat çekici görüntüler elde edebilirsiniz. Profesyoneller bu tür çekimlerde az pozlanma riskine karşı yansıtıcılar veya pahalı lambalar kullanır. Dikkat: Amatör video kameralarda bu tür pahalı ekipmanları kullandığınızda kameranızın renk sıcaklıklarını farklı belirlemesine neden olabilirsiniz.
Uyumu sağlayın
Neyse ki artık çoğu dijital video kamera ek lambaya gerek kalmadan
düzgün çekimler yapabiliyor. Bu kapalı alanlarda bir mumdan biraz
fazlasına sahipseniz çok güzel ışık oyunları yapabilirsiniz
demektir. Çoğunlukla tavanda asılı olan basit bir lamba bile size
yeterli ışığı verebilir. Ayaklı lambalar, masa lambaları ve diğer
ışık kaynakları ise geri kalan bütün ihtiyacınızı
karşılayacaktır.
Bundan sonra modelinizi çok beyaz (yukarıdan gelen dağınık ışık) veya çok şeytansı (alttan gelen direkt ışık) göstermeyecek her tür ışıklandırmayı seçebilirsiniz. Önden gelen geniş alanlı ışıklar ten yapısını arka plana ittiğinden kadın modellerinizin daha güzel görünmesini sağlar. Erkeklerde ise daha çok yandan gelen sert ışıklar sakallar ve kıvrımları öne çıkartarak erkeksi bir profil yarattığından tercih edilir. Deneyip yanılmaktan sakın korkmayın, doğruyu bulana kadar deneme şansına sahipsiniz.
Her ortamda farklı taktikler
Çocuklar
- Çocukları çekerken unutmamanız gereken birinci kural eğilmek. En
güzel kareleri dünyayı onların gözünden gördüğünüzde elde
edebilirsiniz. Üstten yapılan çekimler yetişkinlerin yüksekten
bakan bakışlarını temsil eder.
- Çocuklarınızı sürekli kadrajda tutmaya çalışmayın. Bırakın
kadrajın dışına çıksınlar. Daha sonra onları tekrar kadraja alıp
çekime başlayabilirsiniz.
- Çocuklarla aranızda hep belirli bir mesafe olmasını sağlayın.
Çocukların en doğal hallerini oyun oynarken yakalayabilirsiniz. Bu
yüzden objektifinizin "tele" kısmını kullanmaya çalışın ve "Annene
el salla!" gibi reji direktifleri vermekten kaçının.
- Alçaktan çekim yaparken kameranızı aşağı sallandırıp görüntüyü
ekrandan kontrol edin. Bu şekilde etrafta olup bitenden daha fazla
haberdar olabilirsiniz.
Manzara
- Ultraviyole ışınlarının objektifinize girmesini engellemek için
bir "skylight" filtresi kullanın. Böylece tele çekimlerde sis veya
uzaklık maviliği etkisinden de bir miktar kurtulursunuz.
- Polarize bir filtre kullanırsanız gökyüzü daha mavi görünür ve
bulutlar daha öne çıkar. Ama bunun için otomatik fokusu
kapamalısınız.
- Tripod kullanarak çekimlerinizin daha sarsıntısız olmasını
sağlayabilirsiniz. Özellikle manzara çekimlerinde deprem oluyormuş
hissi vermek istemiyorsanız, ufuk çizgisinin sürekli sallanmasını
engellemek için mutlaka tripod kullanmalısınız.
- Sokak tabelaları, şehir isimleri ve diğer yer belirleyici öğeleri
de kadrajınızın içine almaya çalışın. Bunlar sonradan
bilgisayarınızda ekleyeceğiniz bilgi kutucuklarından çok daha doğal
bir etki yaratırlar.
- Çekim yaptığınız bölgelerdeki sesleri ayrı bir ekipmanla
kaydedin.
Hayvanlar
- Hayvanlar için de çocuklar için geçerli olan kurallar aynen
geçerlidir: Kamerayı olabildiğince hayvanların seviyesine
indirin.
- Hayvanat bahçelerindeki çitler sahnenin büyüsünü bozarlar. Bu
yüzden bunların arasından çekim yapmaya çalışın ve geniş güvenlik
boşluklarını kameranızın zumlu objektifi ile aşmaya çalışın.
- Hayvanlar objektifinizin karşısında olduğunda yavaş ve düzenli
hareket edin. Hızlı hareket onları sinirlendirebilir veya
korkutabilir.
- Yeni doğmuş hayvanların davranışları genelde önceden tahmin
edilemez. Bu küçükleri çekerken sakın ebeveynleri ile aralarına
girmeyin.
- Uzun bekleme sürelerinde bir üçayak en iyi yardımcınız olabilir.
Hayvanlar kendi ritimlerine göre hareket eder, önceden yazılmış
senaryolara göre değil.
Düğünler
- Bir arkadaşınızdan ikinci bir kamera ödünç alın. Bu kamera
salonda bir tripod üzerinde sürekli çekim yaparken siz dışarıda
başka sahneler peşinde koşmaya devam edebilirsiniz.
- Hazırlıklarınızı yaparken düğün planını da gözden geçirmeyi ihmal
etmeyin: Çiftin ne zaman geleceği, hangi kapıdan geçeceği ve hangi
yolu izleyeceği sizin için önemli detaylar.
- Çoğu misafir çiftin hayatı ile ilgili bir şeyler öğrenmek ister.
Bunun için kafanızda bir film fikri oluşturun: Röportajlarla,
fotoğraflarla ve dijital ortama aktarılmış eski filmlerle geçmişi
canlandırabilirsiniz.
- Evlenecek çifti bütün gün kameranızla takip edin. Hiç
beklemediğiniz anlarda, daha sonrası için çifte özel
hazırlayacağınız belgeselde kullanmak üzere birçok motif
bulabilirsiniz.
KNOW-HOW: Altın kural
Altın kuralın harmonik güzelliğinin bir matematik formülü var: Eşit olmayan iki parçaya bölünmüş bir çizgide küçük parçanın büyük parçaya oranı, büyük parçanın bütüne oranına eşit olduğunda altın kural elde ediliyor. Bunun sayısal faktörü ise 1,6 civarında. Film çekiminde ise vizörde gördüğünüz görüntüyü dokuz eşit parçaya bölünmüş düşünmeniz yeterli. Motifinizdeki doğal bir çizgi, örneğin ufuk çizgisi resminizi altın kural oranında böldüğünde çekiminiz daha çekici bir hal alacaktır.
Daha çok gökyüzünü veya ön plandaki objeleri kadraja almanız ise çok fark etmez, sonuç her iki durumda da simetrik bir yapıdan daha güzel olacaktır. Kural sadece yatay objelere uygulanabilir değil; ağaçlar, kuleler ve benzeri objeleri de kadrajınızda altın kurala göre yerleştirebilirsiniz. Bazı dijital kameralar istendiğinde bu altın kural ağını ekranlarında gösterebiliyor.
İPUÇLARI: Profesyonel çekim
Çoğu kameraman hata yapar, hatta kimileri aynı hataları tekrarlar. Şimdi size dijital video çekimlerinde karşınıza çıkabilecek beş önemli hatayı göstererek bunları engelleme yollarını anlatacağız.
Kötü bir çekim: Çekim sırasında kameranın ekranı
hep düzgün bir resim gösterir; kamera eğimli tutulmuş olsa bile. Bu
eğimli çekimler çoğunlukla tekrar oynatıldıklarında fark edilirler.
Kameramanlığına yeni geçmiş hobi fotoğrafçılarını, ilk çekimlerinde
evde kötü bir sürpriz bekler: Kameralar dik çekim yapabilseler de
ne yazık ki ekranlar ve televizyonlarda bu olanak yoktur. Bu yüzden
film çekiminde birinci ve en temel kural kameranın mutlaka yere
paralel tutulmasıdır. Kamera ekranına yapıştıracağınız ufak
yapışkan kağıtlar eğimli çekimler yapmanızı engelleyebilir.
Bu problemi mutlaka siz de fark etmişinizdir: Bir
video sahnesi geniş bir çekimle başlar ve zum yaparak ilerler. Ama
kameraman bir noktadan sonra objenin istediği noktada olmadığını
fark eder ve kadrajı değiştirerek zumlamaya devam eder. Bu durum
pek de profesyonel olmayan çekimlere neden olur. Bu yüzden zum
yolunu çekimden önce belirlemeniz gerekir: Çekim öncesi kameranızı
zumlayarak objeye yaklaşın. Kadrajı ayarladıktan sonra hareket
ettirmeden geniş açıya dönün.
İPUÇLARI: Profesyonel çekim - II
Bazı yapılar o kadar büyüktür ki, en geniş açıyla bile bir kadraja
sığmazlar. Notre Dame Katedrali'ni yukarıdan aşağı salınarak çekme
buna bir çözüm değildir. Bu sadece izleyicilerinizin başının
dönmesine neden olur. Bu yüzden böyle salınımlardan kaçınarak
kameranızın izleyicileriniz için bir rehber olmasını
sağlamalısınız. Subjektif bir görünüm için gerekli olan ayrıntılara
odaklanın. Örneğin ayrı ayrı pencereleri ve kapıda girmek için
bekleyen insanları çekin. Hareketli çekimler yerine bütün ve yarım
çekimleri deneyin.
Aslında kameralar beyaz dengesini otomatik olarak ayarlar. Ama buna
rağmen kimi zaman mavi veya sarı rengin baskın olduğu çekimlerle
karşılaşabilirsiniz. Bu tür çekimleri eğer kameranızın ayarlarını
iyi biliyorsanız kameranızın ekranından bile fark edebilirsiniz. Bu
yüzden çekime başlamadan önce beyaz dengesi ayarlarıyla denemeler
yapın. Daha sonra kameranızı bir televizyona bağlayarak farklı
beyaz dengelerinde (örneğin otomatik, iç mekan ve dış mekan gibi)
yaptığınız değişiklikleri inceleyip en doğru renkleri vereni
seçin.
Çoğu kameraman çekim sırasında yorumlarını kaydeder. Sorun
konuşmanın bir kere kaydedildikten sonra kayıttan çıkarmanın mümkün
olmamasıdır. Ortam sesleri ile karışan konuşma diğerlerinden
ayrılamaz. Bu yüzden yetenekli bir konuşmacı değilseniz, önceden
kendinize notlar alarak videonuzun arka planına ekleyeceğiniz
konuşmayı planlayın. Video kaydını tamamlayan ve görülenin
dışındaki ek bilgiler son derece ilginç olabilir.