3. nesil Centrino
Intel, masaüstü sistemlerinin en iyi özelliklerini dizüstü sistemlere entegre ederek yepyeni bir konsept oluşturdu. Centrino platformunun yeni nesil üyesi Sonoma’yı bu yazıda etraflıca inceliyoruz.
Sonoma’dan sonraki platformun ne olacağı hakkında elbette bilgimiz var. “NAPA” olarak adlandırılan ve önümüzdeki yıllarda karşılaşacağımız platform, çift çekirdekli 65 nm’lik Yonah işlemcisi, Caligosta yonga seti ve Golan kablosuz iletişim kartından oluşuyor. Centrino konseptinin üçüncü nesli olan NAPA, çift çekirdekli olmasına rağmen Dothan benzeri bir mimari kullanacak. Bunun anlamı, bu işlemcide yer alan iki çekirdeğin L2 ön belleği paylaşmaları.
Peki AMD’nin eli boş mu duruyor? Hemen söyleyelim, AMD cephesi Centrino’nun başarısına ciddi anlamda göz dikti. Uzun zamandır seyretmekle meşgul olan AMD, sonunda oldukça başarılı bir işlemci ile dizüstü pazarında söz sahibi olmak istiyor. Turion 64 Mobile olarak adlandırılan bu yeni işlemci, Athlon 64 işlemci ailesinin 1 MB L2 ön bellekli ve 90 nm teknolojili E sınıfı revizyonu. Güç tüketimi dizüstü sistemler için özel olarak ayarlanmış olan bu işlemci SSE3 komut setine sahip olması ile Intel dizüstü pazarını köşeye sıkıştırmayı hedefliyor. K8 çekirdeğine sahip olan bu işlemci 2800+ (1,6 GHz), 3000+ (1,8 GHz) ve 3200+ (2,0 GHz) modellerinde bulunabilecek.
Sonoma, Centrino’ya karşı: Yeni platform gerçekte ne kadar farklı?
Intel’in yeni Pentium M işlemcisi ile, Centrino’da olduğu gibi büyük sükse yapacağı kesin. Bunun başta gelen sebebi, önceki işlemcilerdeki tüm eksikliklerin kapatılmış ve böylelikle yeni nesil işlemciye büyük bir güç kazandırılmış olması. Bu fikre sahip olmamızda, özellikle Execute- Disable güvenlik teknolojisinin ve 533 MHz FSB desteğinin eklenmiş olması büyük rol oynuyor.
Yaptığımız incelemelerde i915 yonga seti barındıran, DDR2 bellekli ve PCIExpress teknoloji entegrasyonlu bir Sonoma dizüstü sisteminin, benzer özelliklere sahip masaüstü sistemlerin performans değerlerine bir hayli yaklaştığını gördük.
SATA arabirimi ile modern disklerin kullanımını ve HD Audio’nun sunduğu mükemmel ses kalitesi ile dizüstü sistemlerinin bir multimedya üssüne dönüştüğünü görmek oldukça keyif verici. Yalnız burada dikkat edilmesi gereken bir konu, Sonoma platformlu bir dizüstü sisteminde, belleklerin çift kanal desteğini iyi belirlemek.
Özellikle kullanılan belleklerin tek veya çiftli olduğunu bilmek büyük önem taşıyor. Çünkü bu sayede, ileride yapacağınız bir bellek artırımı sırasında çift kanal teknolojisini kullanılabilir hale getirmek elinizde. Şimdi bu bilgiler doğrultusunda eski ve yeni teknolojileri karşılaştırmaya geçebiliriz.
Test sonuçları: Centrino’yu yabana atmamalı
Yaptığımız denemelerde belleklerde tek kanal ile çift kanal çalışma arasında %5’lik bir fark olduğunu gördük. Bellek performansı Centrino’yla kıyaslandığında, bu farkın %19’a kadar çıkması bizi pek şaşırtmadı. Genel Benchmark testlerinde ise durum biraz daha farklı.Yaptığımız sistem testlerinde DDR333’lü bir Centrino sisteminin Sonoma ile kafa kafaya yarıştığını söyleyebiliriz. Ofis uygulamalarında 2,13 GHz’lik Sonoma’nın testleri önde bitirmesine rağmen, 855PM yonga setli Centrino’nun da onu yakından takip etmesi oldukça şaşırtıcı. Buna karşın sentetik Benchmark’larda sergilediği %16’lık farkla, Sonoma’nın yeni yonga seti performansını konuşturmasını biliyor. Benzer bir durum multimedya uygulamaları için de geçerli. Yalnız 3B performansta da gücünü ortaya koyan bu yeni platformun, sıra pil tüketimine geldiğinde beklenenin tam aksine bir durum göstermesi bizi şaşırttı. Çünkü Centrino platformu çeşitli güç tüketim ayarlarına göre 20-30 dakika arasında bir avantaj sağlıyor ve akıllarda, Sonoma platformunun gerçekten ne kadar gerekli olduğuna dair soru işaretleri oluşturuyor. Çünkü bir yanda teknolojinin son standardı, bir yandan da eski platformun yeniden aşağı kalmayan özellikleri ve test sonuçları var. Intel 855GME’li bir sistemin 915GM ve 915GMS sistemlere kafa tutabilmesi gerçekten de son derece şaşırtıcı. Neyse ki Sonoma platformu esas gücünü 915PM yonga setiyle göstererek beklentilerimizi boşa çıkarmadı.
Ecevit Bıktım
533 Mhz FSB desteği ile Sonoma konseptine tam uyumlu olan i915GM ise daha çok ofis uygulamalarını çalıştıran dizüstü sistemleri için tasarlanmış bir yonga seti ancak yeni teknoloji entegrasyonları ihmal edilmemiş. Üzerinde bulunan GMA 900 grafik yongası daha yüksek bir frekans değeri ile çalışıyor. Buna ek olarak Video Memory Technology 3.0 (DVMT) ile 224 MB dinamik bellek paylaşımından yararlanabiliyor. Saniyede 8,5 GB’lık bir bant genişliğine ulaşan bu platform, Centrino’nun saniyede 2,6 GB’lık bant genişliğine kıyasla oldukça etkili bir üstünlük sağlıyor. Tabii ki en iyisini isteyenler, bu gereksinimlerini harici grafik çözümleri için tasarlanmış i915PM serisi yonga setleriyle karşılayacaklar. Çünkü dizüstü üreticisine bağlı olarak nVidia GeForce Go 6600 veya ATI Mobile x800 grafik yongasını üzerinde bulunduracak olan bu yonga seti en yeni bellek teknolojisi (DDR2-533) ile birlikte üstün bir performans sunacak.
Fark yaratan özellikler: HD Audio, SATA, ExpressCard
Azaltılmış güç tüketimine de önem veren Intel, Sonoma platformuna entegre ettiği Display Power Saving teknolojisi ile ekranın güç tüketimini düşürmeyi başarmış. Bununla birlikte DVI ve TV çıkışından da vazgeçmeyen Intel, ekran çözünürlüğünü de 2.048 x 1.536 piksele çıkartmayı başarabilmiş.
Desteklenen ses standardı ise AC97 den High Definition Audio’ya terfi ettirilmiş. Masaüstü sistemlerden tanıdığımız bu özellik sayesinde birden fazla ses kaynağı aynı anda desteklenebiliyor ve bu sayede, kulaklık ve mikrofon ile rahatlıkla IP tabanlı telefon görüşmeleri gerçekleştirilebiliyor. Masaüstü sistemlerden bildiğimiz diğer bir yenilik olan SATA disk desteğinin de bu yeni platformda yer alması görülmeye değer. Çünkü SATA ile güç tasarrufundan faydalanan dizüstü sistemlerinin performansında artış da yaşanıyor. Tam Multimedya desteği için sekiz adet USB 2.0 port desteği de sunan bu yeni platform, dört adet de PCIe x1 yuvasına sahip. Bildiğiniz gibi PCI-Express yuvaları, PCI yuvalarının yerini alarak dikkatleri üzerlerine çekmişlerdi. Masaüstü sistemlerde x1 olarak adlandırılan bu arabirim, işte bu dizüstü sistemlerde Expresscard olarak yer alıyor.
PCMCIA yuvası gibi değişik modülleri destekleyen Expresscard standardı, ExpressCard 34 ve ExpressCard 54 olmak üzere iki farklı boyutta bulunuyor. Bunun avantajı, HDTV veya uydu kartları gibi yüksek bir bant genişliğine ihtiyaç duyan aygıtların dizüstü sistemlere kolayca eklenebilmesi.
İşlemci ve yonga setiyle birlikte, Centrino konseptinini tamamlayan kablosuz iletişim standardı da değişime uğramış ve PRO/Wireless 2915ABG’ye geçilmiş. Bu modülün önceki konsepte göre farkı 802.11a/b ve 802.11g standartlarının tümünü birden desteklemesi. Bunun anlamı, kablosuz iletişim standardının hem 2,4 GHz hem de 5 GHz bant desteği ile 11 Mbit/sn ve 54 Mbit/sn’lik transfer hızları ile sorunsuzca çalışabilmesi.
Bu aynı zamanda daha az ısınma anlamına geliyor ve pil tasarrufu için önemli bir avantaj. Execute Disable olarak tabir edilen ve NX-Bit olarak da adlandırılan bir çeşit bellek koruması, Sonoma platformunun ikinci büyük değişikliğini ifade ediyor. Intel’in yeni nesil 64 bit masaüstü işlemcilerden tanıdığımız teknoloji, bellek alanlarını virüslere karşı koruyor.
Burada yapılan iş, bellekteki verilerin kodlarının incelenmesi ve virüs kodları ile karşılaştırılması. Yeni Pentium M işlemcisinin en büyük dezavantajı ise 90 nm tekniğine göre üretilmesine rağmen önceki işlemcilere göre daha yüksek bir güç çekmesi. Detaylara inildiğinde bu özelliğin esasında o kadar büyük bir dezavantaj olmadığı söylenebilir. Çünkü bu sayede günümüzde ve ileride de daha yüksek bir sistem saat frekansına ulaşılabilecek. Ayrıca 21 Watt’tan 27 Watt’a çıkan güç tüketimini de yanlış yorumlamamak gerekli, zira burada bahsi geçen 27 Watt, maksimum güç değerini temsil ediyor. Dolayısıyla pil tüketiminin daha yüksek olacağı gibi bir orantı kurmak pek doğru olmaz.
i915GM, i915 GML, i915 GMS ve i915 PM: Yeni yonga setleri hazır
Bu platformun işlemciden sonra gelen ikinci önemli birleşen kuşkusuz yonga seti desteği. Dört farklı yonga setiyle geniş bir kesime hitap eden Sonoma, i915 serisi yonga setlerini kullanıyor. Bunlardan üçü entegre grafik özelliği ile ilgi çekiyor. Buna karşılık, i915PM kod adlı yonga seti, harici bir grafik yongası gerektiriyor. Söz konusu yonga setlerinin Centrino’ya göre en büyük farkı, ICH4-M güney köprüsü yerine masaüstü sistemlerdeki köprünün mobil modifikasyonu olan ICH6-M güney köprüsünü kullanması. Bu da SATA teknolojisinin ve HD Audio ses sisteminin dizüstü sistemlere entegre edilebilmesinin önünü açarak büyük avantaj sağlıyor. Diğer yonga setlerinden i915GMS’nin özelliği 400 MHz FSB’li işlemcilerle çalışması.
Diğer bileşenleri Sonoma platformuna uygun olan i915GMS, düşük frekanslı bir GMA 900 grafik çözümü ile yeni başlayanlara hitap etmeyi hedefliyor. Bu yonga seti, son derece ince ve hafif dizüstü sistemlerde kullanılacak. Örneğin sadece 10 Watt güç çeken Low ve Ultra Low Voltage modelleri 1,2 GHz ile 1,5 GHz arasında değişen hızlarda bulunabilecek. Bu işlemciler, yukarıda belirttiğimiz gibi, 400 MHz’lik FSB değerlerine rağmen 90 nm teknolojisi ile 2 MB L2 ön bellek içerdiklerinden, başarılı bir performans sergileyeceklerine kesin gözüyle bakılıyor.
Geleceğin adı Sonoma. Intel’in yeni dizüstü platformu mobil büroları bir multimedya ve haberleşme istasyonuna çevirmeyi, yepyeni Pentium M işlemcisi ile başardı. Bugünden sonra dizüstü dendiği vakit akla bu işlemcinin geleceği kesin, zira hem kendisinden önceki işlemcilerden daha performanslı, hem de daha az güç tüketiyor. Durum böyle olunca, ideal bir dizüstü sistemi için ihtiyaç duyulan temel şartlar da sağlanmış oluyor. Centrino konseptinin piyasaya sürülmesine rağmen yinede mobiliteye önem vermeyen Pentium 4 veya AMD Athlon 64 işlemcili sistemler de hala rağbet görüyorlar. Bunun sebebi, Pentium M işlemcilerini çalıştıran i855 anakartından, DDR333 belleklerden ve 4X AGP’den daha iyi ve güncel bileşenleri kullanabilmeleri. Intel, işte bu eksikleri kapatmak amacıyla, yeni platformu Sonoma ile karşımıza çıkıyor.
Centrino konseptinde üçüncü perde: Sonoma
Bilindiği gibi Centrino platformu, 802.11b standardındaki WLan modülü, 1 MB L2 ön bellekli Banias işlemcisi ve 855 serisi yonga setinden oluşan bir konsept. DDR266 bellek modülleri ile çalışan bu konsept, 855PM ve 855GM yonga setlerini destekliyor. Bu konsept daha sonra 855GME yonga setiyle çalışabilen DDR333 bellek modülleri ile güçlendirildi ve bu değişimin 2 MB L2 ön bellekli Dothan işlemcisi ile birleşmesiyle de Centrino teknolojisi günümüze taşındı. Sonoma konsepti ise tıpkı Centrino gibi Pentium M işlemcisi, 915 Express yonga seti ve WLAN modülü olmak üzere toplam üç elemandan oluşuyor. Farkı, yeni nesil Pentium M işlemcilerin yeni yonga setlerinde çalışmasına olanak tanıması. Bu yüzden de FSB değeri 400 MHz’den 533 MHz’e çıkartılmış. Buna ek olarak, AGP yerine PCI-Express ve DDR yerine de DDR2 bellekler kullanılmış.
Sonoma Platformunda yer alan en hızlı işlemci 2.13 GHz ile Pentium M 765. Bu işlemci öncekilere göre farklı bir Stepping ile donatılmış ve bu sayede NX-Bit teknolojisini destekliyor. i915 yonga setiyle birlikte çalışan bu işlemci, maksimum 27 Watt güç çekiyor. Üzerinde bulunan Intel PRO/Wireless 2200BG ya da Intel PRO/Wireless 2915ABG ağ bağlantıları sayesinde de, yeni nesil Centrino konsepti olarak adlandırılıyor. Sonoma’yı kısaca tanıttıktan sonra bu konsepti yakından tanımaya ne dersiniz?
400 MHz FSB’den 533 MHz’e geçiş: Dothan’ın değişimi
Bu konsepti oluşturan en önemli birleşenlerden biri kuşkusuz yeni Pentium M işlemcisi. Yeni Pentium M’de yapılan en köklü değişikliklerden biri, FSB hızının 400 MHz’den 533 MHz’e yükseltilmiş oluşu. Bu her ne kadar büyük bir değişim gibi görünmese de, esasında performansı artıran önemli değişiklikleri de beraberinde getiriyor.
Bunlardan biri, yüksek bant genişliği. Hemen açıklayalım: FSB’nin artması ile birlikte Kuzey köprüsü daha hızlı Quad- Pumped-Bus ile donatılmış oluyor. Bu da daha önce saniyede 3,2 GB hızında gerçekleşen veri akışını 4,2 GB’a taşıyor. Tabii sistem performansının artması için sadece FSB değerini yükseltmek bir çözüm değil. Çünkü esas performans artışı, ancak hızlı bir bellek türü ile birlikte kullanıldığında gerçekleşir. Bu yüzden de Sonoma platformunda DDR2 bellekler kullanılıyor. DDR2 belleklerini kullanmanın diğer bir avantajı, DDR belleklere göre %30 daha az güç tüketmesi.