14 pratik ipucuyla TV'nizi ayarlayın!
TV'nizden en iyi görüntü kalitesini almak için hangi ayarları yapmalısınız? Cevap bu 14 ipucunda!
Nedendir bilinmez, TV üreticileri, kendi televizyonlarını en iyi resim kalitesi için ayarlamakta oldukça başarısızlar. TV'lerin çoğu, kutudan çıktığı ayarlarla aşırı derecede abartılmış, çizgifilm benzeri renkler, yine aşırı parlaklık ve keskinlik sunuyor, size detaydan çok karlanma gösteriyorlar.
Ancak TV'nizin performansını iyileştirmek için uzman olmanıza gerek yok. Tüm ihtiyacınız olan, TV'nizin menülerinde dolaşacak cesareti kendinizde bulmanız ve bu işe birkaç dakikanızı ayırmanız. Yazımızı okuduktan sonra TV'nizi daha iyi, istediğiniz gibi bir resim kalitesi için gerçekten de dakikalar içinde ayarlayabileceksiniz.
Uzaktan kumandanızı elinize alın ve TV'nizin gerçek potansiyelini ortaya çıkarmaya hazırsanız, sonraki sayfamıza tıklayarak işe başlayın!
Bağlantıları doğru yapın
1. Bağlantıları doğru yapın
Hangi bağlantının nasıl bir resim kalitesi sağladığı, hala çoğu kullanıcının bilmediği bir konu. Size yardımcı olmak amacıyla, bağlantıları en iyi kaliteden en kötüsüne doğru şöyle sıralayabiliriz:
- HDMI
- Component video
- RGB Scart
- 4-pin S-Video
- RGB olmayan Scart
- Composite video girişi
Burada en çok dikkat etmeniz gereken, HD resim kalitesine sadece HDMI ve Component video ile ulaşabileceğiniz. Component, analog bir sistem olduğu için HDMI'dan vazgeçmemelisiniz. DVD player gibi HD olmayan bir kaynak kullanıyor olsanız dahi, dijital bağlantılar en temiz aktarımı sunduklarından HDMI'ı tercih etmelisiniz.
4K ile ilgileniyorsanız, sadece HDMI portlarıyla yetinmemeniz, en son HDMI 2.0'a bakmanız şart. Yani bir 4K TV arıyorsanız, portlarının HDMI 2.0 olmasına dikkat edin. Panasonic gibi bazı firmalar, 4K soketi olarak DisplayPort'u tercih edebiliyor, ancak bu portların çok fazla yaygınlaşmasını beklemiyoruz.
Kaynaklarınızın kurulumu doğru olmalı
2. Kaynaklarınızın kurulumu doğru olmalı
Uydu alıcısı, Blu-ray çalıcısı gibi harici kaynaklarınızın ayarları, TV'nizin performansını olumsuz etkileyebilir. En çok dikkat etmeniz gereken ayarları şöyle sıralayabiliriz.
Uydu alıcılarında HD çözünürlüğü 1080i HD varsayılan pozisyon yerine Otomatik olarak ayarlamanızı tavsiye ediyoruz. Böylece alıcınız, HD videoları HD, SD videoları SD olarak aktaracak, upscaling işini TV'nize bırakacaktır. TV'ler upscaling'de receiver'lardan iyi iş çıkardığı için, bu yöntemi kullanmanızda fayda var.
Blu-ray ve DVD çalıcılarda en saf sonuçlar için frame rate çıktısını 24p olarak seçmenizi tavsiye edeceğiz. Hareketli sahneler TV'nizde kötü görünüyorsa, 50 - 60Hz arasında geçiş yapmayı deneyebilirsiniz.
3. Overscanning'i kapatın
Yeni TV'nize geçiş yaptığınızda, isteyeceğiniz ilk şeylerden bir tanesi, resim kalitesini her piksele bir piksel düşecek şekilde optimize etmek, varsa "zoom" işlevini ortadan kaldırmaktır.
Overscanning, bazı TV yayıncılarının çerçevenin en dışına koydukları sinyalleri ortadan kaldırma işlevine verilen addır. Ancak HD çözünürlüğe geçtiğimiz şu dönemde overscanning'e genellikle gerek kalmıyor. Dolayısıyla overscanning'i açık bırakıyorsanız, görüntü kalitesinde kayıp yaşıyorsunuz demektir.
Kontrasta öncelik verin
4. Kontrasta öncelik verin
TV'lerin kontrast oranı, özellikle ikna edici siyahlar oluşturabilmesi, yüksek resim kalitesi için anahtar öneme sahiptir. TV üreticilerinin çoğu, kontrast oranını maksimum olarak ayarlıyorlar. Bu, mağazalarda göz alıcı görüntüler sunmaya yarasa da, genellikle izleme deneyiminizi olumsuz etkileyecektir. Renklerin doğallığını kaybedecek kadar canlı, beyazların ise çok baskın görünmesi, dahası siyahların zorlama bir hal alması, muhtemelen hoşunuza gitmeyecektir.
LCD'lerde genel bir kural olarak kontrastı yüzde 70-80'in üzerine ayarlamanızı tavsiye etmiyoruz. İyi bir plazma TV'de ise daha düşük bir kontrast oranı, muhtemelen size yetecektir.
Dinamik kontrast: LCD TV'lerin çoğu, "dinamik kontrast" adındaki bir işlevle kontrastı resimdeki değişikliklere göre, sürekli olarak ayarlayabiliyorlar. Ancak bu tür ayarlara şüpheyle yaklaşmanızı tavsiye ediyoruz. Dinamik kontrast, kontrast oranını sürekli olarak değiştirdiğinden, parlaklıkta sıkça "zıplamalara" neden olabiliyor.
Local dimming: Edge LED TV ve direct LED TV'lerde sıkça rastlanan bir özellik olan local dimming, ekranın belirli bölümlerinin parlaklığını, diğer bölümlerden farklı olarak ayarlayabiliyor.
Genel olarak bu işlevi açık bırakmanızı tavsiye edebiliriz, ancak düşük seviyede tutmanızda fayda var. Yüksek seviyedeki local dimming, boş görünümlü karanlık bölgeler, parlak nesnelerin etrafında görünen çirkin kutular gibi dikkat dağıtıcı yan etkilere neden olabilir.
En iyi kontrast oranını ararken, resmin dengesini bozmadan, gölgelerin yok olmasına izin vermeden, en derin siyah rengi elde etmeye çalışın.
Arka ışık ve parlaklığa dikkat edin
5. Arka ışık ve parlaklığa dikkat edin
Resim kalitesini adeta "katleden" bir başka hatalı ayar ise, arka ışık ayarının çok yüksek ayarlanmasıdır. Bu ayar, TV'nin bir mağazada çarpıcı görünmesini sağlayabilir, ancak evinize genellikle uymayacaktır. Resimlerin detaylı, kontrast bakımından zengin ve doğal görünmesini istiyorsanız, en iyi resim kalitesini yüzde 40 ile yüzde 50 arasında elde ettiğimizi söyleyelim. Bu ayarlar, özellikle nispeten karanlık bir odada film izlerken resim kalitesini iyileştirebilir.
Plazma istisnaları: Buraya kadar LCD teknolojisinden bahsettiğimizi söylemeliyiz. Plazma ekranlarda daha yüksek parlaklık ayarları kullanmanızda sakınca yoktur. Plazmada, piksel piksel aydınlatıldığından, karanlık bölgelerdeki bütünlüğü bozmadan resmi aydınlatmanız mümkün olacaktır.
Yine de parlaklığı aşırı derecede yükseltmeniz, renkleri bozabilir ve noktalı paraziti artırabilir. Bunun nedeni, yüksek parlaklık ayarlarının plazma hücrelerinin doluluk seviyesi işini denetlemesini zorlaştırmasıdır.
Arka ışık bulutlanması: LCD ekranlarda parlaklığı düşük tutmak için bir başka geçerli neden, arka ışık bulutlanmasıdır. Kenar aydınlatmalı LCD TV'lerde çok fazla arka ışık, karanlık resimlerin aşırı derecede parlak görünmesine neden olabilir. Bu durum, resmin belirli bölümlerinin üzerinde "bulutların" görünmesine yol açabilir.
LCD'nin en yaygın sorunlarından biri olan arka ışık bulutlanmasını çözmek için arka ışık yoğunluğunu azaltmanız, genellikle yeterli olacaktır.
6. Renkleri dikkatle ayarlayın
TV'nizin video yürütmek için sunması gereken en ideal "sıcaklık", genellikle 6500 Kelvin'dir. Bunun yanında ayarlarınız, renklerin canlı ve dinamik görünmesini sağlamalı, küçük renk farklarını görünmez kılmamalıdır.
Renk ayarlarına gelmeden önce arka ışık ve kontrast ayarlarını doğru yapmış olmanız oldukça önemli. Video kalitesine aşırı önem verenlerdenseniz, TV'nizin sunduğu detaylı renk yönetimi işlevlerine göz atabilirsiniz. Bu ayarlar, TV'nizin tek bir renge yatkınlığı olması halinde durumu düzeltmenize izin verebilir.
Keskinlik tuzağına düşmeyin
7. Keskinlik tuzağına düşmeyin
En iyi sonuçları en yüksek keskinlik ayarlarında elde edeceğinize inanıyor olabilirsiniz. Ancak gerçekte bunu yapmanız, önemli sorunlara yol açabilir.
Bu sorunlardan en belirgini, çok yüksek keskinliğin yüksek kalitedeki resimlerin bile karlı ve pürüzlü görünmesidir. Yüksek keskinlik, resimdeki nesnelerin kenarlarının parlamasına da neden olabilir. Dahası aşırı keskinlik nedeniyle resim yerine ekranınızın piksel yapısını keşfetmeye başlayabilirsiniz.
Birçok marka, özellikle de Samsung, varsayılan ayarlarında keskinliği çok yüksek tutabiliyorlar. Keskinliği doğru biçimde ayarlamanız için TV'nize bir Blu-ray bağlayıp, ayarı karlanmanın başladığı noktaya kadar açmanızı tavsiye ediyoruz.
8. Ortam ışığı sensörlerini kapatın
Bugünkü neredeyse tüm TV'ler, oturma odanızdaki ışıklandırmayı algılayıp, resmi buna göre ayarlayabiliyorlar. Ancak bu otomatik yaklaşım, sorunlara yol açabiliyor. Özellikle ortam ışığı yüksek olduğunda TV'niz, kontrastı aşırı derecede yükseltebiliyor.
Bir başka gerçek, otomatik işlemlerin gözünüzün zevkinin yerine muhtemelen geçemeyeceği. Genel olarak ışık sensörü/eco işlevlerini devre dışı bırakıp, resimleri kendiniz kalibre etmenizi tavsiye ediyoruz.
Resim işleme işine her zaman inanmayın
9. Resim işleme işine her zaman inanmayın
Modern TV'lerin çoğu, size her tür geliştirmeyi yaptığını iddia eden özel birer resim işleme motoruna sahipler. Ancak bu motorların bazıları, sandıkları kadar akıllı değiller ve resmi iyileştirmek yerine kötüleştirebiliyorlar.
Bu nedenle TV'nizin resim işleme özelliklerine şüpheyle yaklaşmanızda fayda var. Zorlu sahneleri (örneğin bolca aksiyonun olduğu bir Blu-ray sahnesi) TV'nizin resim işleme özelliklerini kapayıp, açarak test etmenizi, hangi ayarlardan hoşlanıp, hangilerini sevmediğinizi belirlemenizi öneriyoruz.
Gürültü azaltma (noise reduction): Karlanma azaltma sistemleri, özellikle HD kaynaklarında pek işe yaramıyorlar ve resmi yumuşak bir hale getirebiliyorlar. Bu yüzden bu ayarı Blu-ray'lerde ve HD yayınlarda kapatmanızı öneriyoruz.
Bununla birlikte işlev, yüksek oranda sıkıştırılmış yayınlarda işinize yarayabilir (yine de düşük seviyede kullanın).
Hareket düzeltme (motion compensation): Dikkatle yaklaşmanız gereken ayarlardan bir tanesi de hareket düzeltme. Judder ve motion blur olarak adlandırılan durumlarla başa çıkmak üzere geliştirilen hareket düzeltme, prensipte kulağa harika gelse de, işlevin ihtiyaç duyduğu işlem gücü çok yüksek olduğundan, TV'leri zorlayabiliyor. Bu durumda yumuşak görüntüler, hızlı giden nesneler etrafında haleler, titreşim gibi yan etkiler ortaya çıkabiliyor.
Bu sorunlardan birini yaşıyorsanız, hareket işleme işlevlerinin gücünü azaltın veya bunları tamamen kapatın.
Hareket işleme işlevlerinin farklı kaynaklarda farklı sonuçlar verdiğini de söyleyelim. İşlev, TV yayınlarında daha başarılı sonuçlar sağlarken, DVD ve Blu-ray'ler işlevi zorlayabiliyor.
Oyunculara tavsiyeler
10. Oyunculara tavsiyeler
TV'nizde oyun oynuyorsanız, resim işlemeye sadece şüpheyle yaklaşmakla kalmamalı, onu gördüğünüz yerde bulup indirmelisiniz.
Bunun nedeni, herhangi bir tür resim işleme işlevinin, resmin ekrana gelmesini geciktirebilmesidir. Bu tür gecikmeler, Call of Duty, Battlefield ve Forza gibi tepki süresinin önemli olduğu oyunlarda sizi olumsuz etkileyecektir.
Çoğu TV, size bu konuda yardımcı olacak oyun ön-ayarlarıyla geldiğinden, bu işlevden faydalanabilirsiniz. TV'niz böyle bir mod sunmuyorsa, resim işleme özelliklerini kendiniz kapatmalısınız. Bunun yanında oyun modunun tüm resim işleme işlevlerini kapatmayabileceğini söyleyelim. Bu yüzden oyun modunu açsanız bile resim işleme işlevlerinin kapalı olduğunu tekrar kontrol edin.
11. Yansımaları engellemeye çalışın
TV'nizi güneş ışığını veya odanızdaki ışıkları direkt olarak yansıtmayacak bir biçimde konumlandırmaya çalışın. Bu sayede izleme deneyiminizi önemli derecede geliştireceksiniz. Yeni bir TV satın almak üzereyseniz, bazı ekranların ışığı diğerlerine göre çok daha az yansıttığını aklınızda bulundurun.
Bakış açıları kritik olabilir
12. Bakış açıları kritik olabilir
Plazma TV'lerde olmasa da bakış açınız, LCD TV'lerin çoğunda resim kalitesini etkileyecektir. Bazı LCD TV'leri 30 derecelik bir açıdan izlediğinizde bile kontrast ve renkte önemli kayıplar yaşayabilirsiniz. Bu yüzden mümkün olduğunca TV'nizin tam karşısında oturmaya çalışın.
13. Kalibrasyon disklerini kullanabilirsiniz
TV'nizi ayarlamak için özel test sinyallerinden faydalanabilirsiniz. Bununla birlikte sıradan bir tüketicinin kullanabileceği cinsten test sinyalini sağlayan çok az kaynak var. En uygun fiyatlı çözümlerden biri olan Digital Video Essentials Blu-ray, test sinyallerinden oluşan bir disk ve her test sinyalinin ne işe yaradığını anlatan uzun bir kılavuzla geliyor.
Alternatif olarak daha yüksek esneklik sunan, ancak biraz daha karmaşık Spears & Munsil HD Benchmark and Calibration Disc'i değerlendirebilirsiniz.
14. Profesyonel kalibrasyona başvurabilirsiniz
Resminizin mümkün olan en doğru biçimde görünmesi sizin için çok önemliyse, bunun için TV'nizi profesyonel bir servise (kalifiye bir Imaging Science Foundation uzmanına) ayarlatabilirsiniz. Herkes, özellikle çok canlı ve dinamik görselleri sevenler, bu şekilde ayarlanan TV'lerin sunduğu görüntüleri beğenmeyebilir. Ancak ISF sertifikalı bir yetkilinin yapacağı kalibrasyon, gerçeğe daha yakın olacaktır. ISF'nin iyi bir yanı, ön-ayar olarak sunulması ve istendiğinde bu ayarlara geçilebilmesidir.