Donanım Satın Alma Rehberi
Doğru bilgisayarı satın almak için hem donanımları tanımalı, hem de yenilikleri takip etmelisiniz.
Bilgisayarın gösterdiği gelişimi diğer alanlarda görmek oldukça zor. Bu yüzden PC satın alırken, seçeceğiniz donanımların sizin için en uygunları olup olmadıklarını mutlaka göz önünde bulundurmak zorundasınız.
Bu bölümde, günümüzün hareketli bilgisayar piyasasını mercek altına yatırıyoruz. Bugün yeni bir bilgisayar satın alırken sayısız alternatif arasından seçim yapmak zorundayız. Zaten yeterince zor olan bu seçim işlemi, adı sanı duyulmamış üreticilerin kalitesiz ürünleri ile daha da içinden çıkılmaz bir hal alabiliyor. Bu yüzden, satın alacağınız donanımları seçerken çok dikkatli davranmalı ve kulaktan dolma bilgilerle hareket etmekten kaçınmalısınız.
Bilgisayar teknolojisinin çok büyük bir hızla gelişmesinden dolayı, burada bahsedilen sistemler birkaç ay içerisinde yerlerini yenilerine bırakacaklar. Nereden mi biliyoruz? İşte size güzel bir örnek... İlk Pentium işlemciler veya ilk 1 GB'lık sabit diskler karşısında şaşırdığımız günlerin üzerinden çok da fazla bir zaman geçmedi. O dönem için hayret verici olan bu gelişmeler, günümüzde gülümseyerek hatırladığımız eski teknolojiler sınıfında yer almaya başladılar bile. Aynı durumun yakın gelecekte de değişmesi beklenmiyor. Yani bugün çok yüksek fiyatlarla satılan bir bileşen, kısa süre sonra tarihin tozlu sayfalarındaki yerlerini alacaklardır.
İYİ BİR SEÇİM
Yeni bir bilgisayar satın alırken, fiyat-performans dengesine dikkat etmek çok önemlidir. En yeni ve en gelişmiş bilgisayarı almak kulağa hoş gelebilir; ancak işin ucunda inanılmaz bir harcama ve çok yüksek fiyatlar bulunmaktadır. Diğer yandan çok ucuza alınacak bir bilgisayar da kısa süre içinde ihtiyaçlarınızı karşılayamaz hale gelebilir. En İyisi, mantıklı bir fiyata sahip olan ve en azından birkaç yıl boyunca ihtiyaçlarınızı karşılayabilecek bir makineyi tercih etmeniz olacaktır.
Bilgisayara hangi amaç İçin ihtiyaç duyduğunuz, seçiminizi belirleyen birinci faktör olmalıdır. Oyun oynamayı seven bir kullanıcının satın alacağı bilgisayar ile iş yerinde basit hesaplamalar için kullanılacak bir bilgisayarın aynı olması beklenemez. Ofis uygulamaları için kullanılacak bir PC'nin çok yüksek bir performans sunması gerekmez. Giriş seviyesi bir sistem, ofis kullanıcılarının hemen hemen tüm beklentilerini rahatlıkla karşılayacaktır. Oyuncular ise işlemci, bellek ve ekran kartı konularında büyük bir harcama yapmak zorundalar.
Yeni Bilgisayar Satın Alacaklara Öneriler
YENİ BİR BİLGİSAYAR SATIN ALACAKSANIZ...
• Adı sanı duyulmamış üreticilerin ürünlerinden uzak durun. Bu ürünler belki uygun fiyatlar karşılığında satılıyor olabilir; ancak karşılığında alacağınız destek de son derece kısıtlı olacaktır. Düzenli olarak güncelle-nen sürücüler ya da yazılım desteği için tanıdığınız markaları tercih etmelisiniz.
• Piyasaya yeni sürülen işlemci modelleri üzerinde ısrarcı olmayın. Yeni bir işlemci, çoğu zaman yüksek fiyatlar ile satışa sunulur ve bu fiyat kısa sürede yarıya kadar iner. Bu yüzden tercihinizi yaparken öncelikle fiyat-performans oranına dikkat etmelisiniz.
• Garanti koşullarını mutlaka öğrenin. Birçok satıcı, alış veriş sırasında size verilen faturayı garanti belgesi olarak kabul eder. Bu yüzden faturaları garanti süresinin sonuna kadar saklamalı ve kesinlikle kaybetmemelisiniz.
• Alacağınız her bileşen için ayrı ayrı araştırma yapmayı ihmal etmeyin. Ayrıca yapacağınız araştırma için birkaç farklı kaynaktan destek almanız da doğru olacaktır. Kulaktan dolma bilgiler ile satın alacağınız sistem, kısa sürede başınıza büyük işler açabilir. Eğer donanım konusunda yeterli birikiminiz yoksa, profesyonel destek almadan alış verişe başlamayın.
İşlemci Seçimi
İŞLEMCİ SEÇİMİ
Yeni bir bilgisayar satın alırken, işlemci ve anakart konularına ayrıca dikkat etmelisiniz. Çünkü bu iki bileşen, birlikte bilgisayarın kalbini oluşturmaktadırlar ve performansları da diğer tüm bileşenlerin performansına doğrudan etki eder. Dünya'nın en büyük yonga üreticisi olan Intel'in 80'li yılların başından İtibaren bu endüstrideki İtici güç olduğunu söylemek yanlış olmaz. PC işlemcilerindeki rakipsiz liderliğini uzun süre sürdüren şirket, son birkaç yıldır önemli bir rakiple karşı karşıya. AMD, şirket büyüklüğü açısından Intel'in çok gerisinde kalsa da, ürettiği işlemciler ile dişli bir alternatif olmayı başarıyor.
Intel, yaklaşık 15 yıl önce piyasaya sürdüğü Pentium serisi işlemcileriyle büyük bir başarıya İmza atmıştı. Pentium'u sırasıyla Pentium II ve Pentium III takip etti. Bugün ise, kullanılan bilgisayarların büyük bölümünde serinin son halkası olan Pentium 4'lere rastlıyoruz. Üstelik bu işlemciler, 3 GHz'lik hızı çoktan aştılar bile. Ancak dilerseniz, 2 GHz'lik ya da daha düşük hızlarda çalışan Pentium 4 işlemcileri de tercih edebilirsiniz.
AMD ise, son yıllarda Athlon adını verdiği işlemci serisi ile büyük bir atılım yapmış durumda. Serinin son üyesi olan Athlon XP, Pentium 4'lerden hiç de aşağı kalmıyor. Üstelik fiyatları da Pentium 4'lere göre çok daha ucuz. İlk örnekleri 1999 yılında ortaya çıkan AMD Athlon işlemciler, bugün yüksek performansları ve uygun fiyatları ile dikkat çekiyorlar.
Güncel Athlon XP işlemcileri 1700+'dan 3200+'ya kadar uzanan farklı çekirdeklerle piyasada bulunabiliyorlar.
Anakart Seçimi
ANAKART SEÇİMİ
Hem yeni bir PC oluştururken, hem de eski sisteminizi upgrade ederken işe başlamanız gereken temel bileşen anakart olacaktır. Satın alacağınız anakart kullanacağınız işlemci ve bellek modüllerini de belirleyeceğinden, tercihinizi yaparken bu üç bileşeni birlikte değerlendirmelisiniz. Anakart, işlemci ve bellek için 130 Dolar gibi düşük bir ücret ödeme şansınız var. Ama bu ücret karşılığında alacağınız performans da oldukça düşük olacaktır. Standart bir ev kullanıcısı, üç bileşen için yaklaşık 250 Dolar harcama yaparak istediği performansı yakalayabilir.
Kullanacağınız işlemci ve bellek modülleri ile uyumlu bir anakart satın almalısınız. Bir işlemciyi her anakartla birlikte kullanamayacağınızı asla aklınızdan çıkartmayın. Intel'in işlemcileri için Soket 478, AMD içinse Soket A işlemci yuvasına sahip anakartlar arasından seçim yapmanız gerekiyor. Aynı durum bellek modülleri için de geçerli. Üzerinde DDR-SDRAM yuvaları bulunan bir anakart ile birlikte Rambus modüllerini kullanmanız mümkün değil. Aynı şekilde Rambus yuvalarına sahip bir anakart DDR-SDRAM modüllerini desteklemez. Bu yüzden alacağınız anakart üzerinde uygun bellek yuvalarının bulunmasına dikkat etmelisiniz.
Anakart üzerinde yeterli sayıda PCI yuvası bulunması oldukça önemli. Eğer entegre ses işlemcisi ya da ağ bağdaştırıcı size çekici gelmiyorsa, en azından 5 adet PCI yuvasına ihtiyacınız var. Ses kartı, ethernet kartı, TV kartı ve modem gibi bileşenlerin hemen hepsi PCI veriyolunu kullanırlar.
Bellek Seçimi
BELLEK SECİMİ
Eskiden bellek fiyatları oldukça yüksekti ve bilgisayarı geliştirmek de bu yüzden biraz zordu. Ama artık hem fiyatlar kabul edilebilir rakamlara geriledi; hem de pek çok bilgisayar zaten 256 MB bellek ile donatılmış olarak satılıyor. Bu rakam, kullanıcıların büyük çoğunluğu için yeterli. Ancak oyun oynamak ya da video işlemek gibi amaçlarınız varsa, daha fazla belleğe ihtiyacınız olacağını da bilmelisiniz. Profesyonel bir video işleme bilgisayarı, en azından 1 GB'lık bellek ile donatılmalıdır.
Bellek konusunda sadece kapasiteye dikkat etmeniz yeterli değil. Önemli olan, kullanacağınız bellek tipine karar vermenizdir. Piyasada üç farklı bellek tipi bulunmaktadır. Bunlardan ilki, artık yerini yavaş yavaş yeni teknolojilere bırakmaya hazırlanan SDRAM'dir. SDRAM de, kendi içerisinde 100 ve 133 MHz olmak üzere ikiye ayrılır. Bu rakamlar, bellek modüllerinin çalışma hızlarını temsil ederler.
DDR-SDRAM ise, bugün en çok kullanılan bellek tipidir. Bu tip belleklerin performansları oldukça yüksektir ve yeni nesil işlemcilere kolaylıkla ayak uydurabilir. Piyasada 266 MHz'den 400 MHz'e kadar farklı hızlarda çalışan DDR-SDRAM modülleri bulmanız mümkün.
Rambus olarak bilinen RDRAM ise, çok büyük ümitlerle geliştirilen; ancak bir türlü beklenen başarıyı yakalayamayan bir teknolojiyi temsil etmektedir. Yüksek performansa sahip olan Rambus modülleri, ne yazık ki çok fazla tercih edilmiyorlar. Üstelik fiyatları da DDR-SDRAM'e göre biraz daha yüksek.
Peki ama hangi bellek tipini seçeceğiz? SDRAM oldukça eski bir teknoloji ve yeni nesil işlemciler için pek de uygun değil. Zaten bu tip bellekleri destekleyen anakartları bulmanız da oldukça zor. Rambus ise her ne kadar yüksek performans sunsa da mantıklı bir seçim olmayacaktır. Bu yüzden en doğrusu, DDR-SDRAM modüllerine yönelmeniz olacak.
Son olarak küçük bir hatırlatma... Bellek modülleri, sistem için en az işlemci kadar önemlidir. Bu yüzden ucuz ve kalitesiz ürünlere fazla İtibar göstermemenizde yarar var. Piyasada markası belli olmayan sayısız bellek modülüne rastlamak mümkün. Ancak bu tip modüllerde çoğu zaman kalitesiz malzemelerin kullanıldığını unutmayın. Sorunsuz bir PC için büyük üreticilerin İmzasını taşıyan kaliteli bellek modüllerini tercih etmelisiniz.
Sabit Disk Seçimi
SABİT DİSK SEÇİMİ
Sabit disk üniteleri büyük bir hızla gelişmişler ve günümüzdeki devasa boyutlarına ulaşmışlardır. Artık hem masaüstü hem de taşınabilir bilgisayarlar için en azından 30 veya 40 GB'lık sabit diskler kullanılıyor. Fakat çoğu kullanıcı bunlarla yetinmiyor ve 80, 100, 120 GB'lık sabit diskleri salın almayı tercih ediyorlar.
Satın alacağınız sabit diske karar verirken, öncelikle ürünün kapasitesine dikkat etmelisiniz. Bugün piyasada bulabileceğiniz en ucuz ve en küçük sabit disk 20 GB büyüklüğünde depolama alanı sunuyor. Bu da işletim sistemi, temel uygulamalar ve dokümanlar için ihtiyacınız olan alanın neredeyse 4 katına denk geliyor. Geriye kalan 15GB'a ise 3 megapiksellik 10 bin dijital fotoğraf ya da 4 dakikalık 3500 adet MP3 dosyasını rahatlıkla depolayabilirsiniz. Kısacası standart bir ev kullanıcısı için 20GB yeterli bir çözüm sayılabilir. Ancak sisteme oyun ve ekstra uygulamalar yüklemek niyetindeyseniz, o zaman daha büyük bir kapasiteye yönelmenizde yarar var. Çünkü yeni nesil oyunların hemen hepsi, yaklaşık 1 GB gibi büyük bir disk alanına ihtiyaç duyuyorlar.
Sabit diskler için belirleyici olan tek kriterin kapasite olduğunu düşünmeyin. "RPM" (diskin 1 dakikadaki dönüş miktarı) birimiyle ölçülen veriye ulaşma hızı da oldukça önemli. Bu hız eski modellerde 5400 rpm ile sınırlıyken, yeni nesil sabit disklerde 7200 rpm'lik hızlara sık sık rastlıyoruz. Hatta bu hız, bazı üst düzey modellerde 10.000 rpm'ye kadar ulaşabiliyor.
Gelelim kullanılan bağlantı tiplerine; yani arabirimlere... Masaüstü sistemlerde yer alan sabit disklerin büyük çoğunluğu paralel ATA arabirimini kullanıyorlar. Bu arabirim, ATA/100 modunda saniyede 100 ya da ATA/133 modunda saniyede 133 MB veri transferine olanak tanıyor.
Sabit disklerde kullanılan diğer arabirimler ise SCSI ve Seri-ATA SCSI, daha çok yüksek performans gerektiren sunucu tabanlı bilgisayarlar için tercih ediliyor. Seri-ATA (SATA) ise henüz tam anlamıyla yaygınlaşmış bir arabirim değil. Teorik olarak saniyede 150 MB veri aktarımı yapabilen SATA'nın henüz tam olarak standart hale geldiğini söylemek doğru olmayacaktır.
Son olarak küçük bir özet yapmakta yarar var... Eğer ofisinizdeki günlük işler için yeni bir sabit disk alacaksanız, çok hızlı ya da çok büyük kapasiteye sahip ürünleri seçip fazla para harcamanıza gerek yok. 30-40 GB kapasiteli ve 5400 rpm dönüş hızı sunan bir sabit disk tüm ihtiyaçlarınızı karşılayacaktır. Ancak büyük resim ya da video dosyalarıyla uğraşıyorsanız, hem hızlı (en azından 7200 rpm) hem de yüksek kapasiteli (en azından 80 GB) bir sabit disk seçmenizde yarar var. Aksi halde yetersiz disk alanı uyarılarıyla sık sık karşılaşabilirsiniz.
Ekran Kartı Seçimi
EKRAN KARTI SEÇİMİ
Bilgisayar donanımlarından çok azı ekran kartlarının gösterdiği gelişimi gösterebildiler. Başlangıçta sadece bilgisayarda oluşturulan görüntülerin monitöre yansıtılması ile görevli olan ve basit bir köprü olmaktan öteye geçemeyen ekran kartları, günümüzde tüm grafik işlemlerinin merkezi durumuna geldiler. Çünkü artık, ekran kartlarının üzerinde gelişmiş bir grafik işlemciye (GPU) yer veriliyor.
Ekran kartı seçerken, bilgisayarınızı ne amaçla kullanacağınıza karar vermiş olmanız gerekli. Ofis ortamında kullanılacak bir bilgisayarın sahip olacağı ekran kartı, çok yüksek bir performans sunmak zorunda değil; bu tip ihtiyaçlar için ortalama bir model yeterli olacaktır. Ancak yeni nesil bilgisayar oyunlarını oynamak isteyen bir kullanıcı, çok daha gelişmiş ve yüksek fiyat karşılığında satılan modellere yönelmeli.
Günümüzde ekran karlı dendiğinde, iki büyük isim hemen ön plana çıkıyor. Bu isimlerden ilki olan NVIDIA, GeForce serisi grafik işlemcileri ile yıllardır pazarın lideri durumunda. Şirketin son bombası ise GeForce FX adını taşıyor. Güncel FX grafik işlemcileri kabaca 3 farklı kategoride değerlendirmek mümkün. FX5200, daha çok düşük bütçeli kullanıcıları hedefliyor. Orta seviye İçin geliştirilen FX5600 ve performans canavarı olarak değerlendirilen FX5900 ise diğer iki kategoriyi oluşturuyor. İkinci büyük isim olan ATI ise, Radeon serisi grafik işlemcileri ile NVIDlA'nın tahtını ciddi biçimde sallıyor.
Bu noktada bilmeniz gereken, NVIDIA ve ATI'nin aslında GPU üreticisi oldukları. Yani bu iki şirket, grafik işlemciyi üretiyor ve diğer şirketlere satıyorlar. MSI, Asus, Gigabyte ya da Creative gibi şirketler ise, bu işlemcileri kullanarak kendi kartlarını üretiyorlar ve piyasaya sürüyorlar.
Ekran kartlarının üzerinde yer alan grafik belleği de, performansı etkileyen önemli bir kriter olarak dikkate alınmalıdır. Günümüzde satışa sunulan en basit ekran kartının üzerinde bile 64 MB'lık grafik belleği bulunur. Ancak bu rakamın 256 MB'a kadar çıktığı güçlü modellere rastlamanız da mümkün. Satın alacağınız ekran kartının üzerinde ne kadar çok bellek bulunursa, elde edeceğiniz performans da aynı oranda yüksek olacaktır.
CD-ROM ve DVD ROM Sürücü Seçimi
CD-ROM VE DVD-ROM SÜRÜCÜ SEÇİMİ
Eğer CD-ROM sürücü satın alacaksanız, bu konuda dikkat etmeniz gereken çok fazla kriter bulunmuyor. Günümüzde kullanılan CD-ROM sürücülerin hemen hepsi, 52X veri aktarım hızına sahipler. Ancak bizim tavsiyemiz, CD-ROM sürücü yerine DVD-ROM sürücü satın almanız. DVD-ROM sürücüler, artık normal bir bilgisayarın standart donanımı haline geldiler ve geleneksel CD-ROM sürücülerin yerini aldılar. Hem DVD'leri hem de CD'leri okuyabilen bu üniteler, aynı zamanda yüksek kalitede dijital ses ve görüntü sağlayabiliyorlar. Yani müzik dinlemek ve film izlemek tam anlamıyla bir keyfe dönüşüyor.
Eğer verilerinizi CD ya da DVD disklerin üzerine aktarmak gibi bir niyetiniz varsa, o zaman bir CD yazıcı ya da DVD yazıcı satın almalısınız. Bildiğiniz gibi CD'ler, 700 MB'lık veriyi depolayabiliyorlar. Bu rakam, DVD'ler için 4.7 GB'a kadar ulaşabiliyor. Hatta bazı özel DVD'ler, 16 GB gibi inanılmaz bir depolama alanı da sunabiliyorlar. 700 MB'lık kapasite sizin için yeterliyse, 52X ile veri yazabilen bir CD yazıcı tüm ihtiyaçlarınızı karşılayabilir. Ama sizin aradığınız daha büyük bir kapasiteyse, o zaman DVD yazıcılara yönelmelisiniz. Tabii bu arada, alacağınız cihazın tüm yazılabilir DVD formatlarını (DVD-RW, DVD+RW ve DVD-RAM) desteklemesi de oldukça önemli.
Ses Kartı ve Monitör Seçimi
SES KARTI
Multimedya uygulamaları yaygınlaştıkça, ses kartının önemi de giderek artıyor. Artık her türlü müzik ve filmin yanı sıra bilgisayar oyunları da kaliteli ses efektleriyle donatılmış durumda. Bir süredir gelişmeye devam eden Dolby Surround teknolojisi sayesinde sesi sadece dinlemekle kalmıyorsunuz; takip de edebiliyorsunuz. Örneğin izlediğiniz filmin içerisindeki helikopterin hareketi doğrultusunda, ses de adeta hareket ediyor. Ekranın solundan sağına doğru giden bir helikopterin sesi, sağ taraftan sol tarafa doğru ilerliyor. Bunu sağlayan ise bahsettiğimiz Dolby Surround teknolojisi. Özellikle DVD filmlerde yer alan bu özellik, filmleri sinema salonundaymış gibi izlemenizi sağlayabilir.
Ses karlınızı kullanarak sadece ses ve müzik dinlemek değil; aynı zamanda üretmeyi de hedefliyorsanız, tercihinizi yaparken gelişmiş bir kart seçmeye özen göstermelisiniz. Üst düzey ses kartları ile birlikte gelen özel aparatlar, profesyonel müzisyenlerin bile ihtiyaçlarına cevap verebilirler.
MONİTÖR
17 inç'lik CRT monitörlerin fiyatları, günümüzde inanılmaz bir seviyeye kadar gerilemiş durumda. Öyle ki, artık giriş seviyesindeki bir kullanıcıya bile en azından 17 inç büyüklüğünde bir monitör tavsiye ediliyor.
Eğer monitör için biraz daha fazla para ayırabilicek durumdaysanız, LCD teknolojisine yönelmeniz çok daha İyi olacaktır. Monitör satın alırken dikkat etmeniz gereken detaylardan daha önceki sayılarımızda ayrıntılı olarak bahsetmiştik. Yeni bir monitör almayı düşünüyorsanız, önceki sayılarımıza göz atmadan son kararınızı vermeyin.
İpucu, Ek Bilgiler ve Terimler
İPUCU: ANAKART, BELLEK VE İŞLEMCİ
Bu üç bileşen, asla birbirlerinden ayrı olarak düşünülmemelidir. Çünkü tüm işlemcileri ya da tüm bellek tiplerini mevcut tüm anakartlar üzerinde kullanmanız mümkün değil. Eğer Pentium 4 ya da Celeron işlemci kullanmak istiyorsanız, satın alacağınız anakartın da bu işlemcileri destekleyen bir model olması gerekecektir. Athlon XP kullanıcıları ise, üzerlerinde "Soket A" adı verilen işlemci yuvası bulunan anakartlar! satın almak zorundalar. Pentium 4'leri Soket A yuvalarına yerleştiremezsiniz...
Aynı şekilde DDR-SDRAM bellek modüllerini tercih eden bir kullanıcı, SDRAM modüllerini destekleyen bir anakart satın almamalıdır; aksi halde elindeki bellek modüllerini bu anakart ile birlikte kullanamaz.
BİLGİ: YENİ NESİL LCD MONİTÖRLER
LCD monitörler, geleneksel CRT monitörlere oranla radyasyon yayma, enerji harcama ve yer işgal etme konularında kat kat daha üstünler. Görüntü kaliteleri de, CRT modellere oranla çok daha yüksek.
Günümüzde 15 inç'lik LCD monitörlerin fiyatlan kabul edilebilir seviyelere gerilemiş durumda. Ancak bu durum, bir CRT monitörle bir LCD monitörün aynı fiyatla satışa sunulduğu şeklinde anlaşılmamalı. CRT monitörler, fiyat konusunda çok daha avantajlılar.
... TERİMLER ...
ANAKART bir bilgisayar sistemi için en önemli bileşenlerin başında gelmektedir. Bu kartların görevi, bilgisayarı oluşturan tüm bileşenleri bir arada tutmak şeklinde özetlenebilir. İşlemci, bellek modülleri, ekran kartları ve bunlara benzeyen tüm bileşenler anakart üzerine yerleştirilir.
Bir bilgisayarın ne kadar güçlü olduğu, biraz da anakartın kalitesi ve performansı ile ilişkilidir. Anakartın kalitesi ne kadar yüksek olursa, diğer bileşenlerden alacağınız performans da aynı oranda artar.