iPad'in yeni stratejisi, tabletlerini daha küçük dolayısıyla daha taşınabilir hale getirmek. Firmanın beşinci nesil tableti iPad Air, bir sene önceki modeline göre yüzde 28 daha hafif olduğu gibi ekran çerçevesi de yüzde 43 daha ince.
iPad Air'in tasarımının iPad mini'nin büyümüş hali gibi olduğunu söyleyebiliriz. Tabletin yumuşak arka tasarımı, ince ekran kenarı ve alt taraftaki hoparlörleri, iPad mini'den adeta kopyalanmış. Ancak bundan şikayetçi olduğumuzu söyleyemeyiz, çünkü iPad mini'nin tasarımı oldukça etkileyiciydi. Tableti salladığınızda düğmelerin gevşek hissi vermemesi de iPad Air'in "kaliteli" hissine katkıda bulunuyor.
iPad Air'in içine bakacak olursak cihazın Apple'ın şu anki en güçlü işlemcisi A7'yi taşıdığını görüyoruz. 64-bit mimariye sahip yeni işlemci, güç tasarrufu yetenekleri sayesinde pilinizin daha uzun dayanmasını sağlıyor.
Tasarım
iPad'i ilk elinize aldığınızda şaşırabilirsiniz. iPad Air'in piyasadaki en dengeli tabletlerden biri olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz - bu noktada Apple'ın mühendisliğini kutlamak gerekiyor. Ancak kısa bir süre önce iPad mini kullandıysanız, büyük bir gelişme hissetmeyeceksiniz.
iPad Air, iPad mini'yi temel alıyor olabilir ama tasarımı yazımızın başında da söylediğimiz gibi oldukça etkileyici. Alüminyum arka yüz, onu elinizde tutmayı keyifli bir hale getiriyor. Bu arada iPad Air'in arka yüzünün parmak izlerini tam anlamıyla üzerine çektiğini belirtmeliyiz. Özellikle Apple logosunu temizlerken zorlanabilirsiniz.
Tahmin edebileceğiniz gibi iPad Air'in kenarlarını tek elle kavramanız hala mümkün değil, ancak cihaz o kadar hafif ki bunun önemi yok.
Dikkatimizi çeken bir başka detay, ekrana dokunduğumuzda yaşadığımız plastik hissiyatıydı. Bunu özellikle ekrana tırnağınızı değdirdiğinizde fark edebiliyorsunuz. Apple, bu değişikliği cihazı daha ince hale getirmek için yapmış olsa gerek. Bizce büyük bir sorun değil, dahası çoğu zaman bunu fark etmeyeceksiniz. Ancak tam anlamıyla yüksek kaliteli bir cihaz beklentisinde olanlar zaman zaman bundan rahatsız olabilirler.
iPhone 5S'teki parmak izi tarayıcısı iPad Air'de yer almıyor. Bunun nedenini bilmiyoruz, belki de Apple Touch ID'yi iPad Air 2'ye saklıyordur.
Arayüz
Yeni bir iPhone veya iPad kullananlar, iPad Air'in arayüzünde büyük bir fark görmeyecekler. iPad Air'in en önemli özelliklerinden bazılarına burada değineceğiz, ancak ilk olarak söylemek istediğimiz bir şey var: iPad Air gerçekten çok hızlı bir tablet, iOS 7 Air'in donanımı üzerinde deyim yerindeyse ışık hızında çalışıyor.
Günümüzdeki çift çekirdekli ceplerin bile kabul edilebilir bir hız sunduğunu, neden iPad Air'in hızı üzerinde durduğumuzu merak ediyor olabilirsiniz. Sebebi basit; iPad Air her tür görevi kusursuzca yerine getiriyor. Parmağınızı sürdüğünüzde cihazın birkaç milisaniye hızlı tepki vermesi önemsiz olabilir, ancak ona günde onlarca, yüzlerce kere dokunduktan sonra bir iPad 3'ü denerseniz, aradaki farkı görebiliyorsunuz.
Hız testlerimizde iPad Air'in yine 64-bit'lik A7 çipine sahip iPhone 5S'i az farkla geçtiğini gördük.
iOS 7'yi beğenseniz de, beğenmeseniz de şirket, giderek güçlenen rakibi Android karşısında değişikliğe büyük ihtiyaç duyuyordu. Yeni, daha düz arayüz artık gerçek hayattaki nesneleri taklit etmekten vazgeçiyor.
Güncellenen çoğu platform gibi iOS 7 de birçok kez Parallax gibi işlevleri nedeniyle eleştirildi. Ekrana 3 boyutlu etkisi katan efekt iPhone 5S'te sizi sinir edebilir, ancak iPad Air'de çok daha iyi, dolayısıyla onu kapatmanızı tavsiye etmiyoruz. Parallax'ın pil ömrüne büyük bir etkisinin bulunmadığını da söyleyelim.
Arayüzün geri kalan bölümlerinin kullanımı oldukça kolay. iOS 7'deki yeni uyarı çubuğunu parmağınızı üstten aşağıya doğru çekerek açabiliyorsunuz. Güncellemelere, takvim girdilerine ve cevap vermediğiniz çağrılara buradan ulaşabiliyorsunuz. Çubuğun her zaman genellikle işe yarar bilgi sunmayan takvimle açılması çok doğru bulmadık.
Ancak Apple'ın kullanıcı deneyimini geliştirdiği birçok alan da var. Örneğin beş parmağınızla yukarı doğru sürükleme hareketi yaptığınızda (veya giriş tuşuna çift bastığınızda) çoklu görev paneli açılıyor. Bu ekranda son açtığınız tüm uygulamaları büyük kutucuklar halinde görebiliyorsunuz. Biraz büyük olsa da bizce uygulamalar arasında rahatça geçebilmeniz (veya yukarıya sürükleyerek kapatabilmeniz) için müthiş bir arayüz.
Giriş ekranında kullanabildiğiniz klasörler de artık çok daha fazla uygulamayı kabul edebiliyorlar. Artık simgeleri sadece birbirinin üzerine sürükleyerek koleksiyonlar oluşturmanız mümkün. Uygulamalarınızı otomatik olarak sıralamanın bir yolu ise hala yok. Yani bir uygulamayı kaldırdığınızda açılan boşluk, diğer ekrandaki bir uygulamayla doldurulmuyor. Düzenleme moduna geçip bunu değiştirmeniz tabi ki mümkün, ancak bu çok da pratik değil.
Parmağınızı ekranın altından üstüne doğru sürükleyerek açabildiğiniz Denetim Merkezi de bahsedilmeye değer yeniliklerden. Bu ekrandan parlaklığı açıp kısabiliyor, Wi-Fi ve çok daha fazlasını açıp kapayabiliyorsunuz.
Kişiler, mesajlaşma ve Facetime
iPad Air, Facetime Audio ve geliştirilmiş Facetime HD kamerası sayesinde artık videolu ve sesli sohbetler için çok daha iyi bir cihaz. Cihazın ön yüzünde 1.2MP'lik bir kamera bulunuyor. Kamera, yüzünüzü detaylı, yeteri kadar keskin bir biçimde gösterebiliyor. Görüntü kalitesinde tabi ki internet bağlantınızın da önemi var.
Facetime Audio ise diğer VOIP kullanıcılarıyla ücretsiz görüşmeler yapmanıza izin veriyor.
iPad Air, arkadaşlarınızla konuşmanız için bundan çok fazlasını sunmasa da Kişiler uygulaması daha önce konuştuğunuz ve yıllar içinde biriktirdiğiniz kişilerinize ulaşmanıza izin veriyor. Exchange, Gmail, Hotmail ve iCloud'dan içeriye veri aktarmak oldukça kolay. Bağlantıları yapmanız halinde listenizde kişilerinizin Facebook fotoğraflarını da görebiliyorsunuz.
Mesajlaşma
iPad'de mesajlaşmak çok daha kolay. iMessage, dahili e-posta uygulaması ve indirebileceğiniz çeşitli sohbet uygulamaları size bu konuda geniş olanaklar sunuyorlar.
Mail uygulaması, geniş ve genişleyebilen görünümü sayesinde geniş ekranda size rahat bir deneyim sunuyor. Küçük bir sürüklemeyle e-postalarınızı taşıyabiliyor, düzenleyebiliyor veya çöp kutusuna atabiliyorsunuz. E-postalarınızın görüşmeleri otomatik olarak gruplaması da oldukça hoş. Patronunuz ve iş arkadaşlarınızı etiketlemenize izin veren VIP ayarı, önemli e-postalarınızı ayırt etmenize izin veriyor ve bizce oldukça iyi bir işlev.
iPad Air'in klavyesini kullanmak ise çok hoş bir deneyim değil. Bunun klavyenin isabetsiz olmasıyla veya kullanışsızlığıyla hiç ilgisi yok. Ancak ekrana her dokunduğunuzda çıkan plastik sesi, size önceki iPad'leri özletebilir. Ancak klavyenin rahatlıkla ikiye bölünebilmesi ve taşınabilmesi çok hoşumuza gitti. Belki çok önemli bir işlev değil, ancak bunun gibi işlevler bir araya gelerek iPad'in kullanım alanını genişletiyorlar.
İnternet
iPad gibi bir tabletin internet tarayıcısının kötü olma şansı bulunmuyor, aksine cihazın bu alanda iyi bir performans sergilemesi şart. iPad Air, internette dolaşma hızında önceki iPad'lere göre çok büyük bir hız artışı sunmuyor ancak cihazın hızındaki genel artış tarayıcıyı da olumlu yönde etkiliyor.
iOS 7, web tarayıcısını daha temiz ve basit bir hale getiriyor. Örneğin URL çubuğu iPhone'daki gibi yukarıya kaçmıyor. Yeterince geniş bir ekrana sahip olduğunuz için bu sorun teşkil etmiyor.
Çubuk üzerinde Android'in tarayıcısında olduğu kadar işleve rastlamanız mümkün. Daha sonra okumak istediğiniz web sitelerini saklayabiliyorsunuz, ancak telefonunuz iPhone değilse yazıları saklayabileceğiniz merkezi bir alanınız yok.
Web tarayıcısında metinlerin çok temiz göründüğünü söylemeliyiz. iPad Air önceki iPad'le aynı çözünürlüğe sahip olsa da iki tableti yan yana karşılaştırdığınızda Air'in görüntüsünün daha temiz ve parlak olduğunu görüyorsunuz. Ancak yazılara yaklaştığınızda metnin tekrar düzenlenmesi her zaman çok iyi çalışmayabiliyor.
Cihazın Wi-Fi performansının router'dan daha uzakta çalışabilme konusunda da geliştiğini söyleyelim. Bunda MIMO teknolojisinin payı var.
Apple, iPad Air'deki web tarayıcısında işlevsellik ve arayüz konusunda basitliği devam ettiriyor ve bizce doğru bir iş yapıyor.
Kamera ve video
Tabletin önceki sürümlerindeki 5 megapiksellik iSight kamerası, iPad Air'de de yer alıyor. Kamera kabul edilebilir bir düşük ışık performansına sahip. Kamera arayüzü ise iPhone 5S'tekinin çok daha temel bir sürümü ve daha az seçenek sunuyor. Tek istediğiniz fotoğraf çekmek veya video kaydetmek ise sorun yok, bunu rahatça yapabilir, hatta profil fotoğraflarınız için kare şekilli fotoğraflar çekebilirsiniz.
Filtre seçenekleri, Apple'ın yeni cihazlarında görünen ağır çekim seçeneği ise ortalıkta görünmüyorlar. iPad Air'in de Apple'ın en son A7 çipine sahip olduğunu düşünürsek bu seçeneklerin, özellikle filtrelerin niye sunulmadığını anlamak güç. Yine de tableti kamera olarak kullanmanın çok da iyi bir fikir olmadığını düşünürsek, bu eksiklikler çok önemli değil.
iPad Air'in kamerasının akıllı cebinizin kamerasının yerine geçmesini beklemiyorsanız, ondan fazlasıyla memnun kalacaksınız.
Medya ve video
Medya
iPad Air, medya performansıyla bu alanda da güçlü olduğunu bizlere kanıtladı. iPad Air'in müzik performansı oldukça etkileyici. Cihaz basit kulaklıklarla gelse de Apple, tabletinin müzik çıkışını mükemmelleştirmeyi başarmış.
Müzik çalıcının arayüzü ise iOS 7'nin arayüzünün aksine bize çok güzel görünmedi. Çalıcı, ya şarkıların listesinden oluşan, denetimlerin üstte küçücük göründüğü bir görünümü, ya da ekranın fazlasıyla beyazla dolduğu Şimdi Çalıyor görünümünü seçmenize izin veriyor.
Video
İster cihazınıza indirdiğiniz videoları izleyin, ister internetten akış yapın, Retina ekranda hepsi etkileyici görünüyor. Ancak çok yüksek kaliteli videoları depolamayı düşünüyorsanız, bunun için yeterli alanınızın olup olmadığını kontrol etmeniz gerekiyor.
Video yürütücü satın aldığınız içerikleri güzelce sıralayıp düzenlese de iTunes ile cihazınıza aktardıklarınız pek ortada görünmüyorlar (isimleri yanlış olabiliyor veya garip küçük resimlere sahip olabiliyorlar). Ancak bunları iTunes'un menüleri yoluyla değiştirmeniz mümkün.
Depolama ve pil ömrü
Depolama
Modern iPad'lerin en önemli sorunlarından bir tanesi depolama alanı. 16GB'lık sürümü satın alacaksanız, deneyiminizin yarısının ortadan kalkacağını söyleyelim. Dolayısıyla daha geniş depolama alanı sunan seçenekleri düşünmenizi tavsiye ediyoruz.
Depolama alanınızı sadece uygulamalarla doldurmak bile çok kolay. Sadece Apple'ın ücretsiz sunduğu uygulamalar, 2-3GB'lık alanınızı götürüyor. Retina ekran için tasarlanmış HD filmlerin çoğu, depolama alanınızı cömertçe harcayabiliyor. Bu ise yeni aldığınız iPad'inizde kısa süre sonra uygulamaları indiremediğinize dair uyarılar almanız anlamına gelebilir.
Pil ömrü
Apple, iPad'in 10 saat Wi-Fi üzerinden web'de sörfe, video izlemeye veya müzik dinlemeye izin verdiğini söylüyor. Bunun kötü bir tahmin olmadığını söyleyebiliriz. Ancak genel kullanımda pilin her 10 dakikada bir yüzde 2 azaldığını gördük. Bu ise yaklaşık 9 saatlik kullanıma denk geliyor.
iPad Air'in bekleme süresi ise çok daha iyi. iPad Air'inizi bir kenara ancak 3 gün boyunca bırakırsanız pilinin azaldığını göreceksiniz.
Kararımız
iPad Air, teknik özellikleri ve yeni işletim sistemiyle çok başarılı bir tablet. Onu elinizde tutmak bir zevk, geliştirilmiş kullanıcı arayüzünü kullanmak da öyle. Apple, cihazın şimdiye kadar aldığı eleştirilerin birçoğunun nedenini ortadan kaldırmış.
Apple uygulamalarının artık ücretsiz sunulması çok iyi bir gelişme. App Store'un uygulama yelpazesi oldukça geniş ve tablete özel yeterince uygulamaya sahip.
Cihazın ses kalitesi, iOS 7'nin görünümü ve kullanımı, genel kullanımdaki sürati bizi en çok etkileyen yönlerinden oldu.
TouchID'nin eksikliği, iOS 7'nin iPad Air gibi üst düzey bir cihaz için yetersiz kalabilmesi cihazın eksileri arasında. Bunun yanında iPad Air her ne kadar daha hafif olsa da çok hafif bir cihaz değil. Xperia Tablet Z'yi, iPhone 5'i veya iPad mini'yi elimize aldığımızdaki hafiflik hissi, iPad Air'de yoktu. Air ağır bir cihaz değil, ancak bu konuda bizi diğerleri gibi etkilemedi.
iPad Air satın almayı düşünüyorsanız size tavsiyemiz, bütçenizin yettiği en geniş depolama alanına sahip modeli tercih etmeniz.