Windows 7 kutularının piyasaya çıkmasından bir ay önce Apple, yeni işletim sistemi Mac OS X 10.6'nın, yani diğer adıyla Snow Leopard'ın raflarda yerini almasını sağladı. Fakat Microsoft da işletim sistemi geliştirme sürecini bitirmiş durumda: MSDN ve Technet üzerinden veya ücretsiz Windows 7 Enterprise demosunu indirerek işletim sisteminin nihai sürümü hakkında fikir sahibi olmak mümkün. Apple her şeyden önce kaput altında çalışmalar yaptı, buna karşın Microsoft Windows 7'de Vista çekirdeğiyle beraber görünümü de yeniden elden geçirdi.
CHIP Online iki yeni sistemin de nelere kadir olduğunu inceledi. İşletim sistemleri öncelikle bilgisayar kullanıcısının ön hazırlık yapmadan internete girmesini sağlayacak güvenlik altyapısını sunmalı. Ayrıca rahat ve pratik kullanımı sayesinde PC'de çalışması süresini kısaltmalı ve hatalarla strese sebebiyet vermemeli. Aynı zamanda yeterince hızlı da olmalılar; zira kimsenin bilgisayarı beklemeye vakti ve keyfi yoktur. Biz ise kurulduğu gibi, ek programlara para vermeye gerek kalmadan hemen çalışmaya başlayabileceğimiz bir sistem istiyoruz. Karşılaştırma başlasın!
Arabirim: Efektler
Windows 7 ve Snow Leopard her zamankinden daha çok birbirlerine benziyor. Fakat sadece şık bir arayüzün kullanıcıya getirisi olmaz. Önemli olan işlevsel efekttir; yani tasarımın kullanıcı tarafından kolayca kullanılabilmesi.
Windows 7 Aero görünümüyle, Mac OS X ise Aqua tasarımı ile çok güzel gözüküyor. Yoğun gölge efektleri, yarı şeffaf pencereler ve cilalanmış menüler çok iyi duruyor; ne kadar renkli ve enerjik olması gerektiği ise tamamen zevk meselesi. Windows 7 ile görev çubuğunun kalınlığını iki atına çıkarıldı. Artık buradaki ikonlar daha büyük gösteriliyor ki, bu da birden çok program açık olduğunda kafanızın karışmamasına yardımcı oluyor. Görev çubuğunun OS X dengi ise Dock oluyor. Burada program ikonları bulunuyor ve program çalıştırıldığında komik bir şekilde yukarı aşağı zıplıyorlar. Mavi bir ışık programın çalıştığına işaret ediyor; çünkü Dock aynı zamana hızlı başlat çubuğu görevi görüyor. Windows 7 de artık bu şekilde çalışıyor, hızlı başlat alanı görev çubuğu ile bütünleşmiş durumda. Windows 7 başlatılan program ikonlarının etrafına yerleştirdiği çerçeve ile bunları ön plana çıkarıyor. Pratik: İki adayda da ikonların sürükle-bırak yöntemiyle yeniden düzenlenmesine ve sabitlenmesine izin veriyor.
Pencere kaosuna son
Masaüstü pencerelerle dolduğunda bir şekilde bu karışıklığa düzen getirmek gerekiyor. Windows 7'de fare ile görev çubuğu ikonları üzerinde dolaşıldığında minik bir ön izleme gösteriliyor. Bu minik kutunun içerisinde kapatma butonu da gösteriliyor; böylece masaüstünü direkt buradan toparlamak mümkün oluyor. Fare ön izlemenin üzerinde durmaya devam ettiğinde ise orijinal pencerenin anlık bir kesiti (Aero Peek) gösteriliyor. Snow Leopard'da Dock'taki bir ikona tıklayıp fare tuşu basılı tutulduğunda ise tüm programların ön izleme pencereleri gösteriliyor. Yeni Windows 7 fonksiyonu Aero Snap de çok pratik: Özellik sayesinde pencereler rahat bir şekilde ekranda konumlandırılabiliyor; Apple da bu özellik yok. Normalde fare ile büyütülüp uygun boyuta getirildikten sonra istenilen yere konumlandırma sürecini Windows 7 otomatikman hallediyor. Bir diğer şık iyileştirme ise uygulamalar arasında ALT + TAB kombinasyonu ile geçiş yapmada mevcut. Önceki Windows sürümlerinden de bilinen bu kombinasyon Aero Peek özelliği ile kombine edilmiş; yani uygulamalar arasında geçiş yaparken programın anlık bir kesitini de görebiliyorsunuz. Buna karşın Snow Leopard, Expose ismindeki fonksiyonu kullanıyor: Expose sayesinde tüm pencereler, belli bir programın tüm pencereleri veya masaüstüne göz atılabiliyor. Yeni olarak artık sıralanan pencereler daha derli toplu biçimde gösteriliyor.
Dosyaları daha hızlı bulma
Windows'un merkezi çıkış noktası herkesin bildiği başlat tuşu oluyor. Mac OS X'te buna karşılık gelen bir öğe yok. Bunun yerine Mac OS X Finder denen dosya yöneticisini başlatmak gerekiyor. Bu dosya yönetim merkezi Windows Explorer'ı rahatlıkla cebine sokuyor. iTunes gibi gözüküyor, çabuk tepki veriyor ve pratik ön izleme fonksiyonları sunuyor. Şık bir detay: Apple harici depolama birimlerini sistemden çıkarmadaki sinir bozucu bir problemi ortadan kaldırıyor. Sistem genellikle harici diskler, MP3 çalarlar ve dijital fotoğraf makineleri gibi çevre birimlerine erişmeye çalıştığı için bunlar hemen çıkarılamaz. Çıkarma işleminin başarısız olduğunu söylemekle yetinmektense Snow Leopard hangi programın cihaza eriştiğini gösteriyor. Snow Leopard'da arama yapmak da çok keyifli: Ekranın üst tarafındaki büyüteç tuşuna basın, anahtar kelimeyi girin. Siz daha birkaç harf yazdığınızda sonuçlar belirmeye başlıyor. Elbette Windows 7 altındaki Windows Search de aynı hızda sonuçlara erişmenizi sağlıyor.
Hız: Kim ne kadar ilerledi?
Ne Windows 7 ne de Snow Leopard performans konusunda hayrete düşürecek bir izlenim bırakmıyor. Snow Leopard'da programların neredeyse hepsi 64 Bit çalışıyor; sadece Finder veya Safari gibi seçilmiş araçlar x86 mimarisini kullanmaya devam ediyor. Peki, 64 Bit ne getiriyor? İlk kez Mac OS X'te 4 GB'tan fazla RAM kullanmak mümkün. Snow Leopard'daki üst sınır 16 TB. Windows 7'de de benzer bir durum geçerli. 64 Bit sürüm kullanmayı seçenler 192 GB'a kadar (Ultimate Edition) RAM kullanabiliyor ki, bu miktar önümüzdeki birkaç sene için de fazlasıyla yeterli. Grand Central Dispatch de Snow Leopard'da bulunan bir diğer yenilik. Bu yeniliğin arkasında birden çok CPU çekirdeğine thread dağıtmada kullanılan yeniden biçimlendirilmiş bir paylaşım sistemi var. Fakat Windows 7 de işlem gücünü hızlı bir şekilde birden çok çekirdeğe dağıtabiliyor. Bunun bir işe yaraması için tek şart program yazarlarının uygulamalarını çoklu çekirdek yapısını kullanacak biçimde tasarlamaları oluyor. İşte tam bu konuda durumlar hala iç açıcı değil.
Dosyaları hızlıca sıralamak
Windows'un klasör yapısına seneler içerisinde alıştık veya herkes doküman, video, müzik ve resimler için kendine has bir depolama sistemi buldu. Windows 7'de Kütüphaneler ismindeki yeni fonksiyon dosyaları yönetmeyi daha da kolaylaştırıyor. Kütüphaneler aslında farklı klasörleri (ve içindeki dosyaları) bir araya getiren sanal klasörler oluyor. Örneğin "Resimler" kütüphanesi "Resimlerim" ve "Ortak Resimler" klasörlerinin içeriğini gösteriyor. Bir fare tıklaması ile mevcut kütüphaneye yeni klasörler eklenebiliyor. Bu yeniliğin arkasındaki fikir ise basit: Dosyaları veya klasörleri gerçekten taşımaya gerek kalmadan birkaç fare tıklaması ile verileri farklı amaçlar için bir araya getirmek. Buna karşın Mac OS X akıllı klasörleri kullanıyor. Konsept biraz daha farklı. Gerçi akıllı klasörler de sanal yapıda; fakat belli dizinleri bir arada göstermiyor, bilakis bir arama sorgusunun sonucunu gösteriyorlar; örneğin tüm JPG dosyaları gibi. Sabit diske yeni fotoğraflar kopyalandığında bunlar da otomatikman akıllı klasörün içinde beliriyor.
Daha hızlı çalışmak
İleri seviyedeki kullanıcılar için Windows 7'nin zıplayan listeler özelliği çok pratik olacaktır. Bu listelere programların en sık kullanılan özellikleri yerleştiriliyor ve görev çubuğundaki ikona sağ tıklandığında hemen beliriyorlar. İlk bakışta karmaşık gözükse de kullandıkça pratik hale geliyor. Mesela Media-Player'ın ikonu görev çubuğuna sabitlendiyse bu ikona sağ tıklamanız yeterli; belli bir şarkıyı oynatma, en son dinlenilen listeye devam etme veya şarkı geçmişindeki bir parçayı dinleme gibi gelişmiş fonksiyonlar anında beliriyor. Standart olarak program başına on adet girdi gösteriliyor; fakat isterseniz bu sayıyı arttırabilir veya azaltabilirsiniz. Denetim Masası ikonu da zıplayan liste özelliğine sahip hatta kullanıcılar bir programın kendisiyle ilişkilendirilmemiş dosyaları da o programın zıplayan listesine sabitleyebiliyor. Örneğin HTML dosyalarını Not Defterine sabitleyebiliyorsunuz. Snow Leopard'da bu tarz bir kısaltma yok. Bunun yerine Mac OS X 10.6, Dock'ta yer alan yığınları sunuyor. Bir yığının içerisine dosya ve klasörler yerleştirilebiliyor. Fare tıklaması ile yığın açılıyor ve tüm nesneler buradan görüntülenebiliyor.
Zayıflatılmış Leopard
Bir işletim sistemi ne kadar sıklıkla kurulur? Bir kere mi? Hayır, Windows'ta durum farklı. Birçok evde artık birden fazla bilgisayar var ve belli bir çalışma süresinden sonra genel bir revizyona ihtiyaç duyuluyor. Birçok kullanıcının sistem yedeğini geri yüklemek yerine Windows'u sıfırdan kurmaya yönelmesi mantıklı olmasa da gerçek bu. Windows 7 kullanıcıları daha hızlı bir kurulum süreci için sevinebilir. Vista'yı tanımayanlar XP ile karşılaştırıldığında devasa bir sıçrayışın farkına varacak. Yeni Windows ile özellikle yeni donanım eklemede gereken yeniden başlatmalarda belirgin derecede azalma var. Kurulum sırasında sadece bir kez sistem yeniden başlatılıyor. Snow Leopard bu işi daha da kolaylaştırarak harici veri depolama birimlerine de yüklenebiliyor ve ne bir anahtar ne de etkinleştirmeye ihtiyaç duyuyor. Ayrıca Snow Leopard, selefine göre sabit diskte daha az yer kaplıyor.
Güvenlik: Daha azı daha fazlasını sunmalı
Snow Leopard tümleşik zararlı tanıma setiyle gelen ilk Mac işletim sistemi olması bekleniyordu; fakat nihai sürümde buna dair herhangi bir iz yok. Buna karşın Windows 7 sinir bozucu Kullanıcı Hesabı Denetimi'ni daha uslu hale getiriyor.
Dakikada bir internetten virüs imzaları indiren, kaynak düşmanı anti-virüs koruması kurmak yerine hiçbir şey yapmamak iyi olurdu değil mi? Hatta Mac OS X'te şimdiye kadar hep "bir virüs tarayıcıya gerek yok" klişesi geçerliydi. Anlaşılan bu da değişiyor; çünkü Mac OS X Snow Leopard temel bir zararlı korumasıyla beraber geliyor; en azından final öncesi sürümünde. XProtect ismindeki fonksiyon Windows Defender'a denk ve şu an sadece Mac OS X için yazılmış iki trojan'ı tanıması bekleniyor. Bekleniyor diyoruz; zira final sürümde kurulduğu haliyle XProtect'in izlerine rastlamak mümkün değil. Koruma, muhtemelen yazılım güncelleştirme üzerinden bilgisayara yüklenecek. Windows kullanıcıları virüs koruması yüklemeye alışkındır. Windows 7'de de aynı durum geçerli. Fakat işletim sisteminin çıkışına yakın bir zamanda ücretsiz anti-virüs ve anti-spyware koruması Microsoft Security Essentials hazır olacak. İki sistem de birer güvenlik duvarı sunuyor. Microsoft örnek teşkil edecek biçimde güvenlik duvarını etkin biçimde bırakıyor, Apple ise anlam veremediğimiz bir sebepten dolayı bunu pasif konumda bırakıyor. Kullanıcının güvenlik duvarını kendisi açması gerekiyor.
Kullanıcı Hesabı Denetimi uslandı
Windows Vista'daki UAC çok fazla soru sorduğu için kötü bir üne sahip olmuştu. Windows 7 altında sorgular belirgin derecede azaldı ve kişi artık farklı güvenlik seviyeleri arasında seçim yapabiliyor. Snow Leopard benzer bir özelliği senelerdir sunuyor ve standart kullanıcı ile yöneticiyi birbirinden ayıran bir yapı ön görerek Unix altyapısının nimetlerinden faydalanıyor. Örneğin kurulum yapmak için güvenlik amaçlı olarak parolanın girilmesi ve böylece sistem için kritik olan değişikliklerin ayrı olarak onaylanması gerekiyor. Bu ne sinir bozucu ne de zaman alıcı bir unsur.
Yedekleme
Snow Leopard için bir sıçrayış daha. Harici bir disk takıldığında bunun yedekleme sürücüsü olarak kullanılıp kullanılmaması gerektiği soruluyor. Bu iş için tahsis edilmiş Time Machine uygulaması fazla uğraştırmadan farklı dosya ve klasörleri yedekliyor; hatta komple sistem yedeklemesi de mevcut. Windows 7 de aynı yetilere sahip. Kullanıcının dikkatini daha fazla çekmesi için İşlem Merkezi de (Vista'daki Güvenlik Merkezi) yedekleme uyarıları veriyor.
Şifreleme dahil
USB bellekler artık neredeyse mağazalarda beleşe satılan pratik veri taşıyıcıları haline geldi. Fakat içinde önemli veriler olan USB bellekler çok çabuk kaybedilebiliyor. İşte bu yüzden diskteki verileri şifrelemeyle korumak mantıklı oluyor. Windows 7'de bu iş için uygun yeni özelliğin ismi Bitlocker to Go. Kullanıcılar tüm taşınabilir medya aygıtlarını güvenli biçimde şifreleyebiliyor. Windows Explorer'daki içerik menüsü üzerinden Bitlocker sihirbazı başlatılabiliyor. Bitlocker to Go ile şifrelenmiş veri taşıyıcıları Vista ve XP altında a okunabiliyor; ama bunların içine veri yazılamıyor. Snow Leopard da şifreleme yapabiliyor: File Vault ile kullanıcı klasörleri ve tüm dosyalar şifrelenebiliyor; ama bu da çalışma sırasında fazla işlem gücüne mal oluyor. Sabit disk hizmet programından tüm bir disk bölümü de şifrelenebiliyor.
Ek özellikler: Ekstraların maliyeti var
Program ekstraları birbirine benzer: IE 8 Windows 7 altında neyse, Safari de Mac OS X altında o. Fakat bu ikisinin birer web tarayıcı olması dışında başka ortak yönleri yok. Safari JavaScript işlemede hızlı, Internet Explorer ağırbaşlı ve 8. sürümüyle kabul görmüş web standartlarını destekliyor. Safari, Acid3 testinden tam puan alırken, IE 8 21'e ulaşabiliyor. Safari'nin hoş bir özelliği de çöken bir eklentinin tarayıcının kendisini de beraberinde götürmemesi oluyor. Windows 7, Media Player 12'yi sunuyor; Snow Leopard ise iTunes ve yeni Quicktime Player X'i sunuyor. Randevular, adresler ve e-postalar için tümleşik programlar sunuluyor. Windows 7 sadelik adına tümleşik bileşenlerden feragat edip tüm işleri Windows Live Setine havale ediyor.
Takılan donanımların yönetimi
Sadece ev ağlarının sayısı artmıyor aynı zamanda bir PC'ye takılabilecek cihazların sayısında da büyük artış söz konusu. Dijital kameralar, cep telefonları, MP3 çalarlar, fotoğraf makineleri ve ve... Birçok cihaz türünde Vista altında da sorun yoktu, buna karşın bazılarında bağlantı kurmak ileri seviyede bilgi gerektiriyordu. Windows 7 sisteme bağlı cihazlar hakkında daha fazla bilgi gösteriyor ve içerik menüsü üzerinden tüm ilişkili ayarlama imkanlarına ulaştırıyor. Mesela tarama-faks-fotokopi özelliği olan bir cihazda bu özelliklerin hepsini içerik menüsünde görebiliyorsunuz. Özellikle Windows 7 altındaki Windows Update çok eğlenceli. İnternet erişimi olanlar uygun aygıt sürücülerini internetten otomatikman yükleyebiliyor. Mac OS X de yazılım güncelleme arabiriminden birçok güncelleme yüklüyor; hatta genellikle bayağı bir güncelleme indiriyor. Örneğin en basit güvenlik güncelleştirmesi dahi 200 MB'tan başlıyor.
Basitleştirilmiş ağ yapılandırması
Ağlar bugünkü her bilgisayar kullanıcısı için önemli bir konu. Birkaç sene öncesine kadar IP adresleri, alt ağlar ve güvenlik ayarlarıyla birlikte ağ yapılandırması yapmak uzman işiydi. Bugünse normal bir ev halkı bile ağa bağlanmak ve video/müzik aktarımı yapmak istiyor. XP ve Vista'da bunu yapmak hala yeterince kolay değildi. Profesyonel kullanıcılar bile bazı durumlarda bilgisayarları birbirine bağlamak ve herkesin birbirine erişimini sağlamak için hafta sonunu harcayabiliyor. Windows 7 ağ yapılandırmasını basitleştiriyor ve Ev Grubu fonksiyonunu getiriyor. Kullanıcıların bu grupları sadece bir kez oluşturması gerekiyor; diğer PC'ler otomatikman bu grubun parçası oluyor. OS X bu tarz otomatik yapıları çoktandır bünyesinde barındırıyor. Mac ve PC arasında veri alışverişi de hızlıca yapılandırılabiliyor. Snow Leopard'daki bir yenilik: Ek yazılıma gerek duymadan Exchange 2007 ile bağlantı kurulabiliyor.
Hoş yenilikler
Windows'sun bazı eksikliklerine zaman içinde alıştık. Yine de Windows 7'nin bu eksikliklerin bazılarını gidermesi hoş bir şey. Örneğin bir yazıcı kaldırıldığında sadece yazdırma kuyruğu siliniyordu; sürücü ve diğer ek yazılımlar sistemde kalıyordu. Bluetooth cihazlarını da kaldırmak pek bir işe yaramıyordu; zira sadece eşleşme bilgileri siliniyordu. Windows 7'de silmek gerçekten de silmek anlamına geliyor. Bahsettiğimiz cihazlarda aygıtlar tamamen sistemden kaldırılıyor. Bazı yeni kısayollar da var: Windows tuşu ile beraber 0 ila 9 arasında bir rakam basılı tutulduğunda görev çubuğundaki bir program başlatılıyor. Örneğin Win + 2 ile ikinci sıradaki program çalıştırılıyor. Snow Leopard ise çöp kutusunu daha hızlı boşaltıyor, ön izleme özelliği çok bölümlü PDF dosyalarını tanıyor ve harici disk sürücüleri daha güvenilir biçimde sistemden ayrılıyor.
Sonuç: Birçok ufak sevinç
Windows 7'ye ve Snow Leopard'a yükseltme yapmaya engel olacak hiçbir şey yok. İki sistem de özellikle detay bazında iyileştirmelerle sevindiriyor. Microsoft, Windows 7 ile Vista zamanında dilediklerimizi gerçekleştirdi. Apple ise Kar Leoparı ile bir Servis Paketi hissinden öteye geçmeyi başaramıyor.
Windows 7 ve Snow Leopard'ın ne kadar fazla benzer özelliğe sahip olması gerçekten şaşırtıcı. Görünümden, yeni düzenleme ve arama fonksiyonuna kadar birçok şey birbirine benziyor. Fakat iki üretici de ince ayar yapmanın ötesine cesaret edemiyor. Söz konusu Apple olduğunda Grand Central Dispatch ve 64-Bit'in gerçekten daha fazla hız sunup sunmayacağını göreceğiz.
Şaşırtıcı yenilikler yok
Kullanım konseptleri aynı kalıyor. Kemik kullanıcı kitlesi bu işe sevinse de yeni geçiş yapanların ufak bir alışma döneminden geçmesi gerekiyor. Windows 7 ve Snow Leopard'ın kullanımının daha kolay olması gerekiyordu; zira efektlerin birçoğu sezgisel olarak keşfedilemiyor. Güvenlik konusunda iki sistem de kullanıcıdan çok fazla şey bekliyor; bunun sistem kurulduğu gibi kullanıma hazır halde olması gerekiyor.
XP kullananlar...
... ve bununla mutluluk duyanlar birkaç ay daha eski dostlarıyla takılabilir. Fakat en geç cihaz üreticileri XP'yi desteklemeyi kestiği anda Windows 7 mecburiyet haline gelecek. XP'ye modası geçmiş olarak bakanlar Windows 7'de çok daha çekici bir sisteme ulaşabilir; hem de daha fazla kaynak kullanımına gerek kalmadan.
Vista kullananlar...
... Windows 7'ye geçmeli. Sonuçta Windows 7, daha iyi bir Vista'yı temsil ediyor.
Mac kullanıcıları için...
... güncelleme sadece yeni bir altyapı ve ufak kozmetik değişiklikler sunuyor. 30 Dolar ile Leopard'dan (Mac OS X 10.5) yükseltme yapmak son derece uygun.
Windows'tan geçiş yapmak isteyenler...
... Snow Leopard ile en iyi Mac OS X'i elde edecek; ama belki de bunu yapmadan önce tüm zamanların en iyi Windows'unu test etmeliler. Burada kendilerini daha aşina hissedecektirler. Snow Leopard sağlam bir işletim sistemi; fakat Windows kullanıcıları tası tarağı toplayıp geçiş yapmak istemeyecektir; zira bunu gerektirecek farklar çok az ve alışma dönemi çok uzun.