Yakın zamanda gerçekleşen Google I/O yani Google'ın geliştiricilere özel olarak düzenlediği konferansında yeni bir Google hizmeti bütün ilgiyi üzerinde topladı. Google Wave olarak adlandırılan bu yeni hizmet, pek çok şeyi bir araya getiriyor. 2007 yılından beri geliştirilmekte olan Google Wave için projede görev alan ve projenin fikir babalarından biri olan Lars Rasmussen; "E-postayı bugün icat etmiş olsaydık, nasıl olmasını isterdik sorusundan yola çıktık" diyor.
Gerçekten de bugün internet üzerindeki en popüler iletişim yöntemlerinden biri olan e-posta hizmetleri kendine has kısıtlamalara sahip. Fakat Google, farklı internet alışkanlıklarının en iyi yönlerini alıp Google Wave ile bir anlamda e-postayı yeniden keşfediyor. İşte CHIP Online okurları için özel olarak hazırladığımız Google Wave incelemesi.
Nedir bu Wave?
Şimdilik sadece Google Maps'i de geliştirmiş olan Lars ve Jens Rasmussen'in hazırladığı Google Wave henüz tamamlanmadı ve bu yılsonuna kadar tamamlanması hedefleniyor. Fakat şimdiden bazı heyecan verici özellikleri açıklandı.
Kelime anlamı dalga olan Wave, aslında birden fazla kullanıcının aynı alanda gerçek zamanlı iletişim kurabildikleri, resim ve videoları paylaşabildikleri, dokümanlar üzerinde çalışabildikleri yeni bir platform. Tarayıcı tabanlı bir uygulama olan Google Wave'i dilerseniz Google'ın ilgili sayfasından kullanabileceğiniz gibi, dilerseniz kendi web sitenize de kolaylıkla entegre edebileceksiniz.
Açık kaynak kodla geliştirilen Google Wave, Google Web Toolkit ile hazırlandı. Açık kaynak kodlu olması, Wave üzerinde dilediğiniz gibi değişiklikler yapabilmeniz ve hatta dilerseniz kendi Wave sunucunuzu kurmanıza bile olanak tanıyor. Yeni nesil tüm tarayıcılar ile çalışabilen Wave'in eklenti desteğine de sahip olması son derece ilgi çekici ve bu uygulamanın potansiyelini üst seviyelere çıkarmak anlamında oldukça önemli.
Gerçek anında mesajlaşma
HTML 5 uygulaması olarak geliştirilen Wave, aslında ilk bakışta bir e-posta uygulamasına benziyor. Fakat e-postadan farklı olarak göndericiler arasında gidip gelen mesajlar yerine, mesajlar tek bir noktada toplanıyor ve bu mesajların katılımcıları diledikleri zaman bu iletişime, istedikleri şekilde dahil oluyorlar. E-postadan farklı olarak mesajın tümüne değil, araya girerek sadece bir bölümüne yanıt vermek ve bu yanıt üzerine yeni bir iletişim süreci başlatmak mümkün. Bunlar bir mesaj içinde ayrı konular olarak değerlendiriliyor ve ayrıca takip edilebiliyor.
Devam eden bir mesajlaşmaya yeni bir kişi istendiği anda dahil olabiliyor ve Wave'in "Playback" özelliği sayesinde, görüşmenin başını kaçıran katılımcılar adım adım ona kadar yapılmış tüm eklemeleri ve değişiklikleri takip edebiliyorlar.
Wave'in en heyecan verici özelliklerinden biri ise, e-postanın yanı sıra anında mesajlaşma kavramını da değiştiriyor olması. Hepimiz MSN veya Gtalk'ta karşınızdaki kişinin o anda bir şeyler yazdığını ufak bir bilgi satırından görebildiğimizi biliyoruz. Wave'de ise yazılan her karakter neredeyse anında karşı tarafın ekranında beliriyor. Üstelik yazan kişi daha cümlesini bitirmeden, diğeri yanıt yazmaya başlayabiliyor ve karşılıklı olarak her bir karakter anında görünecek şekilde iletişim devam edebiliyor.
Pratik dosya paylaşımı
Sürükle bırak özelliğini de tamamen destekleyen Wave, bu sayede örneğin fotoğraflarınızı devam eden bir "dalga" içerisinde paylaşmak için tek yapmanız gereken bilgisayarınızdaki dosyaları seçtikten sonra, Dalga'nın içerisine sürükleyip bırakmak. Tamamen HTML 5 standartları içerisinde geliştirilmiş olan Google Wave'in şu an için standart dışı kalan tek özelliği bu. Bu özelliği etkinleştirebilmek için ufak bir eklenti indirip bilgisayarınıza kurmanız gerekecek.
Bu eklenti aynı zamanda paylaşılan fotoğrafların neredeyse aynı anda karşı tarafından tarayıcısında belirmeye başlamasını sağlıyor. Wave penceresinin hemen altında bulunan bir bölüm ise bu fotoğrafları bilgisayarınıza pratik bir şekilde kaydetmenizi veya kendi sitenizde hızlı bir şekilde yayınlamanıza olanak veriyor.
Wave'in diğer bir güzel özelliği ise dalga'nın herhangi bir bölümünü seçip, o kısmından yeni bir dalga oluşturabilmek. Bu sayede farklı kullanıcılar, dalga'nın sadece kendileri ile paylaşılan bölümünü takip ederek, bu bölüme yazı veya başka görseller ile katkıda bulunabiliyorlar.
Çoklu çalışma
Wave alt yapısı sadece bilgisayarların tarayıcılarında değil, cep telefonlarında da aynı şekilde çalışıyor. Google I/O konferansında tanıtımı yapan Lars Rasmussen bir Android cep telefonu ve iPhone ile Wave'in cep telefonu yeteneklerini de gösterdi. Wave hazır olduğunda cep telefonlarında da hemen hemen aynı şekilde çalışıyor olacak.
Google Wave iletişiminin yanı sıra aynı dalga üzerinde birden fazla kişinin çalışmasına da olanak veriyor. Özellikle iş ve eğitim alanında faydalı olması beklenen bu özellik sayesinde, oluşturulan bir dalga'da tüm davet edilmiş katılımcılar, aynı anda, aynı doküman üzerinde gerekli gördükleri değişiklikleri yapabiliyorlar ve daha güzeli herkesin yaptığı değişiklikler neredeyse anında takip edilebiliyor.
Daha sonra katılımcılar dilerlerse adım adım dalga üzerinde yapılmış tüm değişiklikleri başa sarıp tekrar izleyebiliyorlar. Böylece kimin ne zaman ne değişiklik yaptığı takip edebilebiliyor. Ayrıca Playback özelliği tercih edilirse, kullanıcı veya dalga içerisindeki belirli başlıklar gibi kriterlere göre de oynatılabiliyor.
Eklenti desteği
Google'ın diğer bir ürünü olan Chrome sık sık eklenti desteği olmaması yüzünden eleştiriliyor. Google aynı sorunu Wave ile yaşamayacak gibi görünüyor çünkü daha Wave kullanıma açılmadan eklentiler geliştirilmeye başlandı bile. İlk eklentiler Google'dan geldi ama Google I/O'da Wave'in tanıtılmasının sebebi üçünü parti yazılımcıların şimdiden eklentilerini geliştirmeye başlamaları.
Google'ın ilk geliştirdiği eklentiler arasında bir İngilizce yazı düzeltme aracı yer alıyor. Son derece gelişmiş olan bu düzeltme aracı sadece yazılan kelimeleri bir sözlük ile karşılaştırmak yerine cümleyi tanımlayıp, hatalı kelimenin hangi anlamda yazılmak istendiğini ayırt edebiliyor.
Google'ın geliştirdiği diğer eklentiler arasında metin içerisindeki web bağlantılarını otomatik algılayıp, tıklanabilir hale getirme, Google Maps eklentisi ve Wave içerisinde Google arama penceresi de yer alıyor.
Sunucu bağımsız iletişim
Google Wave'in açık kaynak kodlu olduğundan bahsetmiştik. Bu sayede isteyen herkes aynı alt yapıya sahip kendi Wave sunucularını kurup işletebilirler. Fakat bu kontada devreye Wave'in sağladığı çok önemli bir özellik giriyor; sunucu bağımsız iletişim.
Wave üzerindeki tüm iletişim bilgileri ilgili Wave sunucusunda tutuluyor. Bu yüzden mantık olarak iletişimin de aynı sunuyu kullanan kişiler ile sınırlı olması gerektiği düşünülebilir. Fakat sadece birkaç tıklama ile bir Wave sunucusunda devam eden iletişime, başka Wave sunucularını kullanan kişiler de dahil edilebiliyor. Böylece ortak çalışma konusunda farklı platformların yol açabileceği kısıtlamalar da giderilmiş oluyor.
Bunlar sadece Google'ın Wave hakkında şu aşamada paylaştığı bilgilerden sizler için derlediğimiz önemli bazı noktalar. Fakat özellikle eklenti desteğini düşününce, Google Wave ile yapılabileceklerin neredeyse sınırsız olduğu görülebiliyor. Şu an için bize düşen tek şey ise yıl içinde Google Wave'in kullanıma geçmesini beklemek.